3 Ocak 2016 Pazar

Trt radyo; Biz de varız

Asansörler… 
En son rahatsız olduğum konu, beni ve diğer tekerlekli sandalyeli engelli arkadaşları en çok rahatsız eden asansörlerin gereksiz yere kullanımıdır.

Sağlıklıların, alışveriş merkezlerinde veya toplu taşıma istasyonlarında, yürüyen merdiveni veya basamaklı merdiveni kullanma olanağı varken asansörleri işgal etmeleri bizleri çok mağdur ediyor. Bir sağlıklı asansörü kullandığı zaman; hem tekerlekli sandalyeliler mağdur oluyor, hem de yürüme zorluğu çeken, yaşlılar hamileler bebek arabalı olanlar ve hatta alışveriş poşeti taşıyanlar bile mağdur oluyor. Engellilerin üst katlara veya alt katlara transferi için tek olanağı olan asansörler, o kadar çok gereksiz yere işgal ediliyor ki asansör kabini önünde beklemek bazen beş bazen on dakikayı bile buluyor.

2014 yılında Yenikapı metro istasyonunda bulunan asansöre doğru tekerlekli sandalyemle ilerlerken yanımdan bir çok sağlıklı insan hızlıca koşarak geçti ve ben asansöre ulaştığımda benim yanımdan hızlıca geçen o insanların asansör kabinine doluştuğunu gördüm. Bu sadece o metro istasyonuna veya o güne ait yaşadığım bir sorun değil. Bugün dahi istediğiniz bir saatte o asansörlerin bulunduğu yerlere gittiğinizde aynı durumla karşılaşırsınız gözlemleyebilirsiniz. Arkadaşların o asansörleri kullanmasında bir problem yok, asıl problem aşırı yüklenme nedeniyle asansörlerin bozulmasında ve kullanım dışı kalmalarında. Böyle bir problem olduğunda, sağlığı yerinde olup o asansörü kullananların, yürüyen merdivene veya basamaklı merdiven yönlenip gideceği yere gitmesinde, ama biz engellilerin o asansörden başka olanağı olmadığı için işini görememesinde. Ben birçok defa, toplu taşıma istasyonundan asansörün bozuk olması nedeniyle mağdur olmuş bir tekerlekli sandalyeliyim.

Sadece ben değilim, benim tanıdığım birçok tekerlekli sandalyeli arkadaşım bu durumdan çok şikayetçi. Bir sağlıklı asansör bozulduğunda merdivene yönlenebilir, ama bizler ya evimize geri dönüyoruz ya da zorluklar çekerek diğer istasyonlara yöneliyoruz.


Yaya geçitleri… 
Tüm dünyada yaya geçidi kültürü insanlara aile tarafından çocuklarının dağarcığına doğru şekilde yerleştirilir, ilkokula başladığı dönemde de bu bilgi bilinç duyarlılık devlet tarafından verilir.

Erken dönemde verilen eğitim çocuğun beyninde yer eder ve hiçbir zaman yaya geçidi kültürü duyarlılığını unutulmaz. Ülkemiz insanının bu konu hakkında duyarlılığı neredeyse hiç yok.

Tekerlekli sandalyeli bir birey olarak ev dışına çıktığımda akülü tekerlekli sandalyemle yaşamını kendi idare etmeye çalışan bir kişiyim. Gerekmediği taktirde başkalarından yardım almayı düşünmem, eğer şartlar gerektiği şekilde değilse yardım alma konusunda hiç çekinmem.

Sağlıklı bir insan kendini idare etmekle yükümlüyse benimde yaşamımı kendim idare etmem gerek. Caddelerde sokaklarda karşıdan karşıya geçerken trafik ışıklarını veyahut yaya geçitlerini kullanmayı tercih ederim. Kurallar konusunda özen göstermeye çalışan ve konu hakkında katı kuralları olan bir kişiyim.

Son yıllarda araç sürücülerinin yaya geçitlerinde yayalara karşı duyarlılığı artmış olsa da, bu yeterli değil. Dünyada “yaya geçidi” denilince tabelalarla varlığı araç sürülerini bildirilir, bunu fark eden sürücü yaya geçidin de yavaşlar veya geçitte yaya varsa aracını geçit çizgisi başlangıcında durdurup yaya ya yol verir.

Yaya geçidi kültürünü eğitim ile alınmadığından benim şu anki nesilden bir beklentim yok, ama yaya geçine geldiğimde tekerlekli sandalyemi olabildiğince öne çıkarırım ki araç sürücüleri beni görüp yol versin. Aslında bir saçmalık olan yaya geçidinde bu yol isteme, eğitimini almış insanımız trafiğe çıktığında ortadan yok olacak ve sürücüler yaya geçidine geldiğinde her ne olursa olsun tedbirli olacaklar.

Yaya geçidi kültürü sadece yaya geçitlerinde değil, trafik ışıklarında sürücülerin aracını durdurması gereken yer konusunda da önemli, sürücüler bazen trafik ışıklarında durması gereken yeri öyle bir aşıyorlar ki, karşıya geçmek mümkün olmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder