Dün saat 14:30 civarı muhtarlığımızın kapısı önünde bekliyorum… İçeriye girmeme/ girememe nedenimse; muhtarlığı hizmet vermesi için küçücük bir binaya hapis etmiş olmaları, yapının bir oda büyüklüğünde olmasının yanı sıra daracık bir kapısı var ve ön tarafında kaldırım denen bir şeyin olmaması.
Muhtarlıkta olma sebebimse; tekerlekli sandalyemde oluşan sorunlarım için İstanbul büyükşehir belediyesinin tamirat desteği veriyor olması. Bu tamir işlemi içinse muhtarlıktan bir belge almam gerekli bu yüzden oradayım.
Tekerlekli sandalye kullanan bir ağabey var, Nafi Ketenci… Nafi ağabey geçtiğimiz günlerde bana; Abdullah güzel kardeşim tekerlekli sandalyenin aküsü için veya tamiratı için sağa sola para vermene gerek yok ki, İstanbul büyükşehir belediyesinin biz engelliler için bir hizmeti de bizim kullandığımız cihazların tamirat işini ücretsiz yapıyor olması. Sen git muhtarına; tekerlekli sandalyem için İstanbul büyükşehir belediyesinden tamirat hizmeti alacağını ve bunun için sizden kağıt alman gerektiğini söyle, o hemen sana o beşgeyi çıkartır. Daha sonraysa o belgeyle İstanbul büyükşehir belediyesinden bir birime başvur onlar evden tekerlekli sandalyeni alıp tamiratını yapıp sana geri veriyorlar, dedi.
Muhtarlık kapısı önünde belgemin bana teslim edilmesini beklerken çok talihsiz bir olay yaşadım... Hemen bir iki metre önümde kaldırımda 4 yaşında filan olan bir erkek çocuğu oynuyordu, hopluyor zıplıyor çömeliyor koşuyor, ara ara da sağa sola gidip gelip uzaklaşıyordu.
Çocuk bana her baktığında ona gülümsüyor aramızı yumuşatmaya, ona şirin gözükmeye çalışıyorum… Çocuğun benden çekinmemesini benden ürkmemesini benden korkmamasını sağlamaya çalışıyorum. Sonuçta sokakta sandalyede oturan bir adamım, görüntümden sesimden çekinebilir.
Tam ben bunu yapmaya çalışırken bir talihsizlik yaşadım… Bir çocuğu daha kazandım diye düşünürken, annesi muhtarlık kapısından çıktı ve çocuğa "uzaklaşma buradan yoksa ağabey seni alır gider" dedi.
Daha yirmili yaşların ortasında olan insan kılıklı bu kadın, içinde bastırdığı saçmalığı çocuğuna aşılıyor.
Ben bu toplumda biz engellilere karşı bir iyileşme olsun diye uğraşırken çocuğun annesi muhtarlık binasından çıktı ve bir anda her şeyi mahvetti.
Sanıyorum ki; bu ebeveynler varken, ben veya biz bir farkındalık oluşturamayacağız.
İnsanımız biz engellilere karşı umursamazdır, önyargılıdır, yabanidir, duyarsızdır ve hatta bizleri bir canlı olarak bile kabullenemez durumda.
Muhtarlıkta olma sebebimse; tekerlekli sandalyemde oluşan sorunlarım için İstanbul büyükşehir belediyesinin tamirat desteği veriyor olması. Bu tamir işlemi içinse muhtarlıktan bir belge almam gerekli bu yüzden oradayım.
Tekerlekli sandalye kullanan bir ağabey var, Nafi Ketenci… Nafi ağabey geçtiğimiz günlerde bana; Abdullah güzel kardeşim tekerlekli sandalyenin aküsü için veya tamiratı için sağa sola para vermene gerek yok ki, İstanbul büyükşehir belediyesinin biz engelliler için bir hizmeti de bizim kullandığımız cihazların tamirat işini ücretsiz yapıyor olması. Sen git muhtarına; tekerlekli sandalyem için İstanbul büyükşehir belediyesinden tamirat hizmeti alacağını ve bunun için sizden kağıt alman gerektiğini söyle, o hemen sana o beşgeyi çıkartır. Daha sonraysa o belgeyle İstanbul büyükşehir belediyesinden bir birime başvur onlar evden tekerlekli sandalyeni alıp tamiratını yapıp sana geri veriyorlar, dedi.
Muhtarlık kapısı önünde belgemin bana teslim edilmesini beklerken çok talihsiz bir olay yaşadım... Hemen bir iki metre önümde kaldırımda 4 yaşında filan olan bir erkek çocuğu oynuyordu, hopluyor zıplıyor çömeliyor koşuyor, ara ara da sağa sola gidip gelip uzaklaşıyordu.
Çocuk bana her baktığında ona gülümsüyor aramızı yumuşatmaya, ona şirin gözükmeye çalışıyorum… Çocuğun benden çekinmemesini benden ürkmemesini benden korkmamasını sağlamaya çalışıyorum. Sonuçta sokakta sandalyede oturan bir adamım, görüntümden sesimden çekinebilir.
Tam ben bunu yapmaya çalışırken bir talihsizlik yaşadım… Bir çocuğu daha kazandım diye düşünürken, annesi muhtarlık kapısından çıktı ve çocuğa "uzaklaşma buradan yoksa ağabey seni alır gider" dedi.
Daha yirmili yaşların ortasında olan insan kılıklı bu kadın, içinde bastırdığı saçmalığı çocuğuna aşılıyor.
Ben bu toplumda biz engellilere karşı bir iyileşme olsun diye uğraşırken çocuğun annesi muhtarlık binasından çıktı ve bir anda her şeyi mahvetti.
Sanıyorum ki; bu ebeveynler varken, ben veya biz bir farkındalık oluşturamayacağız.
İnsanımız biz engellilere karşı umursamazdır, önyargılıdır, yabanidir, duyarsızdır ve hatta bizleri bir canlı olarak bile kabullenemez durumda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder