Dünya nüfusunun yaklaşık %15’i engelli bireylerden oluşmaktadır… Bu oran tüm dünyada yarım milyarı aşkın engelli birey olduğunu göstermektedir.
Nüfusun yaşlanması ve kronik hastalıkların artmasıyla engelli sayısı giderek artmaktadır. Engelli bireylerin önemli bir kısmının bedensel bir engeli bulunmaktadır.
Engellilerin birilerine bağımlı olmadan yaşayabilmeleri ve yaşamın tüm alanlarına etkin katılımları bir haktır.
Unutmayalım ki; “engelli” diye tanımladığımız kişiler, değişik sebeplerden dolayı sağlığını kaybetmiş bireylerdir. Ve onları engellemek yerine tüm olanaklardan faydalanması için elden gelen yapılmalı.
Bu bağlamda, tüm dünyada 3 Aralık tarihinde engelli bireylerin hakları konusunda farkındalık yaratmak ve bu haklarını elde edebilmeleri için hukuki ve insani olarak engel teşkil eden unsurların ortadan kaldırılması gerekli.
Bunun yanı sıra birçok noktada engel, engelli ve engellilik gözler önüne serilmeli, çünkü vatandaşımız tarafından ortada bir sorun yok sanılıyor.
Aslında trafikte, kaldırımlarda, sokaklarda, caddelerde, trafik ışıklarında, yaya geçitlerinde birçok sorun var ve bunlar için bir düzenleme yapılmalı… Özel sektörde ve kamu kurum kuruluşlarında, binalarında çalışanlarında bankolarında sorunlar var… Alışveriş merkezleri rampalarında, engelli tuvaletlerinde, mağazalarında düzenlemeler yapılmalı… Toplu taşıma duraklarında araçlarında çalışanlarında sorunlar var, düzeltilmeli... Eğitim yuvalarında genç beyinlere engelliler doğru düzgün bir şekilde anlatılmalı… Park ve bahçelerde, müzelerde tiyatrolarda sinemalarda düzenlemeler yapılmalı... Sağlık kurumlarının mimari engelleri yok edilmeli, sağlık çalışanları bile doğru düzgün eğitilmeli ve sağlıkla ilgili yasalarda kanunlarda değişiklikler yapılmalı.
Engel konusuna geniş bir çerçeveden bakıldığında asıl engellinin kim olduğu ve onları neyin engellediği görülebilir... Aslında "engelli" diye tanımlanan kişilerin, engelli olmadığı engellendiği ortaya çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder