Birçok kişi için "zaman geçti, eğlence çabucak bitti" denilse de, birçoğu ise "bu saçmalık bir an önce bitse de, dağılsalar" dendi.
Düğünün yapıldığı alan bizim eve elli metre mesafede filandı, okulun önündeki meydanda ve bizim evde ve balkonunda silah, tüfek, havai fişek sesinden durulmadı.
Bu kurşun atma işinin düğünle ilgisi alakası yok, bayram boyunca yüz iki yüz defa atılırken bu akşam düğün nedeniyle binlerce defa atıldı.
Bir ara annemler içerde, gençler mutfakta ve babamla ben balkondayken 16-17 yaşlarında bir kız çocuğu yanındaki erkek arkadaşından silahı aldı ve havaya üç dört defa ateş etti. Biz tepki gösterince de "bu silah kurusıkı" dediler, bizde "git orada at" dedik. O silahın kurusıkı olma ihtimali yok çünkü bir kurusıkı silahtan o kadar ses çıkmaz.
Bize bayram ziyaretine gelen misafirlerimizse sesten rahatsız oldu, kalkıp gitti. Gerçi bir kaç akşam önce de onların Belören köyünde de biz misafirken çay içip çekirdek yediğimiz sırada hemen yan masada bir kaç el silah atılmıştı.
Bu ateşli silah işi vatandaşımız için bir gelenek görenek veya bir eğlence olarak görülebilir, ama köy içinde veya çocukların olduğu bir topluluk içinde bu keyfilik bir saçmalık.
Belki bin belki de iki bin mermi sıkılmıştır... O kadar çok patlayıcı madde kullanıldı ki, sessiz geçen üç beş saniye olduğunda "bir şey mi oldu" diyerek insanlar birbirine baktı.
Onlarca aramadan sonra köye bir grup jandarma geldi, geldi ama herşey bittikten sonra geldi.
Bu müdahale işi de bizde bir gelenek görenektir, yani devlet bu gibi durumlarda iş işten geçtikten sonra müdahale eder.
15 Temmuz 2016'da olan darbe girişiminde de müdahale etme konusunda çok geç kalınmıştı.
NOT: Bir ara muhtar "bizim köyden jandarma elli kez aramanmış" demiş, aslında bu laf utanılacak bir laf, çünkü elli şikayet araması var ve köyün muhtarı ile ilin ilçenin jandarması iki saat sonra harekete geçip müdahale ediyor.
