28 Haziran 2020 Pazar

Ne maske kullanımı var ne de ceza kesen...


27.06.2020
Akşam 19:00 civarı bir ara Stat park Erey çay bahçesindeydim, ama bir süre daha oraya fazla gitmeyeceğim, çünkü çok kalabalıktı ve kimsesi kuralları umursamamıştı. 

Ne masalar arasında sosyal mesafe vardı ne de maske kullanımı vardı. Masalar arası yarım metre bir metre filandı, maske takan müşteri ise neredeyse hiç yoktu. 

Aslında şu an en güvenli yer bana göre; alışveriş merkezleri... AVM girişinde ateş ölçülüyor, maske takmak zorunlu ve fazla müşteri olmadığından sosyal mesafe korkusu yok.  

Baktım olacak gibi değil 15 dakika sonra filan hesabı ödedim ve oradan ayrıldım. Ayrılırken de 20 yıldır orada şef garson Nevzat'a “bu masalar çok iç içe, ikinci bölümünüzü açsanız da masalar arası mesafeli olsa” dedim, o da garsonlara çok iş yükü bineceğini düşündüğünden bana “ne gerek var, masaların mesafeleri iyi” dedi. 

Arkadaşlar hiç farkında değil; gelen bir müşteri masaların bu kadar iç içe oluşunu gördükten sonra veya masalarda oturanların maskesiz olduğunu görünce oturmaktan vaz geçebileceğini.  

Erey çay bahçesi ve bu tür yerler Corona virüsü salgını sürecinde yaklaşık üç ay kapalı kaldılar ve Haziran ayı içinde tedbirleri alarak açıldılar. 

Açıldılar açılmasına, ama vatandaş işletmelerin aldığı bu tedbirleri beğenmiyor ve bu kalabalıkları sorunlu görüyor. Devlet ise kurallara uyma ve maske takma zorunluluğu getirdi, ama ne işletmeler bu kurallara uyuyor ne de insanımızda maskeye mesafeye özen gösterme var. 

Ceza kesildiği söyleniyor ama sanmıyorum, genelde maske kullanımı ise taş çatlasa yüzde otuz. 

İşletmeler, eğer bu normalleşme sürecini abartırsa ve kurallara uymazlarsa aylarca kapalı kaldıkları o döneme geri döneceklerinin hiç farkında değiller. 

Özellikle işletme sahipleri ve garsonlar iş yükünden şikayetçi olduğu sürece veya umursamaz oldukları sürece, bugünleri çok ararlar. 

Eğer tedbirleri böyle umursamamaya devam ederlerse salgın tekrardan bizleri evlere sokar, onları da işletmelerini kapatmaya götürür. 


Aralık 2020; 
Yediden yetmişe herkes maske ve mesafe kurallarına gerekli şekilde uymadığı için salgın tekrardan azdı ve yaklaşık bir aydır ülkemizde birçok yer kapalı. 

NOT: Ben "şom ağızlı" değilim, ben "öngörüsü sağlam bir realistim". 

3 Haziran 2020 Çarşamba

Birden normalleştik...

Bu sabah 07:30 civarında uyandım ve bir daha uyuyamadım. Baktım uyuyamıyorum, cep telefonumda aşağıdaki yazıyı hazırladım ve saat 10:00’da egzersiz eğitimi aldığım Özel Sempati Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon merkezine WhatsApp yoluyla gönderdim. 

Bunu yapmamdaki nedense: Bir kaç gün önce erken alındığını düşündüğüm normalleşme kararları oldu, neredeyse özel eğitim veren tüm paralı okullar ve egzersiz tedavisi almakta olduğum Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri de dahil olmak üzere, önlemler alındığı taktirde eğitime devam etme kararı alınmış olması. 

Niyet ise; birikmiş olan telafi eğitimleri... 

Yaklaşık Mart ayının ortasından bu yana kapalı olan tüm eğitim sektörü önlemleri aldığı taktirde bu ay içinde açabilecekler. Devlet okulları harici özel olan tüm eğitim sektörü açılacak.

Corona Covit-19 salgınıyla birlikte kapatılan özel eğitim merkezleri maddi sıkıntılara girmeye başladı ve Milli Eğitim Bakanlığının ‘1 Haziran itibariyle açılabilirler’ genelgesiyle birlikte özel eğitim merkezleri hemen harekete geçti ve tedbirler almaya, açılış tarihleri vermeye başladılar.


Ben bu konuda endişeliyim çünkü tedbirler tam alınmadan veya eğitim sırasında yapılacak ufacık bir hatayla tüm her şey sona erebilir. Özel okullar veya özel eğitim merkezleri bilmiyorum farkındalar mı? Merkezleri kapatılabilir, yöneticileri öğretmenleri veya öğrencileri sağlığını kaybedebilir.

Dün, egzersiz tedavisi eğitimi aldığım Özel Sempati Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi ‘tedbirleri almaya başladığını, 15 Haziran günü itibariyle açma kararı’ aldı. Bu kararını da İnstagram ve WhatsApp yoluyla öğretmen ve biz öğrencilerine bildirdi.
Bende aşağıdaki mektubu yazıp WhatsApp yoluyla onlara gönderdim.

"
Selamlar. :)
Alınan tedbirler kapsamında özel eğitim rehabilitasyon merkezleri açılıyor, ama bana göre bu belirtilen tarih çok erken, en azından benim için erken. Farkındayım bir şekilde Sempati'nin de açması gerek. Eylül ayı beklenirken bir anda bu kararın alınması bir düşüncesizlik, bir hata. Saçmalık.


1) Ben dahil olmak üzere maskeyle eğitim yapmamız çok zor, çünkü dokunarak ve yüz yüze eğitim alıyoruz. Sosyal mesafeyi korumak çok zor, virüsün üzerinden geçen süre çok az iken veya hâlâ virüs her yerde etkinken, bu ara sosyal mesafe gerekli, zorunlu. Şu an biz de, öğretmenler de çok tehlikede. Bunun çok erken bir karar olduğunu düşünüyorum.
2) Benim annem 65 yaş üzeri, riskli ve kısıtlanan kişiler arasında, ben annem olmadan ders yapamam, gelip dönemem, kurum içinde hep anneme ihtiyacım var. Benim annemden başka kimsem de yok.
3) Bina içinde alınan tedbirler ne kadar yeterli bilmiyorum, bu tedbirler bir öğrenci veya bir öğretmen bu virüsü taşımasıyla her şey mahvolur, çünkü alınan hiç bir tedbir işe yaramaz.
4) İstanbul ve hatta Zeytinburnu, virüs bakımından çok tehlikede, en çok riskin olduğu bölge. 
NOT: Bu eğitim dönemi  sonlandırılmalıydı, derslere başlanmamalıydı, gelecek eğitim döneminde ise her şey sıfırdan başlamalıydı. Diye düşünüyorum.
Ben yakın zamanda eğitime gelemeyeceğimi bildirmek istiyorum, lütfen benim için bir tarih belirlemeden önce bana danışın.
Abdullah Ünal
"
Yazdım. 


Ben yaş kısıtlamaları içinde olmadığım halde iki aydır topu topu üç dört saat dışarı çıktım,  annem 65 yaş ve üzeri olduğu için sadece evin ihtiyaçlarını karşılamak için en fazla iki elin parmakları kadar dışarı çıktı. 

Devlet, bir anda “normalleş” dedi diye izole yaşamı birden bire bırakamayız, özel eğitim merkezi “tedbiri elden bırak” dedi diye her şeyi bir anda boş veremeyiz. 

Bu yaşamda, sağlıklı olmanın önemi bizim kadar iyi bilen yoktur…

1 Haziran 2020 Pazartesi

Bencil, Düşüncesiz Ve Ön Görüsü Olmayan Bir Tıp Sektörümüz Var...

Ben 24 yıl önce beyin kanaması geçirdim, ameliyat olduktan sonra 40 günlük yoğun bakım 6 aylık koma sürecinden sonra kronik hale gelen bir felç durumum oldu. 

Bu felç durumum şu an halen devam etmekte, çünkü devlet tarafından verilmesi gereken fiziksel tedaviler verilmedi ve ben sağlığıma kavuşamadım. Eğer devlet tarafından gerekli yeterli düzenli profesyonel bir egzersiz eğitimi verilseydi, ben kendimi yönetecek hale gelebilirdim. 

Sadece ben değil, benim durumum da olan bir çok kişi bundan şikayetçi, fiziksel tedaviler düzgün verilmediği için bizler birilerine bağımlı olarak yaşamaya devam ediyoruz. 

Fizik tedaviye ihtiyacı olan bizlere "hastanede yerimiz yok" deniliyor, ama hastane odaları ihtiyacı olmayanlar tarafından işgal ediliyor. Bunu kendileri de biliyor. 

Bizleri özel sektöre yönlendirip kısıtlı tedavi almamızı sağlıyorlar. Asıl yapmaları gereken, bizleri on gün yirmi gün bir ay değil, tedavi sonlanana kadar hastanede tutmaları. 


2020 yılı başlarında dünyanın başına bela olan Corona;  Covit-19 salgını bir Pandemi’ye dönüştü ve 11 Mart civarında ülkemizde vakalar ve ölümler görülmeye başladı. 

Bir Pandemi olması nedeniyle ülkemizde yaş sınırlamalarıyla sokağa çıkma yasakları başladı, yurt dışından ülkemize girişler ve yurt dışına çıkışlar durduruldu, giyecek yiyecek içecek sektörü tamamen durdu ve hafta sonları üç dört günlük sokağa çıkma yasakları başladı. 

Virüs bulaşabilme riski nedeniyle hastanelere ve sağlık ocaklarına girilip çıkılmaz oldu, çünkü virüslü kişiler de sağlık kuruluşlarına girip çıktılar.

Bu dönemde kronik ve sağlığında sorun yaşayanlar için bir düzenleme yapıldı ve raporu olanlar ilaçlarını hastaneye veya sağlık ocağına gitmeden eczaneden alabilme hakkı verildi. 


Bu düzenlemeden ben yararlanamadım, çünkü 24 yıllık beyin hastası olmama rağmen 24 yıldır kullandığım ilaçlarım olmasına rağmen  raporum yok.

24 yıldır her ay hastaneye veya Sağlık ocağına gidiyorum, ilaçlarımı yazdırıyorum. 

Defalarca beyin hastalıkları uzmanlarına, fiziksel tedavi uzmanlarına veya EAH’lara başvurduğum halde bana hep "hayır" cevabı verildi, neden olarak da "sağlık kuruluşlarına her ay gidip gelebileceğim kadar sağlığımın yerinde olduğu" söylendi. 

Şu anda olağanüstü bir durum var ve ben kas gevşetici Lioresel ilacımı, kas ağrılarım için kullandığım Cabral ağrı kesici ilacımı iki buçuk aydır almıyorum/ alamıyorum. 

ÇÜNKÜ, BENCİL, DÜŞÜNCESİZ VE ÖN GÖRÜSÜ OLMAYAN TIP SEKTÖRÜMÜZ NEDENİYLE RAPORUM YOK.