Hemen on metre ilerimizde çaprazımızdaki apartmanda giriş katta beş yıldır Suriyeli bir aile yaşıyor... Bu aile her yıl kendisine bir üye katarak büyüyor ve şu son haliyle beş çocuk, bir baba ve iki anne o evde yaşıyor.
Bu aile kaymakamın, belediyenin ve muhtarın verdiği yardımla geçiniyor, birde bunun yanı sıra çocuklarını sağda solda dilendirerek kendilerine maddi destek sağlıyorlar… Tekerlekli sandalyemle ne zaman dışarı çıksam bu çocukları sağda solda toz toprak içinde yerlerde dilenirken görürüm.
Bu evin sokağa bakan kocaman bir penceresi var, bu çocuklar sürekli pencere ile demirleri arasında dururlar ve ne zaman orada olsalar acınacak durumda olurlar.
Kışın buz gibi soğuklarda, yazın alev alev yanan sıcaklarda, akşama kadar o pencerede duran bu çocuklara ise insanımız tarafından aşırı şekilde abur cubur yiyecek içecek verilir ve verilen bu abur cuburlar için çocuklar saatlerce paylaşım kavgası yapar.
Bu kavgalar pencerede bittikten sonra evin içinde birbirlerini öldüresiye döverek devam eder ve bunu sadece ben görürüm.
Bazıları o kadar düşüncesiz oluyor ki; o çocuklara bolca çikolata gofret bisküvi verir çekip gider ve ondan sonrasındaysa çocuklar saatlerce kavga eder. Bazıları ise yiyeceği içeceği ambalajından çıkartıp onlara sunumu öyle yapar.
Ben, ailedeki yetişkinlere değil, çocuklarına acırım… O aileler savaştan kaçıyor olabilir, ama Suriye'de ki bu durumdan o yetişkinlerde sorumlu.
İnsanımızın bu aileye verdiği kullanılmış eşyalarda var, sürekli olarak çekyat koltuk vitrin televizyon dolap verirler… Bazen verilen bu eşyalar o kadar çok olur ki, Suriyeli aile evdeki diğer eşyaları satmak zorunda kalır.
Bu Suriyeli aileler buraya savaştan kaçarak geliyorlar, ama buraya geldiklerinden beri her yıl çocuk yapıyorlar ve gelip metropolde yaşıyorlar… Anlayamıyorum, savaştan kaçtınız neden bu kadar çocuk yapıyorsunuz, birde büyük şehirlerde bizler zor geçinirken sizler neden buralara geliyorsunuz.
Ama burada suçlu onlar değiller, sen evine gelen bir misafire “buyur geç istediğin yere otur” demezsin… Eve misafir geldiğinde, onu en iyi şekilde ağırlamak için hazırladığın yere “buyur” edersin.
Suriye’den gelen bu insanlara “savaştan kaçıyorlar” diyorlar, ama biz 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden kaçmayıp dik durduğumuz için bu ülke elimizde.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
23 Nisan 2018 Pazartesi
Suriyeli ailelerde çocuklara verilen önem...
Etiketler:
23 nisan 2018,
Abdullah ünal,
bilgi bilinç eğitim,
çocuk bayramı,
farkındalık duyarlılık,
misafir ağırlama,
suriyeli aileler,
suriyeli çocuklar,
suriyeliler,
tekerlekli sandalyeli aktivist,
unal76
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder