Bugün saat 15:00’de Olivium alışveriş merkezinde vakit geçirirken, bir ara teknoloji mağazasına bir iki dakikalığına girip çıktım. Keşke hiç girmeseydim, çünkü pişman oldum.
Yanımda bulunan Özkan’a bir adet 16 gb flash bellek aldık, kasada 24.-TL ödemesini yapıp mağazadan çıktık. Birkaç gün önce Özkan’ın ağabeyi o mağazadan 2.400.- TL’ye bir televizyon almıştı ona flash bellek almak için mağazaya girdik. Mağazadan çıkarken X-ray cihazı ses yaptı, ben umursamadım arkama bile bakmadım, çünkü bu cihazlar tekerlekli sandalyeme çalar durur. Oto boka çalarlar. Bazı mağazaların kapı önlerinden geçerken bile X- ray cihazları öter. Birkaç saniye sonra mağazanın güvenlik görevlisi haklı olarak yanımda bitiverdi.
Devamlı gidip geldiğim alışveriş yaptığım mağaza olarak beni tanıyan bu görevli, bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı ve “ağabey üzerinde bir şey yok değil mi? Sağına soluna bakabilir misin?” Dedi. Ben bu lafa içerlesem de kırılsam da, pek renk vermedim ve “hayır yok, sorun olmaz sağıma soluma sen bakabilirsin” dedim.
Ben mağazada üç ya da dört dakika durdum, hiçbir ürüne el sürdüğümü hatırlamıyorum, kendimden ve Özkan’dan emin olan biri olarak, bu davranış karşısında şok oldum.
Bu olayın üzerinden neredeyse iki saat geçmiş durumda, sanırım tekerlekli sandalyem sinyal verdi, üzerimde elektronik eşya olarak cep telefonum ve laptop bilgisayarım var. Ben bu alışveriş merkezinde ve o mağazada tanınan bir kişiyim, böyle olmam aranmayacağım anlamı taşımıyor, ama bir güvenirliliğim olduğunu düşünüyordum, ama yokmuş.
Teknoloji, mağazası içinde birçok güvenlik kamerası var, her yerde olduğu gibi insanlar o mağazada da izliyorlar ve tahminen konuşmanızı bile dinliyorlar. Güvenlik görevlisiyle yaşadığım bu konuşmadan sonra kamerayı kontrol eder umarım benden özür dilerler.
Makinelerine güvenip mademki benden şüphe ettiler, o zaman yapmaları gereken kameralarını kontrol edip içeri girişimle çıkışım arası zamanı seyredip, hem kendilerini rahatlatmaları gerek hem beni rahatlamamı sağlamaları gerek.
Gerçi bu saatten sonra benim için o mağaza ve o güvenlik görevlisi bitti, ne mağazaya ile iş yaparım ne de o güvenlik görevlisi ile selamlaşırım. Biraz olsun utanırlar, yokluğumu fark ederlerse.
Gidin kameraya bakın ve beni öyle rahatsız edin, mağazaya bir dahaki gelişimde kamera görüntülerini izletin ve “bakın şu gün şu saatte bunu yapmışsın, ya ücretini ödeyin ya da bu görüntüyü polise vermek zorundayız” deyin.
Hem her saniyemizi gözetliyorlar, hem de biz müşterileri suçlamaya çalışıyorlar. Şeytan diyor ki; mağaza müdürüne git, bugün benim mağazaya girişimle çıkışım arası kamera görüntülerini çıkartmasını iste ve bu durum etik değil deyip müdürü suçla.
Olacak olan güvenlik görevlisinin işine olur… Onu tanıyorum, sohbetim muhabbetim var, safça güzel bir çocuk, evli barklı. Bu türden mağazalar müşteri ilişkisine çok dikkat eder, müdür içindeki suçluluk duygusunu da güvenlik görevlisini işten atarak rahatlatırlar. Ben sebep olmayım işine gücüne, böyle bir sonuç benim vicdanımı yaralar, “cahillik, elbet bir gün gerçek mağazacılık nedir öğrenecekler” diyor ve yine susuyorum.
Neredeyse kırk yaşındasınız, tekerlekli sandalyedesiniz, şu ana kadar hiç sorun çıkartan biri olmamışısınız, son on yıldır alışverişinizi o mağazadan yapıyorsunuz ve ufacık bir sorun her şeyi mahvediyor. Hiçbir şeyi, takmayan, yaşamı umursamayan biri olsam Amenna. Ama benim bir duruşum var; kişiliğim farklı, durumum farklı, felsefem farklı, düşüncem farklı, bakışım farklı. Övündüğüm bir duruşum var, övündüğüm bir bakış açım var. Ben karşımdakinin basitliğine inemem, ben yaşamı severim ben insanları severim onları ayırt etmem, ama bu türden hareketlere göz yumamam. Kalkacak beni hırsızlıkla suçlayacak, kalkacak benim üzerimi aramaya kalkacak. Kim olursa olsun orada duracak veya gidecek evinde oturacak.
Birkaç hafta önce Gayrettepe’de bulunan Zorlu alışveriş merkezine gitmiştim orada Apple mağazasını gezmiştim. Orada insanlara davranış çok çok farklı, orada müşteri üstün görülüp değer veriliyor. Alışveriş merkezi mağazalarının çalışanları güler yüzlü seviyeli sıcakkanlı. Müşteriye nasıl davranacaklarını biliyorlar, mağazalarda her önüne gelen işe alınmıyor, çalışanlara aylarca eğitim veriliyorlar ve bu türden mağazalar ürünlerini pahalıya satsalar dahi hep bir numaralar, çünkü öncelik müşteri.
Müşteriye verdikleri değer baskın olduğundan hep kazanıyorlar.
Sırf bu gibi sebeplerden dolayı teknoloji alışverişlerimi artık internetten yapmayı yeğleyeceğim. Kimsesi farkında değil, ama dünya bu işi çoktan çözdü. Dünyada ilk önce kazanç gelmiyor, ilk önce müşteri ilişkileri baskın geliyor.