6 Mayıs 2014 Salı

Van kahvaltı salonunda buluşma

Yaklaşık on beş gün önce bir Pazar sabahı Bakırköy’de Van kahvaltı salonunda liseden arkadaşlarım toplanıp kahvaltı yaptılar, sohbet muhabbet ederek hasretlik giderdiler.

Etkinlikten yaklaşık on gün önce Dilek Bulut adlı arkadaşım; kendisi organizasyon şefi hanımefendidir, yüz kişiyi aşkın bir 100. Yıl Ticaret meslek liseliyi kahvaltı yapmak üzere Bakırköy’e davet etti. Dilek Bulut, bu tür etkinlikleri yapılması gerektiğinde tüm sorumluluğu üzerine alan kişidir ve başarıyla bitiren kişidir. 

Bilmiyorum, ne kadar seviyor ne kadar hoşuna gidiyor, ama bu tür organizasyonları gülerek gülümseyerek hırsla istekle arzuyla yaptığı her halinden belli olur. Aslında yaptığı bu iş riskli ve tehlikeli, çünkü etkinliğe yeterli derecede davetli gelmezse sonu hüsranla bitebilecek bir durum.

Tabi şu da var; Dileğin çevresinde bulunan insanlar sağlam, yani güvenilir kişiler... Onlar Dileğe, Dilek’te onlara güvenir. Yirmi yılı aşkın süre arkadaşlık dostluk hala aynı sıcaklığı ile devam ediyor.

İnsanların hala birbirine kenetlenme çok çok güzel çok hoş…


Burada tek sorun var, o da bu türden organizasyonlara gelen kişilerin çoğunluğunun kız olması, erkek nüfusu o kadar az ki. Organizasyonlarda on beş yirmi kişi olunsa, üçü veya dördü erkek oluyor, gerisi kız.

Baskın taraf kız olunca; bu tür toplantılar üç beş dakika sonra, Altın gününe dönüveriyor ve gözler hemen Kısır Açma Börek Poğaça arıyor. 

İmkanım olsa bu kahvaltıda bende olabilseydim, ama benim gibi bir engellinin evden çıkması bir dert, kahvaltı etkinliğinin düzenlendiği mekana gitmesi bir dert, mekan içinde rahat etmesi bir dert.

Hazırlanıp evden kapının önüne çıkabilmem için birilerinden yardım almam gerek, kapı önünden kahvaltının yapılacağı yere gitmem için tekerlekli sandalyemin konulacağı araç gerek, benim araca binmem inmem önemli, gittiğim mekanın girişinin çıkışının tekerlekli sandalyeme uygunluğu önemli veya mekan içerisinde kişisel ihtiyaçlarımı karşılayacak lavabo tuvalet tertibatının bulunması önemli.

Herhangi bir terslik olduğunda; benim o mekandan çabucak çıkmam önemli, bir terslik anında benim girişimde veya çıkışımda problem olmaması gerek. Çünkü canımın yanması demek, bir çok kişinin vicdanının zarar görmesi demek.

Sağlıklı bir kişi birçok ihtiyacını istediği yerde istediği zaman görebilir.

Ben birileri olmadan hareket edemeyecek hale gelmekten çok korkarım, bu yüzden de her zaman durumumu başkalarına ihtiyaç duymayacak şekilde ayarlarım. Gidip geleceğim yeri mekanı zamanı hep düzenli olmasına dikkat ederim, her zaman başkasına ihtiyacım olacağı duruma düşmemek için çaba gösteririm. 
 
Tabi ki ihtiyacım olduğu durumlar oldu, bu durumlardaysa yardım istemekten çekinmedim.

Ben kişilik olarak engelli olduğum halde başkalarından yardım almayı her zaman ikinci plana attım, hiçbir zaman “nasıl olsa bana yardım ederler” demedim.

Her zaman kendi işimi kendim gördüm, başkalarına muhtaç olmamak için çaba gösterdim, çünkü bir engelli olarak başkalarını her zaman yanımda bulamam.

Engelliler; sağlığı bozulmuş yaşamını kendi idare edemeyecek durumda olan kişilerdir. Kimisi zeka geriliği yüzünden birilerine ihtiyaç duyar, kimisi fiziki durumu sebebiyle birilerine ihtiyaç duyar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder