Çevremdeki bazı insanlar yılda bir veya iki defa gelirler veya telefonda internette hatırımı sorarlar.
Benim yerimde bir başkası olsa tepki gösterip, ya onlarla “ayda yılda bir geliyorlar nasıl olsa” deyip, konuşmaz ya da onlara surat yapar. Ama ben öyle değilim; benim gibi evden fazla çıkamayan bir engelliye ayda yılda bir ziyarete gelene ben tepki göstermem, çünkü farkındayım ki insanların işi gücü var, bir yaşantısı var veya derdi sıkıntısı var.
Bu hayatta kimse huzurlu bir yaşam
süremez, "her bireyin bir sıkıntısı huzursuzluğu derdi sıkıntısı vardır" derim.
Bazısının da içini bilirim içini okurum, gelmez gelemez,
bir anda ortaya çıkar karşımda çok rahat bir tavırla oturur, çünkü bilir benim
ona tavır yapmayacağımı, kişiliğimin o yapıda olmadığını bilir.
Bana ayda yılda bir gelip giden bazı kişiler, gelip
karşıma oturduğu zaman bakışlarıyla konuşmalarıyla bana olumlu elektrik verir
enerji aşılar. Bu yüzden onlara karşı tepkim azdır veya hiç yoktur.
Gelirler “Apo sinekkaydısın yine” der, “Apo sakal bıyık
süper” der, “Apo keçisakalı kes yakışmıyor” der, “top sakalın yakışıyor” der, “Apo
yazmaya devam değil mi” der, “Apo bir kız bulamadın mı hâlâ” der.
Çok samimi
yaklaşırlar, kendimi rahat hissetmemi sağlarlar.
Benim aradığım samimiyet, sahte gülüşler veya yapmacık
konuşmalar değil…
Adam her gün gelip gitse, ama suratı limon satsa ne işe
yarar, adam ayda yılda bir gelse ama seni yaşama bağlayacak iki cümle kursa çok
işe yarar. Önemli olan çok konuşmak değil sıkça gelip gitmek değil, önemli olan
gerekli olanı içten ve samimice yaklaşmak.
Hamit dayım vardır, büyük halamın büyük oğlu... O böyle bir
insandır işte, yılda bir defa gelir yarım saat oturur gider. Gelir
oturur karşıma, iki destek laf eder gönlümü fetheder gider, onun o içten
davranışı ve ettiği iki güzel laf bana günlerce haftalarca aylarca yeter.
Çünkü
ettiği laflar öyle basit laflar değil, söylediği sözler özenle seçilmiş, samimice,
içten, destekleyici, doğru, yapıcı, gurur verici, yaşama bağlayıcı sözler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder