Geçiş yaptığım bölmeyi bir kapıyla kilit altında tuttuklarından birinin gelip o kapıyı açması gerek. Kapıyı açmakla görevli arkadaşsa kulübesinde değil, beni göremez. Görevli arkadaş beş on metre ileride bir arkadaşıyla sohbet ediyor, ben onu görüyorum ama o beni görmüyor.
Kıpkırmızı kollu tişörtümle defalarca el salladığım halde yine beni görmedi.
Durağa girmek için Akbil basan bir ufaklığı gördüm ve onun yanıma gelip kilidi kaldırıp kapıyı açmasını istedim. Ufaklık kilidi kaldırıp kapıyı açtı bende durağa girdim, içeri girince tekerlekli sandalyemle geri döndüm ve çocuğa “al Akbil kartımı kullan içeri gir, benim refakatçi hakkım var” dedim.
O ana kadar suskun kalan görevli “olmaz o senin refakatçin değil, bu yasak” dedi, bende döndüm görevliye “senin yapman gereken işi o yaptı, işinin başında neden durmuyorsun, benimle ilgilendiği için o benim refakatçim” dedim. Zaten tartışmadan huzursuz olan çocuk ortadan kayboldu, bende arkamı dönüp görevliyi arkadaşıyla sohbete bıraktım.
Kraldan çok kral var, boşu boşuna ücret alanla dolmuş bu ülke… Hem işini yapmıyor hem de refakatçi hakkımı engelliyor. Sanki cebinden para çıkıyor, para çıkıyorsa benim cebimden para çıkıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder