8 Temmuz 2013 Pazartesi

Cemil Çiçek'e 2. mektubum

Bugün saat 23:45 civarı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Yeni Anayasa çalışmaları için yazmış olduğum bir mektubu yenianayasa@tbmm.gov.tr adlı mail adresine yolladım. Bilmiyorum ama bu katkımdan dolayı da bir cevap göndereceklerini sanmıyorum. Ben bu kadar düşünüp yazı yazdıktan sonra onlarında bir iki kelime mesaj yazması gerekli, katkımdan dolayı bir “teşekkür” mesajı atılabilir.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına;
Sayın Meclis başkanım Cemil Çiçek, ben Abdullah Ünal, 37 yaşında anne babasıyla İstanbul Zeytinburnu’nda yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım… Bir hastanenin tedavim sürecinde hatalı davranışlarda bulunması sonucu tekerlekli sandalyeli hale gelmiş bir engelliyim.
 
Ben 1996 yılında Surp pırgiç ermeni hastanesinin yanlış tedavi uygulaması sonucunda tekerlekli sandalyeli hale geldim. Aradan 17 yıl geçmiş olmasına rağmen tedavi sürecim hala devam etmekte, bu süreç sırasında maddi ve manevi olarak hem ben hem ailem defalarca yıprandık. Birçok defa sağlığıma kavuşma konusunda sözler verildi, deneme tahtası olarak kullanılmak istenildim. Bunun başlıca sebebi yasalarda sağlıkla ilgili olan boşluklar, o kadar çok boşluk var ki, sağlık sektörünü sağlıkçılar değil sağlıktan nemalanmak isteyen gruplar yönetmekte.
 
Son bir kaç yıl içinde bu size ikinci mektubum olmakla beraber, her iki mektubum da yeni Anayasa çalışmalarında sağlıkla ilgili düzenlemelerde dikkate alınması gereken hususlar hakkındaydı.
 
Birinci mektubum da; vatandaşımızın engellilere karşı daha duyarlı olması konusunda meclisimizin bir çözüm üretmesini istemiştim. Bu ikinci mektubumda ise; siz ve bu dönem vekil olan 550 arkadaşınız, hala yeni anayasa yapma telaşında olduğunuzun farkındayım. Sizden üzerine düşmenizi istediğim ikinci konu, sağlıkta vatandaşa müdahale sırasında yapılan hatalar, bu hatalar sonucunda vatandaşın sağlığını kaybedip engelli hale gelmesiyle sağlık kurumuna dava açma hakkının beş yılla sınırlı olması.
 
Vatandaşın hakkını korumakla yükümlü olan devletin kanunlarında olmaması gereken ve değişmesi gereken bir yasadır bu yasa. Biz engellilere “engelleri aşmak için elinizden geleni yapın” uyarısını yapanlar, ilk önce diğer vatandaşların adım atması gerek ki, biz engelliler yaşama daha rahat bağlanabilsin. Bu ilk adımın meclisimizin atması gerek, bunu da “kanunlarda engelleri aşmak gerek” diye düşünüyorum.
 
Kurumlarda vatandaşa yapılmış olan hatanın dava açma süreci beş yılla sınırlı, ama hata sonucu mağdur olan vatandaş kurumların yaptığı bu hatanın sonucuna ömür boyu katlanmak zorunda.
 
Siz ve vekillerimizden yeni anayasa çalışmalarına, sağlık kurumlarının hatası sonucu sağlığını kaybeden vatandaşların sağlık kurumlarına dava açma hakkının beş yılla sınırlı olmasını değil, dava açma hakkının süresiz olması konusunda çalışma yapmanızı istemekteyim.
 
Uygun gördüğünüz taktirde gereğini yapmanızı arz eder, teşekkürlerimi sunarım. 

 

04.09.2013
Son zamanlarda devletimizi yöneten yüksek makamda yer alan önemli kişilere internet yoluyla yollamış olduğum mektuplara bir cevap gelmemesi beni çok kızdırdı.

Hem Türkiye Büyük Meclisi başkanı Cemil Çiçek’e hem de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdiğim mektuba cevap gelmedi. Beklentim uzunca bir cevap değil, sadece “görüşünüz alınmıştır” diye kısacık bir cümle. Bizzat kendilerinden bir cevap beklentisi içinde de değilim, ama devletin o koltuğunda oturan kişilerin danışmanları sekreterleri tarafından bile önemsenmemek, insanı yaşama azmini yok ediyorlar.

Cemil Çiçek’e gönderdiğim iki mektuba hiç cevap verilmedi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdiğim mektuba da cevap verilmedi. Benim canımı sıkan asıl noktaysa, devletin önemli koltuklarında görev yapan bu insanların internette aktiflermiş gibi davranıp web sayfaları kurup e-mail adresi kullanıyormuş gibi yapmalarıdır.

Ya internet adresi kullanmayın ya da adresleri açıyorsanız ilgilenin, ilgileniyormuş gibi gözükmeyin.

Bu ilgisizliğin sorumlusu olarak Meclis başkanını veya Cumhurbaşkanını görmüyorum, asıl sorumsuz olanlar sekreterler ve danışmanlar. Tabi ki farkındayım; sırada bekleyen birçok kişi ve sorunu olabilir. Bu şekilde aceleci davranmamın nedeniyse iki üç yıl önce Açıköğretim okuduğum yıllarda yaşamış olduğum zorluklar konusunda Milli Eğitim Bakanlığına defalarca başvurmuş olmam bana geri dönülmemiş olması.

Ben hala her iki kurumdan da beklenti içindeyim…

Hem Türkiye Büyük Meclisi başkanlığından hem de Cumhurbaşkanlığından bana bir geri dönüş yapılacağı inancındayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder