52 gün sonra bugün 13:30 ile 15:00 arası dışarı çıktım... En son 21 Mart günü dışarı çıkıp bazı işlerimi görmüştüm. Bugün yaklaşık iki kilometre boyunca sokaklarda gezindim. Hava çok sıcaktı ve güneş ışığı çoktu.
Yaş kısıtlaması içinde olan biri değilim, ama 65 yaş üzeri annemle babamla yaşadığım için 52 gün boyunca kendimi evde izole ettikten sonra bugün bir buçuk saat dışarı çıktım. Çünkü bir kaç gün önce annem babam dışarı çıktı, bugünden itibaren yine izole olmaya devam edeceğiz.
Saat 13:30 gibi sokağımızın yukarı tarafından yola çıktım ve gezinmeye başladım, ilk önce Olivium alışveriş merkezi önünden geçip Zeytinburnu spor kulübünün eskiden kullandığı stadın önünden geçip Stat park Erey çay bahçesinde beş on dakika kadar vakit geçirdim. Daha sonraysa ortanca kardeşimin ve teyzemin çocuklarının oturduğu sokağa gidip onları görüp eve geri döndüm.
Dışarıda sadece bir trafik lambasının düğmesine eldiven olan sağ elimin dış tarafıyla bastığım halde eve girince hemen üzerimi değiştirip ellerimi yüzümü bol su sabunla yıkadım.
Stat park Erey çay bahçesi bir nebze serindi, ama araç ve insan kalabalığı olmadığı için kaldırım ve yollar çok kötüydü, güneşin ısısını ve ışığını iki kat olarak yansıtıyordular.
Dışarı çıkmışken eczaneye de uğrayıp Sağlık bakanlığı tarafından bir ay önce adıma tanımlanmış beş adet maskemi, kimlik numaramı ve mesaj olarak gelen kodumu vererek aldım.
Evden çıkarken maske ve eldiven taktım, hem eldiven hem maske beni çok rahatsız etti. İşi gücü olmayan keyfi olarak dışarı çıkanlar o maskeyi ve eldiveni nasıl takıyor bilmiyorum, “Allah hepsine akıl fikir versin".
Dışarının durumu çok kötü, neredeyse tüm işletmeler kapalı, ama eczaneler bakkal manav lokanta gibi yerler açık, açık ama müşterileri yok.
Olivium alışveriş merkezi sınırlı olarak açık, ama içerisindeki dükkânların hemen hepsi kapalı. Park ve bahçeler ise kapalı ama insanlar kuralları hiçe sayıp park ve bahçelerde geziyor, banklarda çimenlerde oturuyorlar yatıyorlar.
Yaşlılar yan yana sohbet ediyor, sevgililer kucak kucağa sarmaş dolaşlar, bence “bu virüs dünyada yok olur, ama ülkemizin canını yıllarca yakar".
Garip değil mi? Ülkede kapalı mekan AVM'ler açık, açık hava olan park bahçe ve kafeteryalar, çay bahçeleri veya deniz kenarları kapalı.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder