19 Kasım 2017 Pazar

Bakım maaşı almak için zengin olmak şart...

Bir kaç gün önce bir hanımefendi 16 yaşındaki Otistik rahatsızlığı olan çocuğunu jeep tipi aracında kapılar kilitli olarak bırakıp komşuya çay keyfi yapmaya gittiğinde ben zıvanadan çıkmıştım.

Anne uzun bir süre gelmeyince çocuk ağlamaya başlamış, çocuğu araç içinde ağlarken gören komşularsa telaşlanmışlar ve bir çare arama çabası içine gitmişler… Kimseye ulaşamadıkları için ve aracın kapısını açamadıkları için yarım saat sonra polis ve itfaiye ekipleri çağırmışlar.

Gelen polis ve itfaiye ekibi bir çare bulamayınca, bir itfaiye görevlisi elindeki çekiçle aracın yolcu koltuğunun ön kapı camını kırarak araç içine girdi ve Otistik olan bu çocuğu kucağına alarak dışarı çıkartmıştı.
Bu araçlar o kadar lüks araçlardır ki resmen bir tank gibi zırha sahiptir, araç içine girmek bir dert çıkmak bir dert.


İnsan diyor ki; neredeyse yüz bin Lira civarı fiyatı olan aracı kullanan bir kişiden biraz düşünceli olmasını beklersin, ama maalesef bu olmuyor.


Zaten bakıma muhtaç o Otistik çocuğun farkında olamadığı çok zorlu bir yaşamı var, birde ona bakan annenin bu türden umursamazlıkları onu ileriye değil geriye götürür.

Madem maddiyat sıkıntısı olmayan birisisin, yapılması gereken tek şey özel bakıma ihtiyacı olan o çocuğa bakıcı tutarak ve güzel bir eğitim vererek yaşamını kolaylaştırmak.

Haber sırasında şöyle bir ayrıntıya bir anda aklım takıldı, sanırım bu ayrıntıya kimse dikkat dahi etmemiştir; bu aile o Otistik çocuğun üzerinden Bakım parası alıyormuş, birçok engelliye zorluk sorun çıkartan sosyal hizmetler müdürlüğü böyle bir düzenbazlık yaparak devlet dolandırıyor, onlarda göz yumuyor.

NOT: 2008 yılında Bakım maaşı almak için Sosyal hizmetler müdürlüğüne başvurduğumuzda yaklaşık sekiz aylık bir araştırma inceleme yapıldıktan sonra bize "evin geliri 30- TL fazla çıktı" diye Bakım maaşı vermeyi uygun görmemişlerdi.

15 Kasım 2017 Çarşamba

Asansörde sıkıştırdım...


14.11.2017
Bugün Olivium alışveriş merkezinde kabin önünde asansörün gelmesini beklerken elinde alışveriş poşetleri olan iki kadın benim yanımdan geçip benden önce gelen asansöre koşarak girdi.

Bende, tekerlekli sandalyemle beni umursamayan bu iki kadına inat onların ardından asansör kabini içine girdim... Ben tekerlekli sandalyemle içeri girince onlar iyice kenarlara sıkıştılar.

O kadınlar 1. katın düğmesine bastı, bende 2. katın düğmesine bastım.

Asansör 1. kata gelince kapı açıldı, bayanlardan biri zayıf olduğu için alışveriş poşetlerini zorlanarak havaya kaldırıp üzerimden geçirdi ve asansörden çıktı, ama ikinci bayan tekerlekli sandalyemi geçip çıkış yapamadı, çünkü kiloluydu.

Aslında muzır biri olmasam o ikinci kadına yol verebilirdim, ama inadına tekerlekli sandalyemi yerinden kımıldatmadım.

Asansörün kapısı kapandı, asansör ikinci kata çıktı, kapı açıldı ve ben geri geri çıkışımı yaptım... Ben çıkış yapınca asansörün kabin içi ferahladı ve ikinci kadında asansörde kalıp 1. kata tekrardan iniş yaptı.

Artık bundan sonra asansöre girmeden önce etrafa bir bakarlar, ondan sonra kabine giriş yaparlar.

14 Kasım 2017 Salı

Avrasya maratonunda Ahtapot gönüllüleri olarak 10k koştuk...

12.11.2017
Dün gece 02:00 civarı uyudum saat 05:00 gibi uyandım… Saat 06:45 gibi de kardeşim ve yeğenim Can ile evden çıkıp otomobille Çemberlitaş’a gittik ve sonra aracımızı oraya park edip tekerlekli sandalye ile Sultanahmet’te bulunan otobüse binmek için toplanma alanına gittik.

Sultanahmet’e vardığımızda hava hala karanlıktı, otobüslere binip 15 Temmuz şehitler köprüsü Anadolu yakası başlangıç noktasına gitmek için sırada bekleyen yüzlerce kişi vardı.

Saat 09:15 ila 09:45 arası başlangıcı yapılacak olan 42k 15k 10k koşuları için Sultanahmet meydanından otobüslerin kalkış saati 07:00 ile 07:30 arasıydı, ben ve kardeşimle ortanca kardeşimin oğlu Can saat tam 07:10’da oradaydık.

Ben tekerlekli sandalyede olduğum için önceliğim olduğundan hemen içi boş bir otobüsün orta kapısındaki rampasından içeri girdim. Otobüs içinde bana ayrılmış olan bölüme tekerlekli sandalyemi yanaştırdım, beklemeye başladıktan beş dakika sonrada otobüs yolcu alacağı noktaya yanaştı ve içerisi bir dakika içinde tıklım tıklım oldu, hemen yolculuğa başladık.

Sultanahmet’te hava karanlıktı, soğuktu ve yağmur yağıyordu ama yirmi dakika sonra köprüdeydik, hava aydınlanmıştı ve yağmur yoktu.

Vodafone 39. Avrasya koşusunda Ahtapot gönüllüleri olarak saat 09:30’da 10k koşusunda yer alacağız ve ben ilk defa bu koşuda yer alacağım. Yaklaşık üç ay önce gitme kararı verdiğim bu koşu için ben sadece banka hesabına 110- TL yatırdım o kadar, kostüm ve katılış için gerekli tüm işlemlerin tamamını Ahtapot gönüllüleri derneğinden arkadaşlar halletti.

Vodafone 39. Avrasya Maraton'una bu benim ilk katılışım, değişik sebeplerden gidemediğim bu koşuya bugün ilk defa gidebildim… Gittim ve “şimdiye kadar neden gitmedim ki?” Diye kendime sordum.

Nedeni çok basit… Sağlıklı biri istediği gibi hareket ettiğinde hazırlığını yapar ve istediği yere istediği saatte gider, ama bende öyle değil. Çünkü bizim gibiler sağlıklı olmadığı için işlerini görebilmek için birilerine bağlıdır. Giyinmek, yiyecek veya evden çıkmak vs vs.

Bugün koşuda yaşadıklarım beni çok mutlu etti… Tam 10 kilometre koştuk, bunun yanı sıra ben üç dört kilometre de tekerlekli sandalyemle fazladan yol gittim.

Koşu normalde iki saatte bitti, ama bizim Ahtapot gönüllüleri için yaklaşık iki buçuk saat sürdü, çünkü bir farkındalık sağlamak istiyorduk, projelerimizi tanıtmak istiyorduk… Niyetimiz insanların bizleri tanımasını fark etmesini sağlamaktı.

Biz bu farkındalığı fazlasıyla başardık, gözler ve kameralar hep bizim üzerimizdeydi… Yanımıza gelip hedefimizi amacımızı projelerimizi soran o kadar çok kişi oldu ki, bizi bile şaşırttılar.

Ahtapot gönüllüleri üyelerinin tamamı sportif insanlardan oluşur, ama bu koşuda bizlerin yer almasının asıl amacı MDM, yani Malzeme Değerlendirme Merkezi projemizi hayata geçirebilmek için bağış toplamak… Yaklaşık bir haftadır yapılan çalışmalarla “Maratonda koşacağız projemizin hayata geçirmek için bağış toplayacağız” demiştik ve projemiz için para toplamıştık.

Maraton’da 55 kişi yerimizi aldık ve sözümüzü tuttuk… Hem Maraton’da yer alan herkese kendimizi gösterdik “farkındalık için buradayız, projelerimiz için buradayız” dedik, hem de neredeyse tüm kanalların haber bültenlerinde haber olduk.

Biz Ahtapot’un sekiz kolu gibi belimize taktığımız üzerinde yeşil mavi sekiz adet kol bulunan bir kemerimizle katıldık… Koşu bizimle çok daha renkli oldu, çok daha eğlenceliydi ve o ortamda bir karnaval havası vardı.

Tabi ki bu bir spor organizasyonu, son derecede ciddi koşulan 42 kilometre koşusu var, ama birde bu koşuya farkındalık için katılan dernek ve STK’lar var, köprüde kahvaltı yapmak isteyende var, sadece resim çekilmek için orada olanda vardı.

Bu yıl ki koşu diğer yıllara nazaran daha çok renkliydi, bu kadar büyük bir kalabalık arasında dernek ve sivil toplum örgütleri, farkındalıklar için oradaydı. 

NOT: Türkiye Omurilik Derneğinde ve Sen-De-Gel sivil toplum örgütünde insan kaynakları danışmanı olan Nilay Taşçıoğlu adlı güzel arkadaşım, göremeyen Faruk Demir'e refakat ederek beraber Avrasya maratonu'nda 10k koştu.... Kendisini bu düşünceli hareketi nedeniyle kutluyor, alkışlıyorum.

7 Kasım 2017 Salı

Engelli tuvaletini işgal eden Araplar...

Saat 15:30
Bugün hiç ummayacağım bir olay daha yaşadım ve bu sefer bu rezilliğe Olivium alışveriş merkezinin bir çalışanı şahidim oldu.


Alışveriş merkezine giriş yaptım ve doğruca A katın engelli tuvaletine gittim, kapısı kilitli içeride biri vardı, asansörle 1. kata çıktığımda gördüm ki engelli tuvaletinde görevliler temizlik yapıyordu, bunun üzerine bende hızlıca asansörle en üst katın engelli tuvaletine gittim.

Bu sırada altıma yapacak hale geldim, çünkü alışveriş merkezi içinde neredeyse 15-20 dakikadır tuvalet arıyordum ve çok sıkışık haldeydim.

En üst katın engelli tuvaletine gittim, ama oranın da kapısı duvar ve kapısı önünde dalyan gibi bir sağlıklı bekliyordu… Bir iki dakika bekledikten sonra içeriden dalyan gibi biri daha çıktı.

Ben tam içeri girmek için tekerlekli sandalyemi hareket ettirdiğim sırada, o kapıda bekleyen dalyan engelli tuvaleti içine girdi, içeriden çıkan da kapının önüne gerildi.

Bu iki dalyan resmen tuvaleti işgal etmiş...

O sırada yanımda olan Olivium alışveriş merkezi çalışanı bana bakıyor, ben çalışana bakıyorum… Biz nereden geldiğimizi şaşırdık.

Adamlar resmen tuvalet mafyası, haklı olduğum için hiç umurunda değillerdi ve çok sinir olduğumdan başladım sesli bir şekilde küfretmeye ve ters ters bana bakan kapı önündeki dalyana.

5 Kasım 2017 Pazar

39. Vodafone Avrasya maratonunda tekerlekli sandalyemle koşacağım...

Ahtapot gönüllüleri olarak 12 Kasım Pazar günü 39. Vodafone Avrasya maratonunda 77 arkadaşımla beraber bende yerimi alıyorum...  Derneğimizin öncelikli projesi olan MDM (Malzeme Değerlendirme Merkezi) için tekerlekli sandalyemle bende koşuyorum ve desteğini almak için bağışını bekliyorum.

http://bagis.ahtapotgonulluleri.org/








3 Kasım 2017 Cuma

Teksan İnovatif'in garanti anlayışı...

4.10.2017
...Saat 15:45 civarı tekerlekli sandalyenin alındığı fabrikayı Teksan İnovatif'i aradım ve Birol bey ile görüştüm… Selam sabahtan sonra “tekerlekli sandalyenin bazı sorunları ortaya çıktı bunlar için bakıma girmesini istiyorum" dedim, o da "size bir telefon numarası vereyim onları arayın ücreti karşılığında gerekli bakımı yaparlar" dedi.


Ben onun bu söyledikleri karşısında şok oldum, hemen "nasıl olur garanti kapsamındayım daha bakım için ücret alınmaması gerek değil mi?” dedim. Birol beyse “bakımlar ücretlidir” gibi bir şeyler dedi, o öyle diyince niyetini anladım ve “anladım ne demek istediğinizi, teşekkürler” diyip telefonu kapattım.

Bu durumu pek umursamadım önemsemedim, çünkü bizim esnafımız böyledir, her şey olumluysa her şey yolundaysa Dayı olursunuz eğer işler kötüye giderse Ayı olursunuz.

Esnafımız, ticaret erbabımız olaya vicdani olarak veya sorumluluk olarak bakmaz, geçiştirir sizinle ilgilenmezler.

Satışı yaparken ürünlerini veya sizi yere göğe sığdırmazlar, ama satışı yaptıktan sonra “bakım, yedek parça” diyince cin gibi şeytan gibi ortadan kaybolurlar. 

Tekerlekli sandalyeyi alalı bir buçuk yıl oldu, Birol beyle ne zaman muhatap olduysam hep işlerimi halletti, ama konu garanti kapsamında bakım olunca veya parça değişimi olunca her şey tersine döndü.

Sandalyeyi ilk aldığım günlerde sağ ayaklığını kaldırıma çarpıp kırdım ve Birol beyi arayıp “ayaklığı kırdığımı, fiyatını ve bana nasıl ulaşacağını” sorduğumda bana anında yardımcı olup 300- TL’yi yatırdığımda üç gün içinde ayaklığı kargoyla eve göndermişti.

Tekerlekli sandalye bana geldikten bir ay sonra akü bittiği için ben on beş güne yakın uzaklara gidememiştim. Beni mağdur etmişlerdi.
Sonradan anlaşıldı ki; bana mağazada sergiledikleri sandalyeyi verdikleri ortaya çıktı ve aylarca yıllarca vitrinde sergilendiği içinde sandalyede bulunan aküler bitmişti.


1.11.2017
Dün, kardeşim tekerlekli sandalyemi Vatan caddesinde bulunan Engelsiz Hizmet ticaret adlı bir tamirhaneye bakıma götürmüştü, bugünse bakımı yapmakta olan atölyeden Oğuzhan Özdemir beni aradı ve bilgilendirme yaptı.


Oğuzhan Özdemir incelemesi sonucunda “tekerlekli sandalyenin ayaklıkların ileri geri gidip gelen mekanizması olmuyor ve ikisini de sabitlemem gerek, ön teker maşaları düzelmiyorlar yenilenmeleri gerek ve motorlarındaki problem içinse “içlerinin açılıp bakımının yapılması yeterli olur” dedi.

Bu üç sorun için verdiği fiyat ise “Kdv’si hariç 570- TL”... Bu ücreti ödeme konusunda ise kabak yine benim başıma patladı, çünkü “bu üç sorunda kullanıcı hatası” dedi.

Ben, “benim motorlarındaki sorun için ve ayaklıkların mekanizma mandalları için nasıl bir suçum olabilir ki?” deyip itiraz ettiysem de o “hayır, fabrikasının size olumlu yanıt vereceğini sanmıyorum” dedi.

Ben, "ön teker maşaları yamulması konusunda ise savunmamı ise, toplu taşımalar, kaldırım ve rampalar çok kötü o sorunları geçme konusunda agresif olmam gerekli yoksa ilerleyemem" dedim ve "Teksan İnovatif bu sandalyeleri Almanya şartlarına göre imal ediyor, ama burası Türkiye" dedim.

Türkiye’de esnaflar neden böyle, neden nankör gamsız umursamaz, neden hak yer ve neden müşteriye malını satana Dayı sattıktan sonraysa Ayı muamelesi yapar.

Ben, 16 ay önce 15.500- TL’ye almış olduğum bu sandalyeyi sorunları için garanti kapsamında diye fabrikası Teksan İnovatif’i aradım ve durumu anlattım… Onlar bana başka bir çözüm yolu sunup Şişli’de bulunan Wheelchair adlı tekerlekli sandalye ürünleri satan ticarethaneyle irtibata geçmemi önerdi, o ticari işletmede beni Vatan caddesindeki Engelsiz Hizmet ticaret tamirhanesine yönlendirdi.

Esnafımız böyle işte ürününü sattıktan sonra garanti süresini de unutur, yedek parça teminini unutur, umurlarında bile olmazsınız… Onların koşturması gereken durumda ürünü satın alan koşturur.

Bu sandalye alınırken Ahtapot gönüllüleri www.engelliler.biz adlı kuruluşa aracılığıyla Teksan İnovatif'e ulaşılmış... Ben bu yazdıklarımı onların internet sayfasına yollayacağım ki insanları yönlendirdikleri ve nasıl bir geri dönüş yapıldığını görsünler. Sandalyeyi benden alıp tamirini yaptıktan sonra ürünlerini bana geri bırakacakları yerde, tüm işi bana yaptırdılar.

Tekerlekli sandalyemin akülerine gelecek olursam, yaklaşık bir buçuk yıldır kullanmakta olduğum 56 Amper aküler son aylarda problem çıkartmaya başladı, ilk geldiğinde 15 ila 20 kilometre mesafe giden aküler şu an 4 kilometre mesafeye kadar düştü. Aküleri değiştirmek istediğimi söylediğimdeyse bana 56 Amper için Kdv hariç 1570- TL fiyat verdi ve iki yıl boyunca da bana 18 kilometre mesafe gider garantisi verdi.

Aküler için fiyatı yüksek buldum, ama artık aküleri değiştirmek zorundayım ve onun verdiği garanti sözüne güvenmesem de bunu yapacağım… O aküleri alacağım.

Yedi yıldır akülü tekerlekli sandalye kullanıyorum, hangi aküyü aldıysam satıcı bana iki yıl garanti verdi ve hepsinin de sekiz ay sonra ömrü bitti.

Tekerlekli sandalyenin tüm oynar parçaları bozuldu, hem de aracı alalı bir buçuk yıl olmadan… Zaten bu türden araç kullanmanın gereksiz olduğunu düşünürdüm ve haklı çıktım.


Bir defaki sefere üzerinde fazla görev yüklenmiş bir tekerlekli sandalye almam, bedava olsa bile.

2.11.2017 
İki gün önce bakıma giden akülü tekerlekli sandalyem, bugün 14:00 civarı geldi ve bende dışarı çıkıp gezdim... Tekerlekli sandalyeme yeni bir 56 amper jel akü takıldı, ön teker maşaları değişti, motorların içleri temizlendi kömürleri değişti, ayaklarımı koyduğum ayaklıkları yenilendi, somun ve vidaları kontrol edilip bazısı değişti.

Bu bakım bana Kdv dahil 672- TL'ye patladı, yeni aküye ise Kdv dahil 1829- TL verdim, yani sandalye bir buçuk yıl sonra 2.501- TL’ye iyi bir bakıma girdi ve yepyeni oldu… Oldu ama ben o parayı kredi kartımla ödedim, sanırım taksitlerini kredi çekerek ödeyeceğim.

2.02.2018
Tekerlekli sandalyemin aküsü değişeli ve bakımı yapılalı dört ay olduğu halde sorunlar tekrardan geri döndü... Akü performansı yarıya düştü, 4 ve 5 kademe hızında giderken motorlarda tekrardan titremeleri başladı, hareketli olan sırtı çalıştırdığımda bazen tekliyor takılıyor ve sabitlenen ayaklıkları sorunlu.


Bu akülü tekerlekli sandalyemde daha önce kullandığım aküyü hiç sorun yaşamadan tam 15 ay kullandım…

Bilmiyorum da tüm bunlar fabrikasının suçu, çünkü dört beş ay önce "sorunları var bakıma gitmesini istiyorum" dediğimde bana "biz bakım yapmıyoruz, yapılacak bakımda ücretli olur” deyip bana bir adres verip beni başka yere göndermişlerdi. Tüm her şeyle ilgilenmemi istemişlerdi ve her şeyi kardeşimle ben halletmiştim.

Garanti süresi dolmadığı halde sandalyeyi kendileri alıp bakımını yaptıktan sonra bana geri bırakmaları gerekliydi, ama yapmadılar.

Avrasya koşusunun yaklaşması nedeniyle bir an önce bakımını ve akü değişimini yaptırmak zorunda kaldım. O günlerde sorgulayamadım ama bakımın yapıldığına dahil evrak ve ödenen ücretin faturasını almıştım, aldığım akünün faturasını da almıştım.

Şu an ortaya çıktı ki bu bir saçmalık, hatta benim yaptığım da bir saçmalıkmış… Ama olsun garanti süresinin daha dolmasına beş altı ay var ve bu durumu derneğe yönetime bildirip “ne yapılabilir” diyeceğim, çünkü bakım ve akü değişimi dört ay olmuş olmasına rağmen hem sorun çıkarmaya başladılar.

Tekerlekli sandalyenin garanti süresi dolmadan bir an önce birkaç hafta içinde tekerlekli sandalyenin şu durumunu Ahtapot gönüllüleri derneği yönetimine bildirmem gerekli, birde onların muhatap olmasını istemek zorundayım.

Ben üzerime düşen her türlü görevi yerine getirdim, sorunu bildirip evrakları faturaları aldım, saklıyorum.

Benim merak ettiğimse; tekerlekli sandalyenin alındığı Teksan inovatif yetkileri benimle ve kardeşimle konuştukları gibi Ahtapot gönüllülerinde arkadaşlarımla da o şekilde mi konuşacak bilecek mi?

15.03.2018
Bu tekerlekli sandalye ile uğraşmak beni baya yordu… Geldiği günden beri sorunları bitmek bilmedi gitti.


Bir aydır akülü tekerlekli sandalyenin yaslandığım sırt bölümünün otomatik olarak ileri geri giden rayını hareket ettirdikçe ses çıkartıyordu, zar zor hareket ediyordu. Ben o rayın sorun çıkartmasını beklerken, sorun başka yerden çıktı.


Bugün Olivium alışveriş merkezinde tuvaletteyken birden geriye doğru yaslandığım sırada sırt bölümü beş altı santimetre arkaya gitti. Kendim halletmeye kalktım ama olmadı, bende eve kadar gidip anneme baktırdım. Annem "sorun orada değil, burada bir boru var ve çok kötü olmuş, eğer fazla yaslanırsan buradaki hasar olan yer tamamen kırılır” deyince, bende hiç yaslanmadan doğruca Vatan caddesinde bulunan Engelsiz hizmet Ticaret’e gittim.


Marmaray metro derken oraya ulaşmam yarım saatimi aldı, oraya gidince Oğuzhan bey ve çalışanı Rahman vardı. Ben dükkanın içine girmeden Rahman ağabey yanıma geldi, ona durumu anlattım ve o da inceledi “şimdilik biz bunu vidalarla tutturalım, ama yarın sandalyeyi buraya getirin o bölgeye kaynak yapılması gerek” dedi.


Kırılan o boruyu başka yerden sabitledi ve “sert şekilde yaslanma” dedi, beni yolladı. Bende gün boyunca sırtımı fazla yaslamadan gezdim, akşam oldu hatta geceydi kardeşim işten geldi ve bugünkü işlemlere baktı. Sonrasında bana “ağabey oranın kırılma sebebi sandalyenin o bölgesinin hareketli olması, itip çektikçe veya kaldırıp indirdikçe hareket etmiş ve parça zarar görüp yırtılmış” dedi. Sadece kırılan o bölgeyi tamire götürebileceğini düşündü “halledebilir miyim” diye uğraştı, baktı olacak gibi değil yarın sabah sandalyeyi Engelsiz hizmet Ticaret’e getirmeye karar verdi,


Diyecek bir şey yok; asansörlerde, toplu taşıma araçlarında, rampalarda kaldırımlarda veya basamaklarda merdivenlerde sürekli olarak bilinçsizce sandalyem manuel araçmış gibi arkadaki tutma yerlerinden tutuldu ve bir yerlere itildi çekildi kaldırıldı indirildi.


Ben bu tür müdahalelerde insanımıza bazen agresif şekilde “itmeyin” “çekmeyin” “kaldırmayın” “indirmeyin” “yapmayın” desem de kimsesi beni dinlemedi.


Bilmiyorum ama bu marka bu aracı üretirken çok saçmalamış, neredeyse tüm parçaları bu şekilde, araç bana geldiğinden bu yana sürekli sorun çıkardı durdu. Bundan önceki tekerlekli sandalyemi 2.000.- TL’ye alındı altı yıl kullandım bunun kadar sorun çıkarmadı, bu sandalye bir buçuk iki yıl önce 15.500.- TL’ye alındı diğerinin altı yılda çıkarttığı sorunlar kadar orun çıkarttı.


Her zaman dediğim gibi; bir cihaza gereğinden fazla özellik yüklemeyeceksin.