İstanbul büyükşehir belediyesinden tekerlekli sandalye taşıma aracı saat tam 13:00’de kapımızın önündeydi. Aracı kullanan kişiyle selamlaştıktan sonra aracın arka kapağını açtı asansörü yol hizasına indirdi, bende asansöre bindim ve asansör beni aracın hizasına çıkartıp aracın içine yanaştırdı.
Refakatçi olarak yanımda sadece babam geldi, bir sorun zorluk çıkmadan babamla gidip geldim.
Yaklaşık yarım saat içinde Güngören’de Genç Osman İmkb binası bahçesindeydim. İlk önce bina girişinde birkaç basamaklı merdivenle karşılaştım, ne yapacağımı düşünürken Ram girişinin başka bir kapıdan oluğunu öğrendim ve rahatladım. Genç Osman İmkb bir okul, bu okul binasının bir bölümündeyse engelli işleri ile işlemleri yapan Rehberlik araştırma merkezi var.
Bahçenin diğer tarafına gittim, orada bulunan son derece özenle yapılmış, eğimi zemini tekerlekli sandalyeme uygun bir rampayı kullanarak binaya giriş yaptım. "Bir engelli merkezinin böyle olması gerek, bravo” dedim. Binanın koridorunda biraz ilerledikten sonra karşıma bir tabela çıktı, tabelada “Güngören rehberlik araştırma merkezi” yazıyordu. Şu yönlendirme tabelaları ne kadar güzel bir şey, kimseyi rahatsız etmeden kimseyle muhatap olmadan Ram’ı bulduk, Damar okuma cihazının bulunduğu odayı da bulduk. Tabelanın yönlendirdiği kapıyı çalıp içeriye girip bir görevliye durumu anlattım, o da beni yan tarafta bulunan bir odaya getirdi, ilk önce Nüfus kağıdımı kontrol etti bilgileri cihaza girdi sonra ben masa üzerinde bulunan Pos makinesi boyutunda bir makineye sağ ve sol elimin avuç içini okuttum.
Türkiye şartlarına güvenebilsem bu Damar okuma işini babam olmadan tek başıma halleder eve geri dönerdim. Bu ülkeye güvenemezsin ki, yanımda illaki birini getirmek zorunda kaldım.
Bir Damar okutmak için bir hafta boyunca engelli aracı bekledim, saatlerce o araç içinde sarsıntıya maruz kaldım sarsıntıdan midem bulandı. Tüm bu olumsuzlukların nedeni ilçemizdeki rehberlik araştırma merkezi Zeyram’ın girişinin düzgün olmaması, rampasının asansörünün olmaması yüzünden oldu, Damar okuyan cihazın giriş kata konulmaması yüzünden oldu.
Damar okuyan cihaz öyle kocaman bir cihaz değil, bir pos makinesi gibi bir şey. Sanrım ki bu cihaz Zeyram’da giriş kata konulabilirdi veya ben Zeyram’a gittiğimde bu cihaz alt kata indirilebilirdi.
Adamlar Ram’ı ne güzel bir yere kurmuşlar, Damar okuma cihazında işimi beş dakika içinde halledip evime geri döndüm. Yeter ki duyarlılıkla düşünülsün, yeter ki doğru bulunmak istenilsin. Her nedense zor yolu seçmeyi insanları sıkıntıya sokmaya bayılıyoruz.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder