Bu paket içinde 17 Aralık 2012 tarihli Milliyet gazetesi vardı, bu gazeteyi ben geçen hafta bana gönderilmesini istemiştim, üç gün önce kargoya verilen bu gazete bugün elime ulaştı.
Ben 2012 yılı Aralık ayı ortalarında internet yoluyla Milliyet gazetesi ile ilişkiye geçip, “gazetenizde haftada bir gün yayınlanan engelli sayfanızda, engellilere engel olan engelleri resimledim ve yazılar hazırladım, bunları gazetenizde yayınlamanızı istiyorum” demiştim, ama onlar bana haber vermeden çektiğim resimleri Facebook internet sayfamdan alıp bir paragraf yazımı gazeteye basmışlar.
Ben o günlerde onlardan mailime cevap almak için çok uğraştım ama onlar bana cevap yazmamışlardı, meğersem beni önemseyip resimlerimi yazılarımı yayınlamışlar. Gazetede resimlerimin ve yazımın çıkması bana çok gurur verdi çok sevindim, yapmak istediğim şeyi yapmışlar.
Benim üzüldüğüm ve canımı
sıkan nokta şu; benim gazetede üç adet resmimin yayınlanması ve bir paragrafta
yazımın basılmış olmasından hiç haberim olmadı. Yılbaşı günü Erey çay bahçesini
ziyaretim sırasında çalışanların beni uyarmasıyla öğrendim. Neredeyse 15 gün
sonra haberim oldu, hemen internetten o günkü gazeteye bakıp haberi bulmaya
çalıştım ve beş on saniye içinde buldum da.
17 Aralık 2012 Pazartesi günkü
Milliyet gazetesi 14. Sayfasında ve neredeyse sayfanın yarısı çektiğim üç adet
resim ve bir paragraf yazıma ayrılmış.
Resmin birinde ben Zeytinburnu
kaymakamlığı girişindeki merdivenler önündeyim, kaymakamlık binasına
girememiştim de işimi kardeşim halletmişti. Kaymakamlık binasında, işimi kendim
halledemediğim için kızmıştım ve kardeşime merdiven önünde resmimi
çektirmiştim. Resmin diğerinde bir Atm makinesine kredi kartımı takamamıştım, o
an yanımda olan Özkan’a Atm makinesine kredi kartımı sokmaya çalışırken resmimi
çektirmiştim. Üçüncü resimde ise sokağımızın köşesindeki kaldırım üzerine
çıkamamıştım çünkü rampası üzerine bir araç park etmişti bende kaldırıma
çıkamamıştım, o an yanımda benim kardeşim kardeşimin arkadaşı Evren vardı resmi
ona çektirmiştim. Resmin birini ben çektim, diğerini Kardeşim Ertan, diğerini
ise yine kardeşim kadar yakın olan Özkan çekmişti.
Resimler altında yazan yazımda
şu; ABDULLAH ÜNAL: Ben 36 yaşında
tekerlekli sandalyeli bir engeliyim. Kamu binalarına girişimiz engellendiği
için haklarımızı geri alamıyoruz. Bankadan yasal olmayan bir kesinti için
gittiğim kaymakamlık binasından içeri giremedim. Yazdığım dilekçeyi neden
veremiyorum da başkasına muhtaç bırakılıyorum. Ayrıca Zeytinburnu’nda engelli
rampalarının önüne araçlar park ediyor. Banka ATM’lerinin önünde de basamak
var. Bizi başkalarına muhtaç bırakıyorlar.
Engelleri ben fark ettim, beraber
resimledik ve gazetede bunu yayınladı… Benim istediğim bu, yani zorluğu sorunu
ben fark edeceğim, resimleyeceğiz ve elinde güç olan medyada bunu vatandaşa
ulaştıracak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder