4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
17 Ocak 2015 Cumartesi
Aile doktoru saçmalığı...
Cuma gününün sabahı ilacım bitti, öğleden sonra Sağlık ocağına gittim "ilacım bitti yazar mısınız" dedim, bana "aile doktorunuz bugün evlerdeki hastalarına bakıyor yok" denildi. İlacımı sağlık ocağındaki başka bir doktor yazamadığı için hafta sonuna kas gevşetici ilacım yok. İlacım bitmeden almaya kalktığımdaysa aile doktorum "sistemde ilacın gözüküyor yazamam" diyor. 18 yıldır kullandığım bu ilacı bana raporlu olarak verilmiyor, bende onları bolca eleştiriyorum.
11 Ocak 2015 Pazar
Evde Bakım Maaşı...
AKP hükümetinin engellilere pozitif ayrımcılık kapsamında yaptığı atılımlardan biri de Bakım maaşı.
Bu maaş engelliye bakan kişiye verilen bir para, bu para asgari ücretin yarısı kadar bir şey olsa da son derece güzel düşünülmüş bir uygulama.
Gelişmiş ülkelerin engellilere tanıdığı haklar ülkemizde de uygulanmaya çalışılıyor, ama Bakım maaşı kazanılmış bir hak olsa da engelliye vermemek için uğraşılıyor.
Engelli arkadaşlarımdan bu maaş konusunda bir çok şikayet duymuş bir kişiyim, başka engellileri boş verip kendi yaşadığım olay bile başlı başlıca bir saçmalık.
2008 yılıydı, devletimizin biz engellilere verdiği Bakım maaşını almak için başvuruda bulunmaya karar verdik.
Ben yapılması gerekli işlemleri internetten takip edip bulup babama bildirdim, babam bu işlemleri aylar içinde halletti. Neredeyse 2008 yılının tamamına yayılan bir süreç oldu bu.
Benim ve evde yaşayan herkesin nüfus kayıt ve ikamet kayıt işlemleri yenilenip tekrardan yapıldı, evde çalışanların üzerine kayıtlı maaş bordroları çıkartıldı, benim ve evdekilerin üzerinde mal varlığı olup olmadığına dair belgeler çıkartıldı.
Beyanlar sonrası valiliğe bağlı İlçe sosyal müdürlüğünden gelinip evimiz içine bakılıp varlıklı olup olmadığımız kontrol edildi, evde odalara girildi, mutfağımıza banyomuza girilip bakıldı.
Yaklaşık sekiz dokuz ay sonra 2009 yılının ilk aylarında 'Bakım maaşını alamayacağımız' kararını bildiren bir mektup aldık.
Gelen bu mektupta, Bakım maaşını alamamamızın sebebi olarak, evin gelirinin kişi başına bölündüğünde 30- TL fazla çıkmasıymış.
Engelliye bakana verilmesi tanımlanmış olan bir paranın verilmemesi için uğraş veriliyor ve açık yakalanması için tüm imkanlar kullanılıyor.
Bir yıl boyunca bir sürü bürokratik işlem yapıyorsun, o devlet dairesinden bu devlet dairesine koşturuluyorsun, bir sürü harcama yapıyorsun, kişisel bilgilerin araştırılıyor ortalığa saçılıyor, evine girilip her yer talan ediliyor ve sonuç hüsran.
Devlet veya hükümet tanınmış bu parayı vermemek için vatandaşının açığını yakalamaya uğraşıyor. Varlık durumunu sorguluyor, evini arayıp tarıyor ve sonra yandaş olmadığın ortaya çıkınca 'bir engelli olarak sana bakana verilmesi gereken bu parayı veremiyoruz' diyor.
2 Ocak 2015 Cuma
Artık görmüyorum...
- Kaldırıma, rampaya, yaya geçidine, sarı çizgiye park eden araçları artık görmüyorum.
- Trafik ışıklarında yeşil ışığın yanmasını yaya geçidini işgal ederek bekleyen araçları artık görmüyorum.
- Kaldırımı ürünleriyle işgal eden esnafı artık görmüyorum.
- Yaya geçidinde yayalara yol vermeyen araç sürücülerini artık görmüyorum.
- Kaldırımları ağaç tabela direkle işgal eden belediyeleri artık görmüyorum.
- Rampası yapılmamış kaldırımları artık görmüyorum.
- Alışveriş merkezi rampalarını sohbet muhabbet için, sigara içmek için işgal edenleri artık görmüyorum.
- Engelli tuvaletlerini sigara içmek için, telefonla konuşmak için, arkadaşıyla sevgilisiyle sohbet muhabbet için, çamaşır bulaşık yıkamak için, abdest almak için işgal eden sağlıkları artık görmüyorum.
- Asansör önlerinde kıtlık varmışçasına dakikalarca bekleyenleri artık görmüyorum.
- Beni tekerlekli sandalyemle görünce asansörün kapısını kapatanları artık görmüyorum.
- Dükkan ve mağaza içlerinde yol ortasına konulan ürünleri artık görmüyorum.
- Bir yerde yemek yerken çay kahve içerken bana yönelen bakışları artık görmüyorum.
- Çantama veya elime para sıkıştırmaya çalışanları artık görmüyorum.
- Mağazaların saçma sapan daracık kasa geçiş yerlerini artık görmüyorum.
- Toplu taşıma araçlarında engelliye ayrılmış yeri işgal edip sonra kalkıp bana yer vermek istemeleri artık görmüyorum.
- Toplu taşıma yapan araçların istasyonlarında, araç ile istasyon arasındaki boşluğu. Artık görmüyorum.
Etiketler:
Abdullah ünal,
asansör,
asansöre aşk,
avm,
engelli hakları,
engelli wc,
engelliler,
kaldırım,
kıtlık,
marmaray tramvay metro istasyonu,
özürlü,
rampa,
Tekerlekli sandalye,
unal76
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)