14 Aralık 2023 Perşembe

CK Boğaziçi elektrik'i CİMER'e şikayet ettim...




"Sayın yetkili ben elli gün önce vefat eden babamın evinde yaşayan yüzde 79 raporu olan tekerlekli sandalyeli engelli bir vatandaşım. 12.12.2023 günü saat 09:00 ila 14:30 arası CK Boğaziçi elektrik dağıtım tarafından elektriğimiz usulsüzce kesilerek mağdur edildik. 

Babamın vefatı nedeniyle elektrik sözleşmesi bize haber verilmeden iptal edilmiş ve “size ihtarname gönderdik” denilerek kandırılmaya çalışılıyoruz. Bizim evimizde babam öldüğü günden beri aylardır birileri 7/24 var ve gönderildiği söylenen ihtarnameyi almadık, almadım, eğer aldıysak CK Boğaziçi elektrik imzamızın olduğu belgeyi size veya bana ulaştıra bilir. 

Elektriğimizin kesildiği gün 12.12.2023’de sağlığım için kullandığım cihazları çalıştıramadım, elektriğimizin kesildiği gün altı saat evimizin neredeyse her yeri tamamen karanlıktı, elektriğimizin kesildiği gün buzdolabının veya dondurucunun içindeki yiyecekler içecekler zarar gördü, elektriğimizin kesildiği gün bilgisayarıma zar zor elektrik buldum ve modemimin çalışmaması nedeniyle cep telefonumun interneti ile CK enerji sayfasına girip 467- TL verip üye oldum. Abone üyeliğim sonrası bir saat sonra apartmanımıza sessizce gönderilen çalışanla elektrik saatimizin mührü sökülüp yeni abone için elektrik verildi ve bize de “elektriğiniz verildi” denilmeden gizlice yapıldı. 

Sizden ricamdır, konu hakkında Enerji ve tabii kaynakları bakanlığını ve ihtarname göndermeden usulsüzce evimizin elektriğini kesen ve annemle beni mağdur eden CK Boğaziçi elektrik şirketinin bu yaptığının bir zorbalık olduğunu ve bana özür mektubu göndermesi konusunda uyarmanızı istiyorum."

13 Aralık 2023 Çarşamba

Zorba CK Boğaziçi Elektrik Dağıtım...

Dün sabah 09:00’da uyanıp televizyonu açmaya kalktığımda elektriğin kesik olduğunu fark ettim. Hem televizyonun ışığı hem de alıcı kutusunun ışığı yanmıyordu. Bir tekerlekli sandalyeli engelli olduğum için annemin gelip yataktan beni kaldırıp tekerlekli sandalyeme oturtmasını bekledim. 

Beş on dakika geçtikten sonra annem “elektrikler yok” diyerek yanıma geldi ve konuştuğumuz sırada sokaktaki evlerin televizyonlarının çalıştığını görünce apartmanın boşluğuna çıkıp evin sigortasını kontrol etti. İlk önce apartman içindeki bizim dairenin sigortasını kontrol etti, çünkü ev içindeki sigorta kontrol için çok zorlu bir yerde. Annem apartman içindeki sigortayı kontrol ettiğinde saatimizin mühürlendiğini, saat üzerine bir kağıt yapıştırıldığını görmüş. 

Annem, o yapıştırılmış kağıdı bana getirdiğinde kağıdın üzerinde BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM yazdığını gördüm, Hizmet numarası bölümüne bir şey yazılmadığını gördüm çünkü elektrik kesme işlemi yasal olmadığını fark ettim ve açıklama bölümünde 'DİKKAT Bu tesisata ait elektrik sözleşmesi iptal edilmiştir. Yeniden elektrik hizmetinin açılabilmesi için bu adreste oturan kişi tarafından perakende satış şirketine başvurularak abonelik alınması gerekmektedir.' Yazıyordu. O an beynimden aşağı buz gibi su dökülmüşe döndüm ve birkaç saniye düşündükten sonra babamın elli gün önce vefatı nedeniyle elektriğimizin kesildiğini anladım. 

İlk önce o kağıdın resmini kardeşlerime gönderdim, hemen arkasından bize elektriği veren şirketi CK BOĞAZİÇİ ELEKTRİK'in telefon numarası 4446255’i arayıp durumu anlattım. Elektriğimizin tahmin ettiğim gibi babamın vefatı nedeniyle kesildiğini öğrendim. Hemen anında karşımdaki kişiye “arkadaşım bana bir ay önce 12.11.2023 tarihinde ihtarname gönderdiğinizi söylüyorsunuz, apartmanın kapısına bırakıldığını söylüyorsunuz, ama bu evrak bana ulaşmadı veya bana ulaştığına dahil elinizde bir imzam var mı? Ben biliyorum bunun sizinle bir ilgisi yok ama bu şirketin yaptığı usulsüzlük. Ben bir engelliyim, kullanmam gereken cihazlar var, evimiz güneş almadığı için karanlık, buzdolabımız var dondurucu var. Siz ihtarname göndermeden elektriğimi kesemezsiniz, lütfen susun ve savunma yapmayın” deyip telefonu kapattım. 

Telefonu kapatma nedenim, susup cevap verememiş olması, sustu çünkü ben en son “ihtarnameyi almadım, ihtarnameyi aldığıma dahil imzamı gösterin” demiş olmam. Elektrik saatimiz üzerine konulan kağıtta Hizmet numarası bölümü boş, çünkü elektrik kesme işlemi ihtarname almadığım için yasal değil. 

4446255 konuştuğum sırada şöyle bir şey de oldu, adresimdeki elektrik kesintisi için nedenini ve benim sözleşme sahibinin oğlu olduğumu onaylamak için bana deniliyor ki “sözleşme sahibinin sözleşmede yazan telefon numarasının son dört hanesini söyler misiniz”, ben “beyefendi ben otuz yıl önce hangi telefon numarasının kaydının olduğunu nereden bileyim, sözleşmeyi nereden buluyum” diyorum. Telefondaki arkadaş bana o sözleşmeyi birkaç kez sordu, ben de her defasında “nereden biliyim” cevabını verdim. en son “orada yazanı soruyorsun ama nereden biliyim, bana onu söyle lütfen. Bunu kimse bilemez” dedim. Tabi ki biliyorum o arkadaş kimliğimi doğrulamaya çalışıyor ama böyle otuz yıllık bir sözleşme sorusu salakça bir soru. 

Ben durumu bu şekil kovalarken, kardeşlerim de aynı yöntemleri deniyorlardı, çünkü ev soğudu evde her yer saatlerce karanlıkta, buzdolabında dondurucuda yiyecekler var. Ben annemle üst kat komşumuzdan kablo çekip buzdolabına soğutucuya dondurucuya elektrik almayı düşünürken, kardeşim Ercan Zeytinburnu Veliefendi’deki elektrik idaresine gitmiş ve “elektriğin açılması birkaç gün sürebilir ama yeni abonelik açarsanız sıra size gelince gün içinde elektrik alabilirsiniz” denmiş. Abonelik almak için evrakı doldururken DASK poliçesi numarası istenmiş, evin DASK’ı olmadığı için orada abone olma işi yattı. Kardeşim eve gelince “DASK isteniyor ama internetten abone olunca DASK poliçesi istenmiyormuş” dedi. 

Ben evin elektriği kesildikten beş saat sonra 12:30 civarında bilgisayarımın içindeki enerjiyle kullanarak, modemin elektriği olmadığından cep telefonumdan internet alarak bilgisayarımdan internete bağlanıp www.ckenerji.com.tr sayfasını açıp üye oldum ve 467-TL vererek adıma abonelik açtım. İnanılmaz veya komik ama internetten bu aboneliğim sırasında bana DASK poliçesi sorulmadı. 

Saat 13:43’de ben 4446255’den bir görevliye “abone oldum elektriğim ne zaman gelecek” konuşması yaparken modemimin ışığı birden yanmaya başladı, yani benim aboneliğimin elektriği geldi. 

15 Mayıs 2023 Pazartesi

14 Mayıs 2023 seçimi...

Dün sabah kahvaltıyı yapar yapmaz hemen dışarıya çıktım. Biraz sokakta zaman geçirdikten sonra tekerlekli sandalyemle sokağın yukarı tarafına Belediye sokağa eczanenin önünde kaldırımda bir köşeye yanaştım. 


Orada, hem bir buçuk saat boyunca bolca güneşlendim çünkü hava çok güzeldi, hem de oy kullanmaya gidenleri seyrettim. Bugün Türkiye genelinde hem Cumhurbaşkanlığı hem Milletvekilliği seçimi olduğundan her yer çok kalabalıktı, insan ve araç sirkülasyonu hiç durmadı. 


Ben tekerlekli sandalyeli olduğum için oyumu kullanacağım Fatma Süsligil okulunun bahçesine saat 14:30 civarında girip etrafı gözlemledim. Okul binası içine ise küçük kardeşimle girdim, ben bahçeden okula doğru giderken küçük kardeşim yanıma geldi ve onunla beraber binaya girdim. 


Okulun içinin daha çok kalabalık olduğunu görünce şaşırdım ve kardeşimi takip ederek oyunu kullanacağım odanın önüne kadar gittim. Koridorda bir ara çoktandır görmediğim çocukluğumdan tanıdığım kasetçi Levent ağabeyi gördüm, onunla selamlaşıp tokalaştıktan sonra kardeşimi takip etmeye devam ettim. 


Kardeşimle beraber kalabalığı aşarak sandığımın olduğu oda önüne gittikten sonra ben sıraya girmeyip bir köşede bekledim. Ama seçim davet kağıdımı, kimlik kartımı ve engelli kimlik kartımı kardeşime verip içeriye gönderdim, onlarda hemen evraklarımı alıp beni öne aldılar öncelik verdiler ve bir dakika sonra içeriye girdim. 


İçeriye girince sandık kurulu ile karşı karşıya geldim, göz göze gelip selamlaştıktan sonra mühür, zarf, milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı pusulası bana teslim edilip kucağıma konuldu. 


Bende tekerlekli sandalyemle perde arkasında oyunu kullananın dışarı çıkmasını bekledikten sonra perdenin arkasına yöneldim. Oyumu kullanacağım yer çok dar bir alandı, ama tekerlekli sandalyemle masaya kadar zar zor yanaşıp ilk önce kucağımdakileri masaya koyup sonrasında mührü sol elime sıkıştırdım. 


Sonra biraz geri çıkıp mührü sandık kurulu başkanına geri uzattım, çünkü manevra yapacağım alan yoktu. Sandık başkanı benden mührü aldıktan sonra biraz daha geri çıktım ve "madem kardeşim yanıma gelemiyor, ben pusulaları katlayıp zarfa koyamam, buyurun içeri girin zarfa koyun" dedim. Sandık görevlisi olan o da içeri girip pusulaları zarfa koydu, ben ise pusulaları zarfa koyana kadar bekledim, onu seyrettim ve zarfı ondan alıp geri geri çıkıp sandığa attım. 


Eğer bir hırsız, bir kapkaççı veya eli çabuk biri değil ise sandığa attığım o evraklar benimdi… :) 


Ben perdenin arkasında oyumun işlemlerini hallettikten sonra bir avukat odaya girdi ve “neden orada yabancı biri var” demeye başladı, sandık grevlileri ile tartışmaya başladı. Ben zarfımı sandığa sokuştururken avukat sandık görevlilerine “neden sandıktan birileri yardım ediyor, refakatçisi yok mu?” Dedi, kardeşim de ona “biz engelli kartımızı da verdik ama ağabeyimin yanında gitmeme izin vermediler” dedi, avukat “içeriye yabancı girmemesi gerek” filan diye sandık görevlileri ile tartışırken ben zarfımı sandığa sokup odadan çıktım. 


Ben avukat ile tartışmasını bilir, onu yerin dibine sokardım herkesin içinde, ama o bir avukat ve polis çağırıp beni gözaltına aldırtma yetkisi var, yani bu yüzden de SALAĞA yatıp o bölgeden uzaklaştım. 


Sandık kurulunda her partiden biri var, benim de aklım başında ve sadece sol tarafım felç, oyumu kullanmışım ve zarfa sokulmasını takip etmişim sandığa atmışım. Avukat, sen benim tekerlekli sandalyemle oy kullanmam için ortamdaki fiziksel engelleri kaldıracağına, oyunu iradesi ile basan, zarfa konulmasını takip eden ve sandığa iradesi ile atanın oyunu iptal ettirmeye çalışıyor. 


Onu bunu bilmiyorum; oy vermeye sandığa giderken kimseyle selamlaşmayacaksın, çünkü karşı görüşte olanlar hemen teyakkuza geçip sizi mimliyor ve oyunuzu kullandırmamak için avukatlarla tepenizde bitiyorlar. 


Sanıyorum nedeni; çocukluk arkadaşım kasetçi Levent ağabeyim okul içinde selam verdi, benimle tokalaştı diye sol tarafı felç tekerlekli sandalyeli olan beni anında mimlediler ve sandığıma giderken avukat arkamdan gelmeye başladı, "oy vereceği yerde kimse olmayacak" demeye başladı. 


NOT: Benden sonra annem gidip aynı sandıkta oyunu kullandı, ama babam kullanmadı çünkü sol tarafı felç bir tekerlekli sandalyeli olan bana bunu yapanlar, Alzheimer hastası babama kim bilir nasıl muamele yapar. Oysaki babam, beni mimleyenlerin zihniyetindeydi. 




15 Nisan 2023 Cumartesi

Çeyrek asırdır bir tekerlekli sandalyeliyim, ama YSK'nın kafası benim bir engelli olduğumu algılayamıyor...

 

Dün saat 13:00 civarında çıkıp ilk önce Telsiz mahallesi muhtarlığına sonrasında da liseyi okuduğum Zeytinburnu 100. Yıl ticaret meslek lisesine gittim. 

İki gün önce AKP ilçe merkezinden bir görevli beni aradı ve “seçim sandığımın bulunduğu yere gitmek için tekerlekli sandalye taşıyan araç ister misiniz?” demişti. Bende ona “oy kullanacağım yere akülü tekerlekli sandalyemle gidiyorum, oy sandığım üst katta olduğu zaman sorun yaşıyorum, üst kata merdivenlerden tekerlekli sandalyemle eller üzerinde çıkartılıyorum. Bu konu hakkında bir şey yapabilir misiz?” demiştim, o da “bunun için (YSK) Yüksek Seçim Kurulunu aramanız gerekli” demişti. 


O öyle deyince ben hemen (YSK) Yüksek Seçim Kurulunun web sayfasını inceledim ve giriş katta oy kullana bilmem için muhtarlığa gidip dolduracağım bir belgeyi vermem gerektiğini öğrendim. 

Dün belgeyi internetten indirip, üzerinde doldurulması gereken yerleri doldurduktan sonra anneme kırtasiyeden kağıda çıktısını aldırıp bugünde muhtarlığa gittim. 


Çocukluğumun geçtiği sokakta olan muhtarlığın kapı önünde beş dakika kadar bekledikten sonra muhtar hanımı yanıma çağırdım. Muhtarı yanıma çağırmamın nedeniyse; muhtarlığın benim içeriye girebileceğim bir mekan olmaması ve içerinin çok dar olması. 

Muhtar yanıma gelip beni dikkatlice dinledikten sonra, evrakı ve nüfus kağıdımı alıp içeriye gitti. Bir iki dakika sonra yanıma geldi ve “sistem bizden bu görevi alıp ilçe seçim kuruluna vermiş” dedi ve ilçe seçim kurulunun adresini verdi. 


Verdiği adres ise benim 1990-1995 arası liseyi okuduğum okul binasıydı, muhtarlıktan ayrılıp ilçe seçim kuruluna sokakları bildiğim için ara sokakları kullanarak 15-20 dakika içinde vardım. 

Beş altı yıl önce bir kahvaltı organizasyonu için geldiğim okul bahçesine girdim, arkasından da okul binasına girip kapı önündeki 14-15 yaşlarda olan görevli bir öğrenciye “ben bir tekerlekli sandalyeliyim yukarıya çıkamam, ikinci katta bulunan ilçe seçim kuruluna çıkıp bir görevliyi yanıma çağırabilir misin?” Dedim. 

Öğrenci gidip yanıma geldikten sonra görev yerine geri döndü, hemen arkasından yanıma bir hanımefendi geldi. Ona da durumu anlatıp, çıktı alıp bilgilerimle doldurduğum belgeyi ve nüfus kağıdımı verdim, “lütfen bekleyin” dedikten sonra tekrardan üst kata çıktı. 

Birkaç dakika sonra yanıma geldiğinde biraz canı sıkılmıştı ve “sistem bu sabah kapatılmış, işlem yapmak istedim ama sayfa açılmıyor” dedi, “boşuna canınızı sıkmayın, son başvuru tarihini bilmediğim için geç kaldım” dedim. 

Seçime bir ay var sistem kapatılmış ve otomatik olarak benim "engelli" olduğum tanımlanması gerekirken, yıl 2023 olmuş tüm işler bana yüklenmiş. Tüm işlerini üye olduğu partiye yıkan kıçını kımıldatmayan engelli arkadaşlar "BEN HATALIYIM BEN" kendinizi kasmayın. 

İlçe seçim kurulundan arkadaşa her şey için "teşekkür" ettikten sonra okul binasından çıktım, çıkarken de okul kapısı önünde bulunan çöp tenekesi önünde tekerlekli sandalyemi durdurup, çıktısını aldığım belgeleri yırttım ve çöp tenekesine attım. 


27 yıldır bir tekerlekli sandalyeliyim ve devletimizin tüm kurumları gibi (YSK) Yüksek Seçim Kurulu’da gaddarca insafsızca acımadan beni oradan oraya koşturuyor. Tek yapmaları gereken; bilgisayarda evrakıma “bu PİSLİK tekerlekli sandalyede olduğu için giriş katta oy kullana bilir” ibaresi koymak.