15:50
Dün Erey çay bahçesinin orada bulunan trafik lambalarında bir kaza olmuş ve kaza sonucunda bir kişi ölmüş. Dünkü bu kazadan sonra trafik lambalarından bir tanesi çok zarar görmüş. Zarar gören bu lamba kırılmış ve direği de yıkılmış.
Zarar gören bu lamba, şu an çalışmıyor ve büyük tehlike
arz ediyor. Yayalar ve araçlar kafasına göre geçiş yapıyor. Ben Erey çay
bahçesine gelip giderken bu lambaları kullanan bir kişi olarak, biraz önce o
bölgeden geçiş yaparken Erey çay bahçesine gelirken akla karayı seçtim.
Baktım olacak değil, karşıya geçemiyorum, beş on metre
ileride duran bir kişiye seslenip “karşıya geçeceğim sizde benimle beraber
trafiği kontrol eder misiniz” dedim. “Anca o beyefendinin yardımıyla karşıya
geçebildim” desem yalan olmaz, yolun karşısına geçtiğimde dönüp arkama
baktığımda hala bana bakıyordu, bende duyarlılığı için elimi kaldırıp teşekkür
ettim.
Yardıma ihtiyacım olduğu anlarda, çevreden yardım
istemekten çekinmem ve burada da çekinmedim. Tekerlekli sandalyede oturduğum
için boyum kısa kaldığından, çevreyi benden daha iyi görebilen birinin
yardımını almaktan çekinmem. Yardım almadan yaşamımı sürdürmeyi istesem de böyle
hayati konularda yardım istemeyi esirgemem.
Ama dört bir taraftan işleyen bu yolda trafiği sadece
kendim kontrol etmem çok zor, birilerinden yardım almayı yeğledim. Bu trafiği
belki kendi başıma aşardım aşmasına da, benim gibi engellilerin yardım almasının
gerektiği durum bu durum.
Yetkililerin sorumsuzluğu sonucu oluşacak bir kaza
sonucunda birilerinin canı çok kötü bir şekilde yanabilir. Düşüne biliyor
musunuz bir dört yol var, kimsenin kontrolü yok, isteyen istediği an geçiyor.
Trafik lambalarını anında tamir edemiyorsan, oraya bir trafik polisi koy. Kimsesinde
akıl düşünce yok mu? Tedbir almak için birilerinin daha mı canının yanması
gerek.
Daha beş gün önce alınmayan tedbirler sonucunda 301
madenci ölmüşken, neden hala bu kafadan gidiyoruz, bilmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder