3 Mart 2013 Pazar

17 Aralık 2012 Pazartesi günkü Milliyet gazetesi

Bugün öğleye doğru Aras kargo şirketinden bir çalışan kapımıza gelip iki buçuk Lira karşılığı bir paket bıraktı.

Bu paket içinde 17 Aralık 2012 tarihli Milliyet gazetesi vardı, bu gazeteyi ben geçen hafta bana gönderilmesini istemiştim, üç gün önce kargoya verilen bu gazete bugün elime ulaştı.

Ben 2012 yılı Aralık ayı ortalarında internet yoluyla Milliyet gazetesi ile ilişkiye geçip, “gazetenizde haftada bir gün yayınlanan engelli sayfanızda, engellilere engel olan engelleri resimledim ve yazılar hazırladım, bunları gazetenizde yayınlamanızı istiyorum” demiştim, ama onlar bana haber vermeden çektiğim resimleri Facebook internet sayfamdan alıp bir paragraf yazımı gazeteye basmışlar.

Ben o günlerde onlardan mailime cevap almak için çok uğraştım ama onlar bana cevap yazmamışlardı, meğersem beni önemseyip resimlerimi yazılarımı yayınlamışlar. Gazetede resimlerimin ve yazımın çıkması bana çok gurur verdi çok sevindim, yapmak istediğim şeyi yapmışlar. 

Benim üzüldüğüm ve canımı sıkan nokta şu; benim gazetede üç adet resmimin yayınlanması ve bir paragrafta yazımın basılmış olmasından hiç haberim olmadı. Yılbaşı günü Erey çay bahçesini ziyaretim sırasında çalışanların beni uyarmasıyla öğrendim. Neredeyse 15 gün sonra haberim oldu, hemen internetten o günkü gazeteye bakıp haberi bulmaya çalıştım ve beş on saniye içinde buldum da. 

17 Aralık 2012 Pazartesi günkü Milliyet gazetesi 14. Sayfasında ve neredeyse sayfanın yarısı çektiğim üç adet resim ve bir paragraf yazıma ayrılmış. 

Resmin birinde ben Zeytinburnu kaymakamlığı girişindeki merdivenler önündeyim, kaymakamlık binasına girememiştim de işimi kardeşim halletmişti. Kaymakamlık binasında, işimi kendim halledemediğim için kızmıştım ve kardeşime merdiven önünde resmimi çektirmiştim. Resmin diğerinde bir Atm makinesine kredi kartımı takamamıştım, o an yanımda olan Özkan’a Atm makinesine kredi kartımı sokmaya çalışırken resmimi çektirmiştim. Üçüncü resimde ise sokağımızın köşesindeki kaldırım üzerine çıkamamıştım çünkü rampası üzerine bir araç park etmişti bende kaldırıma çıkamamıştım, o an yanımda benim kardeşim kardeşimin arkadaşı Evren vardı resmi ona çektirmiştim. Resmin birini ben çektim, diğerini Kardeşim Ertan, diğerini ise yine kardeşim kadar yakın olan Özkan çekmişti.
 
Resimler altında yazan yazımda şu; ABDULLAH ÜNAL: Ben 36 yaşında tekerlekli sandalyeli bir engeliyim. Kamu binalarına girişimiz engellendiği için haklarımızı geri alamıyoruz. Bankadan yasal olmayan bir kesinti için gittiğim kaymakamlık binasından içeri giremedim. Yazdığım dilekçeyi neden veremiyorum da başkasına muhtaç bırakılıyorum. Ayrıca Zeytinburnu’nda engelli rampalarının önüne araçlar park ediyor. Banka ATM’lerinin önünde de basamak var. Bizi başkalarına muhtaç bırakıyorlar. 
 
Engelleri ben fark ettim, beraber resimledik ve gazetede bunu yayınladı… Benim istediğim bu, yani zorluğu sorunu ben fark edeceğim, resimleyeceğiz ve elinde güç olan medyada bunu vatandaşa ulaştıracak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder