Toplumumuzun nüfus olarak yüzde onundan fazlasını oluşturan engelliler, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kişi tarafından bile temsil edilmiyor oluşu çok utanç verici bir durum. Bu utanç verici tabloyu göremeyen veya görmezden gelen o kadar çok kişi var ki, bu tabloyu engelli dernekleri vakıfları bile görmüyor.
Dernek ve
vakıflara gönülden destek vermememin nedeni de bundan.
Mecliste bulunan siyasi partilerde hiç engelli birey yok,
engelli birey var ama onlarında engelliler hakkında yorum yaptığını “hiç
görmedim” desem yeridir. Ne zaman engellilerle ilgili özel gün olsa ortaya
çıkarlar, ya basın açıklaması yaparlar ya da kameralar karşına geçip çarpıcı
birkaç açıklama yapıp gündemi birkaç günlüğüne meşgul edip “bu bireyleri
önemsiyoruz destekliyoruz” denilir o kadar.
Akp’nin birkaç engelli vekili var, ama hiç ortalarda görünmezler, Chp’de bir vekili var sanırım onu birkaç defa ekran karşısında gördüm. Mhp ve Dtp partilerinin sanırım hiç engelli vekili yok, varsa da görmedim duymadım bilmiyorum.
Ya meclisteki
vekillerin engelli hale gelmesini bekleyeceğiz ya da engellilere işlerinin
düşmesini bekleyeceğiz, meclisimizin bizi hissetmesi için.
Öyle bir örgütleneceksin ki; tüm engellilerin ve
ailelerinin oyunu alıp mecliste engellileri bir siyasi parti olarak temsil
edeceksin. Vekillerinin tamamı engelli olacak, danışmanlarının ve
sekreterlerinin tamamı sağlıklı bireylerden oluşacak. Ortopedik engelli,
zihinsel engelli, duyma engelli, görme engelli Mongol Spastik Down sendromlu gibi
bireylerden oluşacaklar.
Tüm vekilleri engellilerden oluşturacaksın ki, toplumun
her kesiminden oy al çünkü Türkiye’deki siyaset bunu gerektiriyor. Şu an
meclise baktığımda görüyorum ki; siyasi partiler toplumun her kesimine hitap
etmek için uğraşıyor, bu hitabı da yarım yamalak yaptıkları içinde el attıkları
her işin içine ediyorlar.
Türk insanı basittir, yani bir siyasetçinin vaadini
yerine getirmesi önemli değil, sadece mitinglerde bas bas bağırması yeter,
insanımız hemen ona kanar, o yapılması imkansız bir şey vaat etse bile alkışa boğulur.
İnsanımıza; “Cumhuriyetçiyim”, “Milliyetçiyim”,
“Dinciyim”, “Apocuyum” denilsin yeter.
İnsanımızın anlaması gereken şu; kimlikte “Türk” veya
“İslam” yazıyor diye, karşıdaki insanın samimiyetine güvenemezsin ki. Evine bayrak
asıyor diye “gerçek Türk” diyemezsin ki veya namaz kılıp hacca gidiyor diye “İslam’ın
yolunda ilerliyor” diyemezsin ki.
Şimdilik Türkiye’de bulunan yedi bölgeden ikişer üçer
engelli vekil çıkartılsa yeter, ne kadar çok aktif olunursa o kadar çok oy
potansiyeli yükselir. Mecliste engellileri temsil edecek bu parti sürekli
gündemi meşgul edecek, hemen her gün meclise engellileri ilgilendiren konularda
bir öneri sunacak.
Toplumun her noktasında engelli ve engellilik gözlere
sokulması gerek; trafikte, kaldırımda, yolda, ışıklarda, yaya geçitlerinde
düzenleme yapılmalı. Kamu kurum ve kuruluşlarında, özel sektörde binalarda
çalışanlarda bankolarında düzenleme yapılmalı. Alışveriş merkezleri
rampalarında, engelli tuvaletlerinde, mağazalarında düzenleme yapılmalı. Toplu
taşıma yapılan araçları duraklarında araçlarında çalışanlarında düzenleme yapılmalı.
Eğitim yuvalarında genç beyinlere engelliler okutulması için düzenleme yapılmalı.
Park ve bahçelerde müzelerde düzen yapılmalı. Sağlık kurumlarının yapılarında çalışanlarında
kanunlarında düzenleme yapılmalı.
Çevre öyle değişmeli ki, sağlıklı bireyler yaşam
alanlarında işlerini görürken zorlanmalı ve “biz çok hatalıymışız, size zulmediyormuşuz”
demeliler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder