Yok, ben boşuna uğraşıyorum… Bu toplum engellilere duyarlılık konusunda
bilinçleneceğini sanmıyorum. Ne engelli aileleri veya akrabaları, ne kamu
kurumları veya özel işletmeleri ne de engelli olarak bizzat bizler adam olmayız.
O kadar çok istediğim halde bazı sorunlar nedeniyle bu yıl toplamda iki ya
da üç kez Taksim İstiklal caddesi bölgesine gidebildim. Sağlık sorunlarım veya
tekerlekli sandalyemdeki arızalar bu yazımı iyi geçirmeme neden oldu.
Dün akşamüzeri Ercan ağabey ile Erey çay bahçesinde çay içip sohbet ederken
yanımıza Süleyman ağabey ve eşi geldi, hep beraber güzel sohbet ettik ve onlar
masadan ayrıldı. Bende onlardan biraz sonra masadan ayrılıp Marmaray ile
Yenikapı’ya oradan da Hacıosman metrosu ile Taksim’e geçtim.
İlk önce meydanında biraz zaman geçirdikten sonra İstiklal caddesine girip
yavaş yavaş Tünel’e doğru ilerledim. Tünel’e yakın bir yer geldikten sonra karnımı
doyuracak bir yer aramaya başladım.
Fark ettim ki İstiklal caddesi gibi bir yerde engellilere benim gibi bir
tekerlekli sandalyeli mekana girip karnını doyuracağı bir mekan yokmuş. Hadi
cadde üzerinde adam gibi bir mekan yok, sokak aralarında bile bir şeyler
yapamıyorsun.
Özellikle mekanları doluyken senin gibi bir engelliyi çevrelerinde bile
görmek istemezler, ama mekanlarında kimse yokken başlarının tacısın. İş
yerlerinde yüzde üç oranında engelli çalıştırma kotası var, işte bu türden
mekanlarda da engelli kota zorunluluğu getirilmeli.
Son birkaç yıl içinde İstiklal caddesi bölgesine bolca gittim ve neredeyse
hiç duyarlılık hiç sorunu yaşamadım, ama dün akşam ki gidişim de İstiklal
caddesinde Tünel bölgesine yakın bir bölgede içerisinde küçük masaları olan bir
sokağa girdim karşıma gelen garson kılıklı birine “burada karnımı doyura
bileceğim bir yer var mı?” dedim, garson “ağabey burası sana uygun değil” deyip
beni kovarcasına uzaklaştırdı. Fiziki olarak bana hiçbir şey yapamaz buna izin
vermem zaten de, ama gözü ile sokağın çıkışına bakarak bana kapıyı işaret etti.
Saatlerce orada mekanı veya masayı işgal edecek değilim, on beş yirmi
dakika bir masanın köşesinde durup çay içip tost yiyeceğim ve parasını ödeyip
hatta garsona tip bırakıp çekip gideceğim.
Sokak müzisyenlerine, dilencilere, alkoliklere, başı açığa kapalıya, sağcıya
solcuya, hacıya hocaya saygı gösterilen mekanda, kendini ifade edebilen aklı
zekası yerinde bir engelliye yarım saat tahammül edemiyorlar.
NOT: Farkındalığı duyarlılığı neredeyse sıfır olan bir eleman için o mekanı veya Taksim'i İstiklal caddesini aynı kefeye koymayacağım tabi ki de, ama öyle bir yerde de eğitimsiz eleman çalıştırmamaları gerek.
NOT: Farkındalığı duyarlılığı neredeyse sıfır olan bir eleman için o mekanı veya Taksim'i İstiklal caddesini aynı kefeye koymayacağım tabi ki de, ama öyle bir yerde de eğitimsiz eleman çalıştırmamaları gerek.
Merhaba, yazınızda "...İstiklal caddesi gibi bir yerde engellilere benim gibi bir tekerlekli sandalyeli mekana girip karnını doyuracağı bir mekan yokmuş," diye yazmışsınız, sanırım gözünüzden kaçtı, çünkü birçok yer var...
YanıtlaSilBirkaçını sayayım:
1-Kızılkayalar, 2-yanındaki Burger King, 3-bitişiğindeki Pehlivan lokantası... 4-Fitaş sinemasının girişinde yine Burger King, 5-biraz ileride Demirören AVM'nin üst katında birçok mekan düz ayak... 6- GS lisesine gelmeden sol taraftaki Kartal sokağında Urban Cafe var, yazın dükkan önünde oturabilir kışın içeriye girebilirsiniz... 7-GS lisesinden sola dönüp çok az gidince orada ara bir sokakta ünlü fotoğrafçı Ara Güler'in Ara Cafe'si var, ara sokak olduğu için dükkanın dışında sokak boyunca oturma yerleri var, orada çeşitli kahveler içip tatlılar yiyebilirsiniz...
Mekana girmemek kaydıyla ara sokaklarda yiyecek+içecek alabileceğiniz sayılamayacak kadar çok yer var...