Bu on beş yılın bir bölümü evde geçtikten sonra son yıllarda sokaklarda caddelerde gezinmeye başladım. Ev yaşamının bizler için zorlu olduğunu düşünürken, biz engelliler için sokakların caddelerin kaldırımların binaların daha büyük sorun olduğunu fark ettim. Binalardan yollardan caddelerden önce fark edilmesi daha kolay olan kaldırımlardan bir kaç satır yazmak isterim.
Çevrenize iyi bakın size fiziki engel çıkartacak neler görüyorsunuz? Sağlıklı bir kişi olduğunuz sürece çevrede size engel olabilecek hiç bir şey yok. Bir tekerlekli sandalyeli birey olduğunuzu düşünün ve tekrar çevrenize bakın. Eğer hala bir sorun fark edemiyorsanız bir tekerlekli sandalyeli olarak ben size yardımcı olmaya çalışayım.
Çevreye bakınca ilk olarak kaldırımları engel olarak görürüm. Çünkü ülkemizdeki kaldırımlar yol hizasından yüksek, yüzeyleri yamru yumru çukurlu tümsekli ve devamlı işgal altındalar. Kaldırımlarımızın en büyük sorunu; ağaç, elektrik direği, çöp tenekesi, reklam tabelaları ve otomobillerin park alanı olarak kullanılmasıdır. Ben gittiğim her ortamda kaldırımlara baktığımda işgal altında olduklarını hemen fark ediyorum. Otomobiller işgal ediyor, ağaçlar işgal ediyor, tabelalar işgal ediyor, elektrik direkleri işgal ediyor, mağazaların ve iş yerlerinin malzemeleri işgal ediyor.
Çevreye ve insanımıza nasıl bir bakış açısı var, anlayabilmiş değilim. Bir mühendis bir kaldırım inşa ettirirken hiç dikkat etmez mi? Yerden yüksekliğine, eğimine, üzerine konacak tabelaya ağaca. Bazı insanlarla dalga geçmek için "kaldırım mühendisi" gibi sözler kullanılırdı, bu sözün neden kullanıldığını bu sıralar fark etmeye başladım.
Aklınızda olsun kulağınıza küpe olsun; yol üzerinde giden bir tekerlekli sandalyeliye veya bebek arabası kullanan veliye ve yahut yaşlı bir bireye rastladığınızda, hemen "yolda ne işin var kaldırıma çıksana" demeyin. İlk önce kaldırıma bakın gidilebilecek hali var mı? İniş çıkış için rampası var mı? Kaldırıma park etmiş araç var mı? Kaldırım geniş mi? Üzeri ağaç, reklam tabelası ve direklerle süslenmiş mi? Diye bir bakın.
Ben bir tekerlekli sandalyeli olarak; kaldırımda ilerlerken yolda gitmek zorunda bırakıldığımı çok bilirim. Bir rampadan kaldırıma çıkıp yüz metre gittikten sonra kaldırımdan aşağı inme rampası olmadığından yüz metre geri gidip tekrardan aynı rampadan aşağı inip taşıt yolundan gittiğimi çok bilirim, kaldırımın eğimi nedeniyle tekerlekli sandalyemin kaydığını çok bilirim, rampanın saçma sapan olması nedeniyle patır kütür düştüğümü çok bilirim, rampalar önüne park eden taşıtlar nedeniyle kaldırıma çıkamadığımı veya inemediğimi çok bilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder