26 Kasım 2021 Cuma

Fark Yaratanlar’a...

Dün akşam Sabancı grubunun bir projesi olan Fark Yaratanlar’a aşağıdaki metni gönderdim, çünkü birkaç gün sonra proje alımlarını sonlandıracak. 

Benim engeller konusunda fikirlerim var, ama bunları hayata geçirebilecek bir pozisyonum yok. Ben sadece fikir veriyorum, geliştirmek ve hayata geçirmek başkalarının elinde. 

Aşağıdaki konu hakkında bu ülkenin bir projesi yok, varsa da ben bilmiyorum. Bu projeyi Sabancı grubunun imza atması çok önemli, çünkü duyarlılıkları iyi, çünkü imza attıkları her işe önem veriyorlar ve sonlandırıyorlar, çünkü her türden farkındalık için doğrudan muhatabıyla ilişkiye geçiyorlar. 


İnsanımızın, engelliler ve engeller konusunda duyarlılığının artırılması gerek ve bu konu hakkında bilgilenip bilinçlendirilmeleri gerek… Bunun için yapılması gereken ise eğitim yuvalarında küçücük beyinlere engelli farkındalığının aşılanması olmalı. 


Şu anki nesil için yapılabilecek pek bir şey yok, çünkü farkındalık beyinlere çocukluk dönemin de yerleştirilebilecek bir bilinçtir, şu an okula giden nesle doğru eğitimi verirseniz, onların çocukları bizlere karşı daha duyarlı olabilir. 


Benim fikrimse; 

Okul binası içinde veya sınıflarda engelliliği anlatan afişler tabelalar asılabilir, koridorlara duvarlara rengarenk çizimler yapılabilir veya değişik engellere sahip bireyler okul binası içinde, okul bahçesinde ve okul bahçe kapı önünde görülmeleri sağlanabilir. 


Birde bunun yanı sıra çocuklara bir eğitim verilmeli, ders gibi değil seminer gibi, engellilik konusunda eğitimli bilgili bilinçli kişiler tarafından öğrencilere verilebilir. Hatta öğrenciler bu eğitime katıldıkları taktirde sertifika veya ekstra puan alabilir. 

“ 



3.02.2022 günü bana mail yoluyla göndermiş oldukları yazı aşağıdadır... 

Sayın İlgili,

Fark Yaratanlar Programı’na olan değerli başvurunuz için teşekkür ederiz. 1-30 Kasım 2021 tarihleri arasında Fark Yaratanlar Programı’na yapılan 1.764 başvuru, Sabancı Vakfı ve Danışma Kurulu tarafından detaylıca ve özenle değerlendirilmiştir.

Bu bağlamda, adayların çalışmalarının ilham verici, yaygınlaştırılabilir, sürdürülebilir, yenilikçi, etkisi ölçülebilir ve hak temelli olması göz önünde bulundurulmuş, Fark Yaratanlar Programı’na en uygun çalışmalar bir sonraki aşamaya geçmeye hak kazanmıştır.

Tüm başvuruların kapsamlı olarak değerlendirildiği bu süreçte; çalışmanızın bir sonraki aşamaya geçemediğini üzülerek belirtiriz.

Çalışmalarınızda başarılar diler, önümüzdeki sezonlarda Fark Yaratanlar Programı’na yeniden başvurmanızı gönülden umarız.

Sevgilerimizle, 

"


23 Kasım 2021 Salı

Ülke devalüasyona teslim edildi...

Bir ay öncesinde döviz ve Altın’daki yükseliş son iki günde devalüasyona dönüştü. Bu yükselişin nedeniyse kendisini ekonomist olarak tanımlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması, o ne zaman konuşsa Türk Lirasının değeri düşüyor, Dolar Euro altın yükseliyor. 

Cumhurbaşkanımız bunu özellikle yapıyor, çünkü kendisi tarafından tüm çevresi 19-20 yılda döviz ve Altına boğuldu. 

Daha birkaç gün önce 10- TL civarında olan Dolar, bu akşam saat 18:00’de 13- TL’yi aştı, altının gramı birkaç gün önce 650- TL’den 750- TL’ye çıktı. 

2017 yılında vatandaşa gidilerek dikta rejim olan Başkanlık sistemi kabul edilip 2018 yılından bu yana da TBMM devre dışı bırakılıp tüm kararlar tek bir kişi tarafından alınmaya başlandı. 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2018 yılından bu yana vatandaşı için değil, yandaşları için kararlar verdi. Son üç dört yılda yandaşına akrabasına arkadaşına dostuna o kadar çok kıyak yaptı ki, ülkenin tüm değerleri yok edildi. 

Bu akşam Ankara’da ve İstanbul’da bu durumu protesto etmek için yürüyüş yaptı. Bence bu türden çıkışlar için artık çok geç kalındı. Burada benim asıl canımı yakan sokağa çıkan kesim 
20 yıldır canı yanan muhalif kesim, 20 yıldır keyfi yerinde olan yandaş kesim değil. 

Twitter; 
Ben bu işi çözemedim; 20 yıldır canı yanan benim veya biziz, son günlerde canı yanan yirmi yıldır keyfi yerinde olan yandaşlar, ama sokaklarda protesto yapanlar yirmi yıldır canı yananlar. 

#ProtestoEdiyorum 

9 Ağustos 2021 Pazartesi

İBB'nin 'Bütçe senin, Karar senin' katılımcı bütçesine üç fikrimi gönderdim...



Bugün (İBB) İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bir organizasyonuna daha katılımda bulundum. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin başlatmış olduğu “Bütçe Senin, Karar Senin” adlı fikir proje organizasyonuna üç adet fikrimi gönderdim. 


Sayın yetkili ben 45 yaşında bir tekerlekli sandalyeliyim... Yaşamımızda bir çok zorlukla sorunla sıkıntıyla mücadele ettiğimiz biliniyor...  Bunun biz de farkındayız, siz sağlıklılarda farkındasınız. 

Ben engellilerin yaşamını kolaylaştırmak için, yazarak ve resimleyerek çaba gösteren bir aktivistim… Zorluk, sorun ve sıkıntılar, geleceğe yansımasın diye çaba göstermekteyim. 

Benim sizinle paylaşmak istediğim projem ise; Sağlıklılar araçlarına bir şey olduğu zaman çekici çağırabiliyor veya bir sağlıklı hata veya kaza yaptığında çekici gelip o aracı çekebiliyor, peki böyle bir imkan biz engelliler için düşünülemez mi? Yani bu olanak tekerlekli sandalyeliler için hayata geçirilemez mi? Devletin veya belediyelerin, onlarca yüzlerce hatta binlerce tekerlekli sandalyeli engelli taşıyabilen aracı var. Bu araçlara bir tekerlekli sandalyeli engelli ihtiyaç duyduğunda telefon ettiğinde, istediği adrese anında bu araçlardan gönderilemez mi? Bu gönderme sonucunda çıkacak masraf engelliye faturalandırabilir veya asansörde, trafikte, toplu taşımada, ulaşım imkanı sunulmayan bir rota olduğunda, asansör bozulduğu için veya ulaşım aracında bozulma olduğunda bu transfer ücretsiz yapılamaz mı? 

NOT: Ben var olan bir imkandan söz etmiyorum; ben yarından, gelecek haftadan veya gelecek aydan bahsetmiyorum, ben bir taksi hizmeti gibi telefon ettiğimde konumuma gelecek bir hizmetten bahsediyorum. 


  -------      -------------      ------



Ben sosyal yaşamında ve İstanbul içi yolculuklarında toplu ulaşım ağlarını kullanan bir tekerlekli sandalyeliyim. Bu nedenle toplu ulaşım ağlarının şu an için ve geleceğimiz için daha yaşanabilir hale gelmesi için uğraş veriyorum. 

Size projelendirilmesini istediğim bir fikrimi sunmak istiyorum; Marmaray, Metro, Tramvay, Metrobüs ve otobüs gibi olanakların duraklarına biz tekerlekli sandalyeli engellilerin ulaşmasını sağlayan asansörlerin yerine, eğimi yüzeyi genişliği uygun rampaların yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. 

Bunun nedeniyse; istasyonlara giriş çıkış için kullanılan bu asansörlerin sürekli bozulması, kabinlerinin dar olması veya içlerinin sağlıklılar tarafından aşırı şekilde işgal edilmesidir. 

NOT: Asansöre anlık bir çare bulunamaya bilir, ama bir sağlıklıdan yardım alınarak rampa ile ulaşım ağına girilip çıkılabilir. 



   ----      ----------------     --- 



Ülkemizde engelli farkındalığı oluşturabilmenin tek yolu eğitim, özellikle körpe beyinlere sahip olan ilk öğretimde eğitim verilmeli. 

İlk öğretimde binalar içinde veya sınıflarında engelli duyarlılığını anlatan resimler, afişler, tabelalar asılabilir veya her iki sömestre de birer kez engellilik konusunda eğitimli bilgili bilinçli profesyoneller tarafından öğrencilere sunum verilebilir. Hatta öğrenciler bu eğitime katıldıkları taktirde ekstra puan alabilirler. Bunun yanı sıra, projeye katkı olarak gönüllüler tarafından değişik engellere sahip bireyler çocukların farkındalığı artsın diye, okul binası içinde okul bahçesinde veya bahçe dışında görülmeleri sağlanabilir. 


21.08.2021 
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) 'Bütçe senin, Karar senin' katılımcı bütçesine öneri olarak bir hafta önce projelendirmesini umduğum üç adet fikrimi göndermiştim. Bugün gelen SMS'le her üçüne de olumsuz cevap verildi, ilk önerime "ön elemeyi geçtiği ama teknik gerekçelerden dolayı oylamaya dahil edilmediği" cevabı verildi, ikinci önerime de "ön elemeyi geçtiği ama teknik gerekçelerden dolayı oylamaya dahil edilmediği" ve üçüncü önerimin de "öneri proje olarak değerlendirilmediği için ön elemeyi geçememiş" cevaplarını aldım. Şu an ayrıntılı bilgilendirme için beklemeye geçtim, çünkü gönderdiğim önerilerde ön elemeyi geçip ama takıldıkları teknik gerekçelerin ne olduğunu merak ediyorum. 


      


24.08.2021 
Bugün saat 14:30' da İstanbul Büyükşehir Belediyesi 02124494421 tarafından arandım ve 'Bütçe Senin Karar Senin' için gönderdiğim önerim hakkında bilgilendirme yaptı. Bir tekerlekli sandalyeli engelli olarak “herhangi bir şekilde acil olarak da olsa ihtiyaç duyduğumda 153'ü aradıktan sonra 3'ü sonrasında tekrardan 3'ü tuşladığımda tekerlekli sandalyeli taşıyan araç temin edebileceğim söylendi. 

3 Ağustos 2021 Salı

General mobile'den ayıplı ürün teslimi ve başvuruya ilgisizlikleri...


İki gün önce kullanmakta olduğum General mobile GM9 PRO D model cep telefonuma şarj için web adreslerinden, adaptör ve kablo aldım. 

İki gün önce sipariş ettiğim bu ürünler bugün elime ulaştı. Ama almış olduğum kargo poşeti içinden çıkan iki adet kutudan birer adet şarj kablosu çıktı. Bu karışıklığı pek anlamadım, çünkü kutu üzerleri doğru ama içlerinden başka ürünler çıkıyor. 

Bu yüzden hemen iletişim telefon hatlarını aradım ve durumu anlattım. Tekerlekli sandalyeli engelli olduğumu belirttiğim halde ve "bu ayıp sizin" dediğim halde umursanmadım. 

Baktım olmuyor, bende sıcağı sıcağına üç adet Twitter'de paylaşım yaptım. Bunu yaptım çünkü bir çok firma telefonda sizi pek umursamıyorlar, ama Twitter'de paylaşım yapılınca anında geri dönülüp ilgileniliyor. 

Benim en çok takıldığım nokta; nasıl olur da kutu başka içindeki ürün başka olur? Bu bir hataysa ürünü geri alır, araştırır, kontrolünü sağlar, sonuç hakkında muhatabı bilgilendirirsiniz. Bitti. 

NOT: Son yedi yılda üç adet General mobile cep telefonu aldım. General mobile yedek parça temini konusunda, sipariş temini konusunda, iletişim mecralarında yeterli geri dönüş konusunda son derece geri kalmış durumdalar. 


Twitt‎‎er;‎‎ ‎
1) İki gün önce şarj kablosu ve adaptörü sipariş ettim, ürünler bugün elime ulaştı. Ama iki kutudan da şarj kablosu çıktı. Nasıl olur kutu başka içindeki ürün başka olur? Ve bu ayıplı mal için sorumluluk kabul etmezseniz. @generalmobile 

Twitter; 
2) 08509551515 iletişim numaranızı arayıp durumu anlattığında ve tekerlekli sandalyeli engelli olduğumu belirttiğim de bu ayıplı ürünü "benim size ulaştırmam" istendi. @generalmobile 

Twitter; 
3) Teslim etmiş olduğunuz kargoyu geri alıp, bu ayıplı siparişinizin değişimini sağladıktan sonra tekrardan teslim etmenizi istiyorum. Üzerinize düşen görevi yapmazsanız Tüketici haklarına başvuru yapacağımı belirtmek isterim. @generalmobile 

NOT: Son bir yıl içinde bu ikinci yanlış teslimatları sonrası 7.08.2021 tarihinde CİMER yoluyla TÜBİS'te form doldurup onları Tüketici Hakem Heyetine şikayet ettim.



12.08.2021 
Saat 11:20’de 0530 917 95 42 adlı numaradan arandım ve  bir hafta önce Tüketici hakem heyetine başvurum hakkında bir dakikalık bir konuşma yaptım. Ben 10 gün önce filan cep telefonuma şarj adaptörü sipariş ettim, iki gün sonra bana gelen kargonun içinden çıkan siparişimin kutusu içinden şarj adaptörü yerine şarj kablosu çıktı. Bu durum konusunda değişim General mobile tarafından taleplerime olumsuz yanıt verilmesi beni çileden çıkarttı, “bu sizin hatanız, ben bir tekerlekli sandalyeliyim ve sizin ayağınıza gelemem” demelerime kulak asmadılar. Ürün kutusu üzerinde şarj adaptörü resmi var, ama kutunun içinden şarj kablosu çıkıyor. Ben de Twitter aracılığıyla şirketlerinin ismini vererek bu durumu paylaştım ve arkasından CİMER aracılığıyla Tüketici hakem heyetine durumu yazıp “bu ikinci kez başıma geliyor, internetten sipariş teslimi konusunda dikkatsizler ve ayıplı ürün teslimi yapıyorlar” dedim. Onlara bağlı olan Telpa’dan gelen çağrıları da açmamaya başladım, çünkü Twitter aracılığıyla paylaşım yaptıktan sonra peşimden koşmaya başlamaları beni kızdırdı. Bu tür büyük şirketler isimlerinin olumsuz yorumlar içinde geçmesini istemezler. Bizim insanımız olayı anlama konusunda geri kalmış durumda, ben onlara kargo geldiği an “bana gönderdiğiniz ürün kutusu içinden başka bir şey çıktı, bu ayıplı ürünü geri alıp bana yenisini getirin” dedim, ama onlar beni kendi ayaklarına çağırdılar değişimi kendimin yapmamı istediler. Bugünkü bir dakikalık konuşma da bana adaptörü göndere bileceklerini belirtiler ve hakem heyetine yaptığım başvuruyu istersem geri çekebileceğimi söylediler, ben de “buna gerek yok ben ürünü temin ettim” dedim. Hâlâ ne yaptıklarının farkında değiller, en başta ben “gönderdiğiniz kargonun içindeki kutudan başka bir ürününüz çıktı, bu sizin hatanız, lütfen ürünü benden alıp yenisini gönderebilir misiniz” dediğimde bana bendeki ürünü alıp tekrar gönderim yapacaklarını söyleselerdi bu iş buraya kadar gelmeyecekti. 

Atalarımız ne güzel demiş; Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. 

29.09.2021 
Bugün öğlen Zeytinburnu kaymakamlığı Tüketici hakları biriminden arandım ve kırk gün önce General Mobile'dan almış olduğum ve sipariş kutusu içinden adaptör yerine şarj kablosu çıkmasıyla ilgili konu hakkında bir görüşme yaptık.  Kaymakamlık olarak onlarla görüştüklerini ama benim mağduriyetimin sonuçladırıldığı bilgisini alınca beni arama ihtiyacı ve onay alma gereği duymuşlar. Ben de beni arayan kaymakamlık yetkilisine "evet şu an mağdur değilim ama bunu onlar çözmediler, ben şarj cihazına ihtiyaç duyunca herhangi bir satıcıdan adaptör almak zorunda kaldım" dedim. Bunun üzerine kaymakamlık yetkilisi "keşke şikayetinizde geri adım atmak yerine siparişinizin karşılanması konusunda ısrarcı olsaydınız" gibi bir şeyler söyledi, bunun üzerine bende "bu bana tecrübe oldu, bir daha ki sefere böyle bir şey başıma gelirse ısrarcı olacağım" dedim ve ilgileri için teşekkür ettim. 

16 Haziran 2021 Çarşamba

Bir projem mevzuat değişikliğinde gündeme gelecek...


Yaklaşık bir ay önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) göndermiş olduğum isteğime bugün olumlu cevap geldi. Bu geri dönüş sonrası umutlandım, çünkü uzaklara gidip alışveriş merkezlerinde sosyalleştiğimiz sırada tekerlekli sandalyemizi şarj edebileceğiz. Ve bunu benim girişimim sonrası yapacağız. 


Sayın ABDULLAH ÜNAL,

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 19.05.2021 tarihinde yapmış olduğunuz 2102778747 sayılı başvurunuz 16.06.2021 tarihinde İÇ TİCARET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmıştır:

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

İç Ticaret Genel Müdürlüğü

Sayı

:

E-70897689-439.99-00064703853

14/06/2021

Konu

:

Başvurunuz

Sayın ABDULLAH ÜNAL

a unal76@yahoo.com

İlgi : Cimer'in 19.05.2021 tarihli ve 2102778747 sayılı yazısı.

6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun "Ortak kullanım alanları" başlıklı 11'inci maddesinin üçüncü fıkrasında ve bu Kanuna dayanılarak hazırlanan Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin aynı başlıklı 6'ncı maddesinin ikinci fıkrasında, alışveriş merkezlerinde ortak kullanım alanlarının engelliler ile yaşlı ve çocukların ihtiyaçlarının dikkate alınarak oluşturulacağı belirtilmekte olup başvurunuz muhtemel bir mevzuat değişikliği çalışmasında değerlendirilmek üzere kayıt altına alınmıştır.

Bilgilerinize sunulur.

Çağatay Yasin KARABOĞA

                             Bakan a.

                     Perakende Ticaret Daire Başkanı 

10 Haziran 2021 Perşembe

Aşı hakkım tanımlandı…



Corona Covid-19 salgını pandemiye dönüşeli ve ülkemizde vaka ve ölümler başlayalı neredeyse bir buçuk yıl oldu. 

Birçok ülke aşı üretimi konusunda çalışmalar yaptı ve 2020 yılı sonlarına doğru Acil kullanım onaylı aşılar da üretti, bu aşıların bazısı canlı hücreden bazısı da ölü hücreden üretildi. 

Türkiye ise aşı konusunda AR-GE çalışması yapmak yerine, aşıyı satın alarak çözüm yolunu seçti. Konuyu satın alarak çözdüğü için, Türkiye’nin talebine göre değil üreticinin keyfine göre aşı talebimiz karşılandı. 

Aşı için ilk önce 2021 yılının ilk günlerinde Çin’in ürettiği Sinovac şirketinin CoronaVac aşısı ülkemize geldi ve hemen 65 yaş üstü ve sağlık çalışanlarının aşıları vurulmaya başlandı, sonrasında Almanya’nın ürettiği Pfizer şirketinin ürettiği Biontech aşısı Haziran ayında geldi ve 65 yaş altına hemen vurulmaya başlandı. Bunun nedeniyse Çin’den gelen aşının tamamen tükenmiş olması ve siparişlerin gelmemesi. 

Biraz acele ediliyor, çünkü bir an önce toplum bağışıklığının kazanılması isteniyor. 

Ocak ayından Haziran ayına kadar Sinovac şirketinin CoronaVac aşısı tüm yaşını almışlara vuruldu, Haziran ayında ise sadece Pfizer’nin ürettiği Biontech aşısı vurulmaya başlandı. 

Ben yüzde 79 ağır engelli raporu olan bir kişiyim. Bana sıra beş gün önce 5.06.2021 günü geldi, bende (MHRS) Merkezi Hekim Randevu Sisteminden tanımlanan aşıma randevu almaya kalktığım da sadece Çin’den gelen aşı için randevu verildiğini gördüm. 

Aşı hakkım tanımlanalı beş gün olduğu halde Pfizer’in ürettiği Biontech aşısı için randevu almadım, çünkü Biontech canlı hücreden üretiliyor çünkü çevremdeki herkes Çin’in ürettiği Sinovac şirketinin CoronaVac aşısını oldu ve zarar görmediler. 

Bunun yanı sıra; şu an piyasada bulunan aşılar Acil kullanım onaylı aşılar, yani önümüzdeki aylarda Covid-19 kendini yok etmezse yüzde yüz koruyan aşısı çıkar, belki de yakın zamanda toplum bağışıklığı oluşabilir. 




14.06.2021
Saat 13:30 civarında evden çıkıp iki gün önce aşı randevusu aldığım Yedikule Göğüs Hastalıkları hastanesi aşı merkezine gittim. Bu aşı merkezi 100 metrekare seyyar bir yer, asıl binanın hemen yan tarafına çadırdan bir yapı konulmuş, bir bölümü kapalı bir o kadarı da bahçeli havadar. Yanımda gelen kardeşim ilk önce vermiş oldukları bilgilendirme kağıdına bilgilerimi işledi ve sonrasında el yazımla "onaylıyorum" yazıp imzaladım. Aşı odasına ben giremedim, çünkü odaya giriş için rampa koymadıklarından hem evrakımı vermek için hem aşımı vurdurmak için içeriye giremedim. Aşımı dışarıda bahçede oldum. Ben içeri giremeyince bir sağlık görevlisi yanıma gelip "alerjim olup olmadığını" sorup aşımı sol koluma vurdu. Randevum saat 14:36 idi, ama ben mRNA Biontech aşımı 14:10'da oldum. Aşının vurulduğunu pek hissetmedim, neredeyse canım hiç yanmadı, aşım vurulduktan sonra bahçe bölümünde yirmi dakika kadar bekledik. Baktık sorun sıkıntı olmayınca hastaneden ayrıldık, sonrasında dört beş saat sonra eve girdim, çünkü sol kol ve omuz bölgesinde bir ağrı oluştu. 

Sağlıkçı olan bazı tanıdıklarım bana; sağlık sorunlarım olduğu için ölü hücreden üretilen Çin’in Sinovac şirketinin Coronavac aşısını olmamı önerdiler, “canlı hücreden Almanya Phizer Biontech aşısı sende tepki verebilir, aşı olmak için acele etme” dediler. Bana aşı hakkı tanımlandıktan sonra bir hafta boyunca Çin’in Sinovac şirketinin Coronavac aşısı için randevu almaya çalıştım, ama aşı olmadığı gerekçesi öne sürülerek bir türlü randevu verilmedi. Daha doğrusu Sinovac randevu sistemi www.mhrs.gov.tr’de veya Alo182’de verilmiyor, ama bazı engelli tanıdıklarım sağlıkçı yakınlarının araya girmesiyle hastanelerde Çin’in Sinovac şirketinin Coronavac aşısı yaptırdıklarını daha iki gün önce aşıyı olanın ağzından duydum. Bu ülke böyle bir ülke işte, bu haksızlıklara tepki gösterince bana kızıyorlar. Baktım Coronavac için randevu alamıyorum, bende Biontech aşısını canlı hücreden üretildiğini bile bile randevumu alıp aşımı oldum. Belki bir zararı olmayacak belki de olacak, bunu sağlıkçı veya bir bilim insanı olmadığım için bilmiyorum, daha doğrusu piyasada olan bu aşıların acil kullanım onaylı olması nedeniyle kimse bilemez. Asıl acı olansa; Coronavac aşı randevusu alamasam da aşının ellerinde olduğunu biliyorum, ben aşının bazı kişilere vurulduğunu da biliyorum, ama ben hak gaspını sevmeyen, usulsüz iş yapmayan biri olduğum için birilerini araya sokup Çin’in Coronavac aşısını olmadım veya beni arayıp “aşı var, aşı gelecek” diyenlere de kulak asmadım. 


23.07.2021 tarihinde memleketimde bulunduğum sırada Biontech aşımın 2. dozunu Çankırı Ilgaz devlet hastanesinde vuruldum.  Küçük kardeşimle beraber saat 16:30 civarında aracımızla yola çıktık, hastaneye varır varmaz doğrudan aşı bölümüne gidip kaydımı yaptırdım ve 17:10'da da aşımı oldum. Biontech aşısı 6 kişilik gruplar hâlinde vurulduğundan altıncı kişinin gelmesini yarım saat bekledikten sonra aşı odasına sırayla girip aşılarımızı vurulduk. Birinci dozunda yaşadığım sıkıntıların aynısını bu sefer de yaşadım. İlk 24 saat aşıyı olduğum sol kolumun üst tarafı ağrı oldu, sonrasında ağrı sağ omuz ve kol bölgeme geçip yok oldu. 


NOT: Bu dozun yapılmasıyla aşı  sürecim tamamlanmış oldu. Eğer yakın zamanda bu salgın durulmazsa tekrardan bir aşı sürecim daha başlayacak. 

 


20 Mayıs 2021 Perşembe

Youtube'de yorum böyle olunca cevap ta böyle olur...


Bu sabah 07:30 civarında Lesikör kullanıcı adıyla bir arkadaş Youtube’de bulunan ‘Surp pırgiç…’ adlı videoma aşağıdaki yorumu yaptı, ben de bir saat sonra filan ona uzunca bir cevap yazdım.
 
Lesikör; Çok iyi hastane bu arada. Size noldu bilmiyorum fakat daha 2 gün önce ameliyat oldum ve ondan öncesinde her türlü sağlık kontrolümü yaptırdığım bi hastane .
 
Ben; 
Hastanenin bir çok hizmeti çok iyi kabul ediyorum, ama acil servisi berbat. O acil servisin bir an önce kapatılması gerek. O acil servis bir çok kişinin canını yaktı ve kimse can yanmasının nasıl bir şey olduğunu bilmez. Benim mi? Benim 25 yıl önce canımı çok fena yaktılar ve sonrasında suratıma bile bakmadılar. 1996 yılında gitmiş olduğum acil servislerinde benimle ilgilenmediler, "başım çatlayacak kadar ağrıyor, sol tarafım uyuşuyor" dedim, ama bana "senin bir şeyin yok" dediler, bir sedyeye yatırıp serum bağladılar ve dört beş saat o sedyede daha da kötü hale geldim. Aradan geçen zaman 25 yıl ve ben hâlâ annemin veya kardeşlerimin bakımına muhtacım. Yürüyemiyorum ve tekerlekli sandalyedeyim, ağzımda süren bir felç söz konusu zorla konuşuyorum ve yemek yiyorum, sol tarafım felç ve vücudum beni sola çekiyor. Bunun tek nedeni; 1996 yılında bir gece bir ilgisizlik sonucu var olan beyin kanaması tüm beyni kaplaması ve kalıcı bir felce yol açması. NOT: Benim en çok canımı yakan ise; 1996'da canım yakıldıktan yaklaşık 15 yıl sonra o hastaneyle bir görüşme yapmaya kalktım, ama altı defa kapılarına gittiğim halde benimle görüşmediler, yani yine ilgilendiler. Niyetim ise; bir kitap yazdım, bu kitapta canımı yaktığınız için adınız geçiyor, kitabı onlara vermekti. Yoksa onlar muhatap olunmayacak yöneticiler, onların o acil servislerinin kötü olması kadar onların yöneticieri de kötü. Eğer benimle o ziyaretlerimde ilgilenselerdi onlar hakkında internette yazılar yazmadım, resimler eklemezdim, videolar eklemezdim. 


Lesikör; Anladım abicim dediklerine bakılırsa haklısın eski zamanlarda dediğin gibiymiş sanırım ben güncelden bahsettim biraz çok geçmiş olsun sana

Ben; Aslında ilk anda benimde düşüncem senin gibi olurdu. Bu bölgede insanlar özele gidecek ise ilk seçeceği hastane orası olur. Hizmet bakımından ilgi bakımından çok iyi bir hastanedir. Açıklama bölümünde konuyla ilgili bir yazım ve linki var. Ben o bölgede hatta hastanenin hemen karşısında bulunan bir çay bahçesinde 1990 yılından beri takılırım, eğer rast gelirsek orada bir çay içebiliriz. "Sana da çok geçmiş olsun" 




19 Mayıs 2021 Çarşamba

CİMER'e; AVM'lere şarj cihazı isteğim...



Başvuruma rağmen İletişim başkanlığı "Bir fikrim var" projesinden bir geri dönüş olmadı, bende bu projemi CİMER'e yazdım ve beklemeye geçtim. Merak ediyorum CİMER'den bir geri dönüş olacak mı? 

"
Sayın yetkili ben bir tekerlekli sandalyeliyim, dışarıya çıktığımda akülü tekerlekli sandalye kullanan bir bireyim. 

Sosyal ortamlarda ve toplu ulaşım ağlarında şarj cihazları bizim için çok büyük bir kolaylık ve bu şarj istasyonlarından çok memnunuz. Sizden biz tekerlekli sandalyelilere faydası olabilecek bir atılımda daha bulunmanızı isteyecektim. 
Bu şarj istasyonlarından alışveriş merkezlerine konulma zorunluluğu getirilmesini istiyorum. 

Eğer gerekli düzenlemeler yapıldığı taktirde biz tekerlekli sandalyeliler alışveriş merkezlerinde bir yandan zaman geçirirken diğer yandan tekerlekli sandalyemizi şarj edebiliriz. 
Eğer uygun görülürse; gereğinin yapılması sizden ricamdır... 



6 Mayıs 2021 Perşembe

YouTube'de yorum sildim...

 



Dün gece Engin Korkmaz adlı bir arkadaş YouTube'de bulunan 'Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi...' adlı videoma aşağıdaki yorumu yaptı. 

"
Böyle bi video yapana mı mal diyim, hiç bir açıklama olmadan -25 IQ ile bk atma amacıyla yapılmış videoya “çok geçmiş olsun” diye yorum atana mı davar diyim... Her ülkede gerizekalı vardır ama bizde niye bu kadar çok? 
"

Ben de bu arkadaşa bir kaç dakika sonra "sırf kendi YouTube hesabına ve videolarına tıklanma olsun diye olumsuz yorumlar yapıyorsun, eziksin" cevabını yazdıktan sonra hem onun yorumunu hem de kendi yorumumu sildim. 

Sildim, çünkü bana ve diğer yorum yapanlara bir hakareti söz konusu. Yorumundaki içerik konusunda haklı, çünkü o videomda bir yazı bir açıklama olmaması bir hata, ama onun bu şekilde hakaret etmesi yorumunu silmeme neden oldu. 



12 Nisan 2021 Pazartesi

CİMER'e "tekerlekli sandalye taşıyan araç projesi" isteğim...


Başvuruma rağmen İBB harekete geçmedi, başvuruma rağmen İletişim başkanlığı da harekete geçmedi. Bende CİMER'e yazdım beklemeye geçtim. Bakalım CİMER'den olumlu bir geri dönüş olacak mı? 

"
Sayın yetkili ben 45 yaşında tekerlekli sandalyeli bir engelliyim. Engellilerin ve sağlıklıların daha iyi bir geleceği olması için çaba gösteren ve gerekli mecralara başvuru yapan bir bireyim. Zorluk ve sorunlar geleceğe yansımasın diye çaba göstermekteyim. 

Sizden bir fikrimin geliştirip projelendirilmesini istemekteyim. Çünkü bu konuda bir çok defa özel aracın veya toplu taşımanın olmayışı nedeniyle canı yanmış bir kişiyim. 

Sağlıklılar motorlu araçlarına bir şey olduğunda, çekici çağırabiliyor ve herhangi bir yere transferini sağlayabiliyorlar veya araç bir hata yaptığında çekici gelip o aracı çekebiliyor. 

Ben bu şekilde bir olanağın, biz engelliler için olanını düşünmekteyim. Devletin veya belediyelerin, onlarca yüzlerce belki de binlerce tekerlekli sandalyeli engelli taşıyabilen aracı var. Bu araçlara bir tekerlekli sandalyeli engelli ihtiyaç duyduğunda telefon ettiğinde istenen adrese bu araçlardan gönderilemez mi? Çekici hizmeti gibi taksi hizmeti gibi uber hizmeti gibi, bu gönderme sonrası çıkacak masrafsa engelliye faturalandırılabilir veya sorun sıkıntı başkalarındaysa onlara faturalandırılabilir. 

ÖNEMLİ: "Bu hizmetin sunulduğunu" söyleyebilirsiniz, ama benim bahsettiğim acil durumlar içindir, bir gün öncesi veya bir hafta öncesinden talep etme değil. 

Eğer uygun görülürse; gereğinin yapılması sizden ricamdır... 
Teşekkürler. 
" 



22 Şubat 2021 Pazartesi

Annem babam aşı oldu ama ben rahatladım...








Bugün sabah saat 10:10'da babam, 10:20'de annem özel Avrasya hastanesinde Çin'in Sinovac şirketinin ürettiği CoronaVac aşısı oldular. 

Aşı olduklarına dahil babamla anneme verilen bir aşı kartı var. Bu kartın üzerindeki bilgiler arasında bu aşının 2. dozunun Şubat ayının 28 çekmesi sebebiyle 22.03.2021 tarihli gününe verilmiş. 

Anne babamın aşı olmasıyla bende rahatladım, çünkü ben 45 yaşında olan yirmi beş yıl önce beyin kanaması ve Akciğer enfeksiyonu geçirmiş bir tekerlekli sandalyeliyim. Yaş olarak her ne kadar risk altında olmasam da, annemi babamı riske atmamak için son derece dikkatliydim. 

Ülkemize salgın girdiğinden bu yana bende çok dikkatliydim. Eski sosyal yaşamımdan tamamen uzaklaştım, kalabalığa hiç girmedim, hiçbir yere gitmedim gezmedim, yemedim içmedim, dışarı çıktığımda hiç bir yere dokunmadım. Kapalı mekanlardan, kalabalıklardan uzak kaldım ve maske mesafe konusunda çok titizdim, çünkü eve anneme babama virüs getirebileceğim endişem vardı. 

Twitter; 

21. yüzyılda 2000 yılı sonrası hayaller uçan araba, akıllı evler, robotlar idi, yıl 2020 sokağa çıkamıyoruz. 

2019 yılının son aylarında Çin'de baş gösteren Corona Covid-19 virüsü, 2020 yılının ilk çeyreğinde bir salgına dönüşüp tüm dünyanın ve ülkemizin başına bir anda bela oldu. 

Dünya; ekonomik olarak, sosyal yaşam olarak, iş sektörleri olarak, üretim tüketim ve eğitim sağlık olarak kendini tamamen sıfırladı. 

Biz dört kişilik bir aileyiz ve otuz yıldır bu ikamette oturuyoruz. Şu an 45 yaşında olan ben ve 40 yaşında olan kardeşim, 68 yaşındaki babam ve 66 yaşındaki annemle beraber yaşayan bir aileyiz. 

Pandemi süreci boyunca annem, babam ve ben mecbur kalınmadığı sürece evden dışarıya neredeyse hiç çıkmadık. Evin ihtiyaçlarını çoğunlukla kardeşlerim gördü, onlar olmadığında ise annem gördü. 

Ben ise sadece kendi alışverişim ve ATM işlerim olduğunda dışarıya çıktım. Babam ise neredeyse hiç dışarıya çıkmadı, sadece bir iki ayda bir hastaneye veya berbere gitmek için dışarıya çıktı, zaten bu yüzden var olan Parkinson Alzheimer hastalıkları katladı ve şu an kendi başına hareket edemez halde. 

Bu Pandemi sürecinde önlem konusunda geciken Amerika, İtalya, İspanya gibi birçok ülkede aşırı şekilde can kayıpları olduktan sonra neyse ki Pandemi'ye dönüşen bu salgının önü maske, mesafe, temizlik ile kesilmeye başladı. 

Bunun yanı sıra aşı çalışmaları hızla, acil olarak başladı ve bazı ülkeler Acil kullanım onayı alınarak vatandaşına aşı vurmaya başladı. 

İlk önce virüsün görüldüğü ülke olan Çin'de altı ay önce sonuç verdi ve sonrasında iki ay önce de Rusya Amerika gibi ülkelerde aşı çalışmaları sonuç vermeye başladı. 

Ülkemiz hazıra konma konusunda eline su dökülemez bir ülke olduğundan bu aşıyı da para vererek almayı tercih ettik. 

Şu an Kayseri’de bir aşı çalışması var, var ama bu çalışma çok yavaş ilerliyor. Eğer zamanında ülkemizi yirmi yıldır yöneten AKP hükümeti AR-GE çalışmaları yapan Hıfzıssıhha enstitüsü gibi aşı araştırması yapan bir merkezi desteklemeyi bırakmamış olsaydı, ülkemizde bu aşı konusunda diğer ülkelerden de önce bu aşıyı bulurdu. 

Aslında biz böyle bir ülke değildik, son yirmi yıldır Türkiye'yi yöneten AKP ve MHP koalisyonunun tercihi sonucunda bu duruma geldik. Hükümetleri üretimi değil tüketimi tercih ettiler ve bu tüketme işini de istedikleri ülkelerden ihtiyaç olanı ihraç ederek yaptılar. 

Kısacası; şu an dışarıdan gelen bir ürün tedarikçi ülke tarafından "veremiyoruz" denilse, o üründen mahrum kalırız. 




23.03.2021 
Bir kaç gün önce yine Avrasya hastanesinden annem babam için aşı randevusu almıştım, bugün sabah saat 11:00'de her ikisi de ikinci doz aşılarını oldular. Yaklaşık 15- 20 sonra aşının koruyuculuğu baskın hale geleceğinden artık maske mesafe tedbirlerini alarak yaşamlarına daha rahat şekilde devam edecekler. Bizim evde riskli olan ben ve kardeşim kalmış oluyoruz, maskeye mesafeye son derece dikkat ederek aşı sıramızın gelmesini bekleyeceğiz. 

31 Ocak 2021 Pazar

Ahbap olamadık...

Ben gençliğinde Haluk Levent hayranı bir kişiydim, albümlerini alırdım, şarkılarını ezberlerdim, imkanım varsa konserlerine bile gider kafa sallardım. 

Şu an hâlâ hayranıyım, ama eskisi gibi değil. Eskiden müziğine hayrandım, şu an sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteğe hayranım. 

1996 yılında beyin kanaması geçirip sol tarafı felçli tekerlekli sandalyeli bir engelli olduktan sonra müzik dinlemeye o kadar hevesim olmamaya başladı. 

Müziği hayatımdan yavaş yavaş çıkardım ve doksanlı yılların müzikleri hariç hiç müzik dinlememeye başladım. 

Sorun Haluk Levent veya müziği değildi, genel olarak müzikten uzaklaştım… Yoksa bilirim; müziğin ruhun gıdası olduğunu. 

Hem artık doğru düzgün müzik yapılmamaya başlandı hem de sektör magazine kurban edildi. 

Günümüze gelirsem sektör hâlâ berbat durumda ve bundan sonra düzelebileceğini sanmıyorum. Hem magazinsel durumu devam ediyor, hem kaliteli kalıcı müzik yerine gelip geçici müzikler yapılıyor. 

Bunun yanı sıra, dijitalleştirilmiş müzik ve bilgisayar internet ortamı da sektöre büyük darbe vurdu. 

Henüz üç dört yıl önce kurulan Ahbap oluşumu Haluk Levent ile beraber yürüdü aldı başını gitti. Ülkenin her bölgesinde her ilinde ilçesinde kasabasında köyünde gönüllüleri var artık. 

2020 yılının son günlerinde Haluk Levent’in öncülüğünü yaptığı Ahbap oluşumunun gönüllülük anketini doldurmuştum, destekçileri olduğumu belirtmek için. Birkaç hafta önce de Ahbap Aday grubu diye bir WhatsApp grubuna alındım, bir hafta önce de bu aday grubundan ayrıldım. 

Bu ayrılışın nedeniyse oluşumun bana uygun olmadığını fark etmiş olmam, bu aday grubuna her alınan ilk önce kendini tanıtıyordu sonra beklemeye geçiyordu. Sonra beklemede olduğumuz bir gün grubun yöneticileri paylaşımlar yapmaya başladı ve beni gruptan soğumaya ittiler. Baktım olacak gibi değil, bende istemeyerekte olsa bu aday grubundan çıktım. 

Bu ayrılışın gerçek nedenine gelirsem; aday grubunun yöneticileri beklemede olan adaylara yabani kuşlar için yuva yapımı gibi, yabani kuş maması hazırlanışı gibi ve hatta yabani kuşların beslenmesi gibi görevler verdiler. Bu istekler adaylar tarafından yapılarak grupta paylaşılmaları başladı ve paylaşım yapan bu arkadaşlar Ahbap oluşumunun WhatsApp Ana grubuna alınmaya başladı. Bende baktım olacak gibi değil gruptan çıktım. 

Çünkü ben bir engelliyim ve bu istekleri destek almadan yapmam imkansız, kendimi kandırmaktansa Ahbap oluşumunu sosyal medya platformlarında desteklemeye devam etmek en iyisi.