16 Mart 2013 Cumartesi

Giden gitsin sorun yok...

Yaklaşık bir yıl önce edindiğim iki arkadaşımla ilişkimi bugün kestim, hem Facebook’dan hem de Messenger’den onlarla bağlantımı kopardım.  

Arkadaşın biri beş altı aydır ortalarda yok zaten, telefonla görüşmelerimiz beş altı ay önce son buldu internette ise çoktandır yok. Sanırım sıkıldı ve gitti. Diğeri ile ise telefon görüşmelerim devam etti, internette de sohbete muhabbete devam ettik. Bolca konuştuk işte.  

Bu iki arkadaş birbirine aşık… Aralarına kimsenin girmesini istemiyorlar, ne erkek ne dişi hiç birini kabul etmiyorlar. Hep onlar haklıdır, hep doğrudur, hiçbir zaman karşılarındakinin haklı olabileceğini düşünmezler. Birinden biriyle ne zaman ufak bir tartışmaya girsem, diğeri ondan yana olup beni halt etmeye çalışır. Bir çocuk gibiler işte, birbirlerini avutuyorlar.

Hiç düşünmüyorlar, bu yaşam benim yaşamımım, acısını ağrısını zorluğunu kolayını sorununu yaşayan benim, kalkıp bir başkası yorum yapabilir mi? Onlarla konuştuğum birçok konuda hep haksız olan ben oldum.

Neyse…

Sohbete muhabbete devam ettiğim arkadaş birkaç ay önce yılbaşı haftası yaptığımız sohbet sırasında yaptığı bir konuşmadan rahatsız oldu. Aradan bir hafta geçti ben onu arayıp “benim altıncı hissim kuvvetlidir, konuşmanda sorun yok, konulara olaylara tek taraflı bakmam ve geniş bir çerçeveden bakarım, konuşmandan neden pişmanlık duyuyorsun” dediğimde, bana tipik bir kadının verdiği cevabı verdi “ne alakası var, pişman olsam burada durmam ki” gibi söylemlerde bulundu.

Ya da benimle arkadaşlık dostluk ilişkisini bitirmek için bu konuşmayı yaptı, bilmiyorum…

İnsanlar bazen bunu yapar, basit nedenlerle bahane bulup benden kopmak için yer arar.

Aslında o, bal gibi pişman bu yaptığından ama bunu açık ederse yüzüme bakamaz bir daha. Kendi içinde suçluluğunu kabul edemez. Altıncı hissim çok nadir hata yapar, çünkü konuları olayları gelişmeleri iyi süzerim ve adımımı ona göre atarım.

Bu kadınlar hep böyle sorunludur, düşünmeden sonunun nereye gideceğini bilmeden lafları söylüyorlar, konuşmalar yapıyorlar ve sonrada bunu kabul etmiyorlar. 2011 Mayıs ayında biriyle daha aynı durumla karşı karşıya geldim, o da aynen bunun gibi ilk önce hissettiklerimi ret etti, sonra telefonlarıma çıkmadı “meşguldüm” demeye başladı ve bir iki ay sonrada benimle ipleri kopardı.

Herkesi bırakıyorum kendi içinde ve “geri dönen döner” diyorum…

Hataları yapıyorlar, sonra pişman oluyorlar, gurur yapıyorlar ve sonrada kalkıp bunu ret ediyorlar. Bu kadınlar kendilerine hiç hakim olamıyor, sorsan “hep erkekler suçlu”, tabi canım anlıyorum üç buçuk milyarınızı da.

Her iki kaybettiğim arkadaşlıkta da benim bir gram suçum yok…

Giden gitsin sorun yok, her iki olayda da kaybeden ben olmam, onlar suçlu bunun farkındalar ve pişmanlar. Sadece bana göre değil, onları tutup başkalarının karşısına getirip konuştursam haklı çıkacağıma eminim. Sadece haklı olup olmadığım sorulsun, yeter.   

İki yılda iki gerçek arkadaşı dostu çok basit bir konu yüzünden kaybettim, üzgünüm…

Neyse ki her ikisinde de hata bende değildi, sorun yok. Sanırım her ikisi de benden kopmak için bir bahane beklemekteydiler, kendi yaptıkları hatayla cümlenin sonuna noktayı koydular.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder