Bir tekerlekli sandalyeli olarak bazen bazı insan kılıklılarla karşı karşıya geliyorum… Kendilerini canlı sanan bu yüreksizler, aslında sol göğüsleri altında taş taşıyorlar..
Bazısı asansörde yer varken beni asansöre almamak için asansörün kapısını aceleyle kapatır… Bazısı yolun karşısına geçen bayanlara yol verir, ama tekerlekli sandalyemle benim karşıya geçmemi beklemeden gaza basar geçer gider… Bazısı yağmur altında yaya geçidinde beklememe göz yumar… Bazısı engelli için yapılmış rampayı tuvaleti kullanır.
Bugün Olivium alışveriş merkezine giderken iki olayla da karşılaştım… Bu örnekleri vermek istemem, ama hala bunu yapanlar var. Olivium alışveriş merkezi önündeyim, yolun karşına geçeceğim, tekerlekli sandalyemin yönünü yola çevirdim, trafiğe baktım bir araç geliyor diye beklemeye karar verdim ve kafamı çevirdim önüme bakmaya başladım. Ben bir veya iki saniye sonra o tarafa baktığımda, o gelen araç aniden durmuş ve yolun karşısından gelen hanımlara yol vermiş. Bende bu boşluktan yaralanıp karşıya geçmeye karar verdim ve atılımda bulunup ilerlemeye başladım, yolun karşısından gelen hanımlar yanından geçip gittiler. Araç sürücüsü benim ilerlediğimi benim yolun karşısına geçmek için hareketlendiğimi gördüğü halde, gaza daha da yüklendi ve önümden geçip gitti. “Neyse!” dedim, çünkü bir karış kadar beni sıyırıp önümden geçip gitti. Kadın görünce Türk erkeği böyle oluyor işte, birden erkeklikleri akıllarına geliyor, gözleri dönüyor ve her şeyi unutuveriyor.
Acaba akıllarına gelmiyor mu o bayanların anneleri bacıları akrabaları olabileceği.
Olivium alışveriş merkezine girdim, çünkü hava çok çok sıcaktı, bu sıcağı anca alışveriş merkezi paklardı. Olivium alışveriş merkezinde her zaman kullandığım asansöre gittim ve önünde beklemeye başladım. Sıcak olduğu için herkes benim gibi alışveriş merkezinde gezinmeyi yeğliyor. Bir iki defa asansör geldi durdu, kapısı açıldı içi hınca hınç dolu olduğu için içeriye girmek için atılımda bulunmadım ve akülü tekerlekli sandalyemi hiç kımıldatmadım. Üç dört dakika bekledikten sonra, kapı açıldı ve içeri baktım iki kişi var, hemen tekerlekli sandalyemi hareketlendirdim ve asansöre doğru ilerlemeye başladım. Yarım metre bir metre kadar ilerlemişken asansör içinde bulunanlardan biri düğmeye basıp asansörün kapısını kapattı.
Bu iki olayın baş aktörünün biri erkekti diğeriyse bayandı… Her iki cinste bu ülkede yetişmiş eğitimi bilinci vicdanı olan kişiydi. Bana sorarsan her ikisi de hayvandı, biri inek diğeri dana.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
24 Kasım 2014 Pazartesi
Biri inek diğeri dana
Etiketler:
abazan,
abazanlık,
danalık,
duyarlılık,
engeliye zulüm,
görgü,
görgüsüzlük,
ineklik,
öküzlük,
sapıklık,
sapkınlık,
Tekerlekli sandalye,
türk erkeği,
yol verme,
zariflik,
zerafet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder