29 Temmuz 2024 Pazartesi

Şile Engelliler Kampı'nda beş günlük bir macera...



22.07.2024 

Sabah saat 07:30'da uyandım, beş on dakika sonra annem geldi, saat 08:30 civarında ortanca kardeşim geldi ve saat 09:00'dan sonra annemle kardeşimle birlikte çantalarımızı alıp evden beraberce çıktık. Ben AKDEM'e tekerlekli sandalyemle onlar ise araba ile gittik. 

AKDEM binası içinde Şile Engelliler Kampı’na iki ailenin beklediğini gördük ve biz oraya vardıktan sonra da iki üç aile daha geldi. Saat tam 10:00'da otobüs geldi ve binadan çıkıp otobüse yönlendik ve eşyalarımızla beraber otobüse bindik. Otobüs, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin şehir içinde kullandığı sarı otobüslerden idi, ben tekerlekli sandalyemle rampalı olan orta kapısından bindim, ama otobüs içinde benim için ayrılmış yere tam yanaşamadım çünkü 15 günlük tatile gider gibi iki üç bavulla gelmiş olanlar vardı ve bavullarını engelli için ayrılmış bölüme koymuşlardı. Başka bir tekerlekli sandalyeli gelince o bavullar mecburen o bölgeden biraz daha değişik bir yere taşındı ve o tekerlekli sandalyeli ile ben yerimize yarım yamalak yerleştik. Kimsesinde umursama yok, ne olur sanki o bize ayrılmış bölgeye dokunmasanız. 

Şile'ye yolculuğumuz 10:30 ile 12:00 arası sürdü, Şile ilçesinde Sofular köyü ve Alacalı’yı geçip saat tam 12:00’de Şile Engelliler Kampı önünde idik, hem de tam dört otobüs. Yaklaşık yirmi dakika civarı da orada bekledikten sonra kamp içine girebildik çünkü herkesin inip kayıt yaptırması ve oda numarası ile anahtarı alıp otobüsle tekrardan kamp içine dağılması gerekti. Ben çantalarımıza bakarken annem hemen dışarı çıktı ve benim kimliğimle işlem yaptırıp 56 numaralı odanın anahtarını alıp beş dakika sonra otobüse geri geldi. 

Dışarısı çok sıcak, klima yüzünden otobüsün içi serin idi...

Otobüs numaramıza yakın bir yerde bizi ve çevresindekileri indirdi, bizde hemen annem ile evimize girdik. Evimiz elli metrekare filan, bir artı bir iki odalı, klimalı, buzdolaplı, gardıroplu, sebil su cihazlı, televizyonlu, masası sandalyesi olan balkonlu, Amerikan mutfaklı birçok güzel bir ev. 

Bugün Pazartesi, iki gün önce geçen haftaki ziyaretçiler çıktığı için sebildeki su, yatak örtüleri yenilenmiş, her yer tertemiz yapılmış idi, tuvalet kağıdı ıslak mendil, havlu kağıt konulmuştu. Kampta bu evlerden 74 adet var, kamp içinde her yer ve ev içinde her yer tekerlekli sandalyeye ve görmeyenlere uygun. 

Kamp içinde araç yolu olsa da pek otomobile rastlamadım, bir otopark ve içinde araçlar var, sanırım o araçlar kamp çalışanlarına ait. 

Saat 12:00'de annem ile beraber kamp içinde bulunan bir binaya giderek öğle yemeğimizi yedik, ben bir masaya yanaştım annem ise yemeğimizi alıp masama yanıma geldi. Mercimek çorbası, döner, pilav ve ayran vardı. 


Saat 14:00'de bir salonda bilgilendirme (Brifing) toplantısı yapıldı, o toplantıya sürpriz bir isimle katıldım. O toplantıya bir saat önce karşılaştığım ve uzun yıllardır tanıdığım Adnan Saygılı ağabeyim ile katıldım. Güzel bir sunum yapıldı ve beraber o sunumu dinledik. Çok güzel bir brifing idi ve salonda yüz kişi filan vardı. Bu beş günlük tatilde ne var ne yok, ne nerede nasıl, ne zaman etkinlik var, hepsi tanıtıldı. Kamp süresince tüm imkanlardan haberdar edildik ve bunun yanı sıra şikayetlerde alınıp çözümleri için notlar alındı. 

Kampta aşırı kalabalık derecede tekerlekli sandalyeli var, yaşlı genç çocuk ve çoğu da benim gibi akülü tekerlekli sandalye kullanıyor. Bunun yanı sıra zihinsel faaliyeti yeterli olmayan çocuk ta çok. 


23.07.2024 

Bugün Şile Engelliler Kampı'nda ikinci günüm ve her şey çok güzel, hem annem için hem benim için her şey yolunda. Dün akşam kamp içinde bizim eve yakın bir alanda bir etkinlik düzenlendi. Bu organizasyonda müzik eşliğinde herkesin eğlenmesi sağlandı. Bol bol oyun havası çalınıp katılımcıların güzelce eğlenmesi sağlandı. Karaoke yapıldı, Ankara havaları çalındı, Doğu havaları çalındı, Trakya havaları çalındı ve tüm herkesin meydanda oynaması sağlandı. 


24.07.2024

İstanbul Büyükşehir Belediyesi; Şile Engelliler Kampında var olan ücretsiz ortak imkanlar.


- Ücretsiz WİFİ... 

- Sabah öğle akşam yemek ve 16:00 17:00 arası ara öğün var... 

- Kafeteryada sınırsız çay kahve var... 

- Kampta her evde sürekli sıcak su ve klima var... 

- Akülü tekerlekli sandalyem için portatif şarj istasyonları var... 

- Kampta her evde buzdolabı, TV ve her odada gömme gardırop var... 

- Kampta 24 saat hemşire ile sağlık hizmeti var, duruma göre hastaneye sevk yapılıyor... 

- Randevu ile kuaför hizmeti var... 

- El emeği kursları var… 

- Fitnes aerobik egzersiz salonu ve eğitmenleri var… 

- Kamp içinde gezine bileceğin bisiklet hizmeti var.. 

- Her evde odalarda tavanda, namaz kılanlar için Kıble yönünü gösteren işaretler var. 

- Hemen her gün profesyonel kişiler tarafından bilinçlendirme bilgilendirme seminerleri düzenleniyor.


25.07.2024 

Bugün Şile Engelliler Kampı'nda saat 11:00'de toplantı salonunda bir seminere daha katıldım. Bu toplantının konusu; Engelli Yasal Hakları idi. Konuşmayı bir avukat yaptı ve bu sunumun tamamını ekranda yazı ve görüntü ile destekledi. Toplantı sonunda da ona ulaşılabilecek iletişim bilgileri verildi. 

Şile Engelliler Kampı’na geldikten birkaç gün sonra akünün performansı tamamen düştü. Evde gece sabaha kadar şarjını dolduruyorum, ama kamp içinde üç yüz beş yüz metre ilerledikten sonra akü birdenbire bitmeye başladı. Son aylarda aküde performans düşüşü vardı, her nedense buraya geldiğimde bun düşüş ikiye üçe katladı.  Bir gün içinde iki defa akü şarj etmeye başladım. İstanbul’a döner dönmez parasını bulup hemen aküyü yenilemem lazım. 


26.07.2024 

Bugün saat 11:00'de bir seminer daha yapıldı. Bugünkü konferans salonundaki seminerde 'İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK DAİRE BAŞKANLIĞI Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Şube Müdürlüğü tarafından görevli iki hanım kişi tarafından hem uyuşturucu alkol sigara ve teknoloji bağımlılığı anlatıldı. 

Şile Engelliler Kampı'nda odanın duvarları ve tavanları tertemiz çünkü odalarda sigara içmek yasak. Bu yasağa herkes uyuyor ki odada is kir leke koku yok. 

Adnan ağabey ile sohbet ederken bir ara bana; "Apo yarın eve dönüyoruz, inan ki burada parayla kalma imkanım olsa parasını verir burada on beş gün daha kalırdım", bende "sen merak etme ağabey aynı şeyi bende düşünüyorum" dedim. 

Bu kamp tam biz tekerlekli sandalyeliler için, keşke para vererek de kalabilsek burada. Çünkü tüm imkanlar biz engellilere göre uyarlanmış. Ne yerler var, bir sürü para saçarak rezillikler yaşadığımız; girişi, balkonu, tuvaleti, banyosu, mutfağı hiç uygun olmayan. Yine para saçarak yemek yiyemediğimiz, çay kahve içemediğimiz. 

Anneme, Adnan ağabey ile aramızda geçen bu konuşmayı anlattım ve annem bana dedi ki: "bir hafta yetmedi herhalde size" oldu. Annem her zaman ki gibi yanlış anlama ustası, hiç farkında değil buranın biz tekerlekli sandalyeliler ve tüm engeller için kusursuz olduğunun. 


27.07.2024

Saat 06:00'ya gelirken uyandım, bir daha da uyku tutmadı ve televizyonu açıp zaman geçirmeye başladım. Saat 08:00'e gelirken de annem geldi ve beni yataktan kaldırıp tekerlekli sandalyeme oturttu. Gerçi beş gündür aynısını yapıyoruz, bugün sadece biraz daha erken uyandım. 

İlk önce annem eşofmanımı giydirdi sonra lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım ve tişörtümü giyip evden çıktım. Doğrudan annem ile beraber kahvaltı salonuna gittim, o ikimize kahvaltı alırken bende masa seçip masaya yerleştim. Annem kahvaltıyı getirdikten sonra on beş dakika içinde yeme işlemini halledip evimize gittik. Annem kahvaltı öncesi eşyaları çantalara toplamıştı, bende her şeyimi kahvaltıya gitmeden çantamı toplamıştım. Lavabo tuvalet işimizi hallettik ve tekrardan her şeyi kontrol edip çantaları alıp kampın giriş kapısı önüne kadar gittik. 

Bir baktık orada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait beş altı otobüs vardı, her otobüsün camına nereye gideceği yazıyordu. Denildiği saat 10:00'da bizim otobüsün yolcuları tamamdı, ama diğer otobüslerin yolcuları tamamlanmadan yola çıkmadık. 

Saat tam 10:30'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait toplu taşıma otobüsleri Şile Engelliler Kampı'nın kapısından çıktı, Şile bölgesinin ormanlarını hep beraber aşıldı, otobana çıkınca ve sonrasında Beykoz'da İETT garajında mola verince otobüsler İstanbul’a dağıldı. 

Kamptan 10:30'da çıktık, saat tam 12:30'da kampa gitmek için bizi aldıkları yerde Zeytinburnu ZEYRAM önündeydik. Şile Engelliler Kampı'na giderken bir buçuk saatte gittik, Zeytinburnu'na geri dönerken iki saatte döndük. 

Engelliler arasında da çok yabani acımasız var... Karşındaki bir zihinsel engelli veyahut fiziksel olarak kendine hakim değil, ama sen ona bu kusurlarından dolayı gülmüyorsun, gülümsemiyorsun, onu önemsemiyorsun, o yokmuş gibi davranıyorsun, hatta onu tersliyorsun veya ona surat yapıyorsun. 

Yaşı yirmilerde bir tekerlekli sandalyeli vardı, belli ki zihinsel bir sorunu var ve çok az da olsa fiziksel sorunu var. Kimseye zararı olmayan bir çocuk, kimsesine de zarar verecek bir çocuk değil. Sadece bir kalabalık görünce yaklaşır dilinin döndüğünce selam verir veya eliyle “ne yapıyorsunuz?” Der. O zihinsel engelli böyle diye kalkıp onu dışlamak insanlık dışı resmen acımasızlık vicdansızlık utanmazlık. Dört beş günlük kamp maceramda aynı tekerlekli sandalyeli o zihinsel engelliyi defalarca tersledi. O çocuk ne zaman yanlarına yanaşsa onu kovdu. 

Şile Engelliler Kampı'nda o kadar rahat bir beş gün yaşadım ki; evime kendim girip çıktım hem de anahtarla kapıyı kilitleyip açarak. Amerikan mutfak olduğu için her işimi çok daha rahat şekilde kendim gördüm. Lavabo işlerim çok rahattı, el yüz yıkama veya diş fırçalama gibi. Annemle tuvalete klozete gidişim gelişim daha sorunsuzdu, neredeyse hiç sorun yaşamadım. Kafeteryada çay kahve alırken veya soğuk su gibi ihtiyacımda sebilden hep kendim hallettim, sadece içeceğimin masaya konulması konusunda birilerinden ricacı oldum. Kamp veya ev içerisinde tekerlekli sandalyemle hiç zorluk çekmeden her yere girip çıkıp kimseden yardım istemeden gezindim. 

Engelliler arasında da çok yabaniler acımasızlar var... Karşındaki bir zihinsel engelli veyahut fiziksel olarak kendine hakim değil, ama sen ona bu kusurlarından dolayı gülmüyorsun, gülümsemiyorsun, onu önemsemiyorsun, o yokmuş gibi davranıyorsun, hatta onu tersliyorsun veya ona surat yapıyorsun. Ondan bir selamı eksik ediyorsun. Yaşı yirmilerde bir tekerlekli sandalyeli var, belli ki zihinsel bir sorunu var ve az da olsa fiziksel sorunu var. Kimseye zararı olmayan bir çocuk, kimsesine de zarar verecek bir çocuk değil. Sadece bir kalabalık görünce yaklaşır dilinin döndüğünce selam verir veya eliyle “ne yapıyorsunuz?” Der. O kadar. O zihinsel engelli böyle diye kalkıp onu dışlamak insanlık dışı, resmen acımasızlık vicdansızlık utanmazlık. Dört beş günlük kamp maceramda aynı vicdansız o tekerlekli sandalyeli o zihinsel engelli çocuğu defalarca tersledi, ne zaman yanlarına yanaşsa onu kovdu.  Bu çatışmalarına ne zaman şahit olsam; gözüm yaşardı. 


Giriş - çıkış kapısı


Evleri

Evleri  

Balkonunda 

Öğle yemeği 

El beceri kursu 

Oyun salonun 

Dolunay 

Kümes 

Kamp Etkinlik Panosu


Üç boyutlu tablo 


Kuş yuvası, Lamba, Tablo 


Kafeterya akülü tekerlekli sandalye şarj istasyonu 


Toplantı, Brifing, Seminer salonu 


Yemek salonu 


Evin içinden 


Üç boyutlu bisiklet tablosu 


Oyun salonundaki tablolar 


Tuvalet, dolap ve oda 


Salon; TV, gömme dolap ve Amerikan mutfak 


Cadde, Bisiklet yolu, Kaldırım, Sarı çizgi 


                                      Evin önü; 56 numara 


Cadde, Bisiklet yolu, Kaldırım, Sarı çizgi 



Yemekhane ve Kafeterya 


Yemekhane ve Kafeterya önünden

16 Temmuz 2024 Salı

Şile Engelliler Kampı (22.07.2024)

Bugün saat 13:10’da 02124499613 nolu numaradan arandım ve “22.07.2024 Pazartesi günü saat 10:00’da AKDEM’in önünden Şile engelliler kampı için kalkacak olan otobüs ile kampa götürüleceğim” söylendi. 

Bir hafta önce kampa gideceğim tarihi öğrenmiştim, bugün de saati, kiminle gideceğimi, yanıma alacaklarımı ve orada beş gün kalacağımı konuştum. 

İlk önce “kampa gelip gelmeyeceğim” tekrar soruldu, sonrasında “kampa iki kişi geleceğimi” söyledim ve sonrasında annemin kimlik numarasını verip işlemi tamamladım. 

Konuştuğum görevli ile bu iki üç dakikalık konuşma biraz mesafeli idi, çünkü beni aradığı numara engellediğim bir numaraydı, araması bana bir bildirim ile ulaştı ve bende arayıp “ben Abdullah Ünal biraz önce beni aramışsınız” dedim, o da “evet” dedi. 

Sanırım 2022 yılında Millet ittifakı içindeki DEVA partilileri Haziran ayında yazın ortasında, ben ise kışın ortasında 6 Aralık’ta Şile Engelliler Kampı’na davet edildiğimde kızdığım için engellediğim numaralardan biriydi. 

Aradan geçen iki yıla rağmen hâlâ onlara kızgınım, hâlâ içimdeki nefreti öfkeyi atamıyorum, 2019 yılında zorluklar çekerek sorunlar yaşayarak oy verdiğim Ekrem İmamoğlu yönetimindeki Engelliler Müdürlüğü, Millet ittifakı içindeki diğer siyasi partilere üye engellilere öncelik verdi ve beni kaybetti. 

Ben, Ekrem İmamoğlu öncesindeki yönetimlerden çok çektim, çok canımı yaktılar, çok aşırı ayrımcılık yaptılar. Hep kendilerini düşündüler ve şu an o kendilerini düşünenler yine öncelikliler. 

Beni ve birçok engelliyi partilerine üye olmadığımız için yıllarca süründürdüler veya başka siyasi partilere üye olmadığımız için bizi insan yerine koymayanlar, bizi her türlü etkinlikten, organizasyondan uzak tuttular. 

Ben bu ülkede siyaseti sevmeyen bir kişiyim çünkü siyaset çıkar ilişkisidir, bunun yanı sıra belediyeciliğin de siyasetle ilgisinin olmadığını bilen biriyim ama her ne hikmetse bu ülkede belediyecilik siyasetle beraber ilerliyor. 

Beş yıl önce 2019 yılında sorunlar yaşayarak, zorluklar çekerek tekerlekli sandalyem ile iki kilometre mesafe yapıp bir okulun ikinci katına merdivenden eller üzerinde çıkartılarak Ekrem İmamoğlu’na oy verdim. Sırf yıllardır yapılan ayrımcılıktan kurtulmak için, Ekrem İmamoğlu’na oy verdikten sonra ve Ekrem İmamoğlu kazanınca çok rahatladım, çünkü Engelliler müdürlüğü tarafından 2019 öncesi yapılan ayrımcılıklardan kurtulduğumu düşündüm. 

Bunu yapmak bir hataymış veya yanlışmış, çünkü Ekrem İmamoğlu yönetiminde olan Engelliler Müdürlüğü de aynı hatayı yanlışı yaptı. 

2020 yılında Nisan ayının ilk haftasında Şile Engelliler Kampı’na çağrıldım ama o günlerde Corona Covit-19 virüsü pandemisi ortaya çıktı, dünyada ve Türkiye’de yer yerinden oynadı, bende kampa gitmedim. 

Hatta hastalığa yakalanma korkum nedeniyle iptal ettiğim için “kampa siz gelmemişsiniz”, “2020’ki daveti siz iptal etmişsiniz” gibi tenkitlerle veya suçlamayla karşı karşıya kaldım. 

Sanki keyfi olarak kampa gidişimi iptal ettim. 

2020 Nisan ayında Corona Covit-19 pandemisi varken kampa katılıp 65 yaş üzeri anne babamı riske mi atsaydım? Yüzde 79 engelli raporu olan kendimi riske mi atsaydım? Bazen gerçekten Yaradanın verdiği aklı kullanamıyorlar. 

Bunun yanı sıra birde 2022 yılında beni kampa kışın ortasında 6 Aralık günü davet ettiler, Engelliler müdürlüğü yaz aylarında Haziran’da Temmuz’da ittifakta beraber yürüdükleri DEVA, Gelecek, İyi parti gibi partilere üye olanları öncelikli rehabilite ettiler. 

Beni davet ettikleri Aralık ayında hiç o bölgeye gittiler mi? Şile’nin kışını ayazını soğuğunu serinliğini rüzgarını hiç gördüler mi? 

Bu tavır bu ayrımcılık bana 2019 yılı öncesi çok yapıldı, bu ayrımcılık oy verdiğim yönetim tarafından bana yapılması beni çok incitti. 

Aslında bu tür kamplardan faydalanmak için ‘İstanbul’da ikamet’ şartı zorunlu, ama hem 2019 yılı öncesinde hem şu an Florya Engelliler kampında da, Şile Engelliler Kampında da, İstanbul dışından gelen engellilerin rehabilite edildiği biliniyor. 

Ekrem İmamoğlu yönetiminin Engelliler müdürlüğü beni kampa kışın ortasında kampa çağırmaları resmen bir dalga geçmeydi veya Pandemi nedeniyle kampı iptalimi iki de birde tenkit etmeleri beni çok yaraladı. 

Engelliler müdürlüğü 2019 yılından bu yana çok işler başaran, başarıdan başarıya koşan Ekrem İmamoğlu’na olan sevgimi saygımı sempatimi yitirmeme neden oldular. Ve burada tek olduğumu sanmıyorum.