Oturduğum
eve hemen iki yüz üç yüz metre mesafede Akdem diye bir merkez var… İlçe
belediyemiz Zeytinburnu’na bağlı olan bu merkezde ihtiyacı olanlara, çeşitli
konularda bilgilendirme bilinçlendirme eğitimi veriliyor.
Akdem binası içinde salonlarda bilgilendirme bilinçlendirme konferansları düzenleniyor, Suriyeli çocuklara ve annelere Türkçe öğretilen sınıfları var. Akdem binası fiziki şartlar göze alındığında benim gibi bir engelliye uygun bir durumda, verdiği egzersiz ve havuz terapisi olanakları bakımından tam benlik.
Akdem;
yani Aile Kadın Destekleme ve Engelliler Merkezi, özellikle kadınımıza ve engellimize
hizmet verdiği bina içindeki salonlarda, toplantılar düzenleyerek bilinçlendirme
çabası içinde olan bir merkez. Yaptıkları organizasyonlara ve etkinliklere
katılımcı olmak isteyenleri de internette sosyal ağlarla, telefonlarına mesaj
yollayarak haberdar ediyorlar ve hatta bastırdıkları broşürlerle alışveriş
merkezlerinde, okullarda, belediyeye ait kurum ve kuruluşlarda, toplu ulaşımın
istasyonlarında reklamlarını yapıyorlar.
O
kadar çok iyi şekilde organize olmuşlar ki; programları hiç aksamıyor bu
programları bir ay öncesinden belirleyip kesinleştirip ve katılımcı olmak
isteyenleri haberdar ediyorlar.
Ben
bir engelli olarak Akdem’in yaptığı bu organizasyonlar konusunda destekleyen
bir kişiyim, ama bu desteğim yaptıkları tüm işler için algılanmamalı.
Akdem’in
benim gibi bir engelliye verebileceği destek neredeyse sıfır; egzersiz için eve
terapi istedim, “olmaz” diyip Akdem merkezi binasına gelmemi istediler. Yaşlı
ve engelli için evde bakım hizmeti verip banyo gibi temizlik gibi ihtiyaçlarına
olumlu yanıt veriyorlar, ama evde egzersize ihtiyacı olana olumlu yanıt
vermiyorlar.
Ben;
beş altı basamağı olan merdivenli bir apartmanda yaşlı anne babasıyla yaşayan egzersize
ihtiyacı olan tekerlekli sandalyeli bir bedensel engelliyim, bana ev içinde egzersiz
uygulayacak kimsem olmadığından kaslarımın kilitlenme tehlikesi var ve her
defasında Akdem’e egzersiz seansı için gidip gelecek durumum yok.
Akdem binası içinde salonlarda bilgilendirme bilinçlendirme konferansları düzenleniyor, Suriyeli çocuklara ve annelere Türkçe öğretilen sınıfları var. Akdem binası fiziki şartlar göze alındığında benim gibi bir engelliye uygun bir durumda, verdiği egzersiz ve havuz terapisi olanakları bakımından tam benlik.
Benim Akdem’in
toplantılarından uzak kalma nedenimse; engelliler konusunda vatandaşı
bilgilendirirken doğru yolda ilerlemiyor oluşları. Konferans ve Brifing’lerinde
izledikleri yol, engelliler konusunda bilgili bilinçli konusunda uzman eğitimli
bir kişi bulup salonda yerini alan insanımı bilinçlendirmek. İşte benim buna
itirazım var, bu bilinçlendirme yapılırken konunun uzmanının yanı sıra muhatabı
da çağırıp görüşünün alınması gerekli.
İnsanları
topluyorlar, uzman bilgi aktarımı yapıyor, alkışlanıyor ve bir çözüme ulaşılmış gibi herkes dağılıyor…
Benim demek
istediğimse; mesela konu tekerlekli sandalyeliler ve yaşamları olduğunda ben
çağırılmalıyım, yani yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren bilgili bilinçli
bireylerin çağırılması gerek. Orada karşılıklı bir diyalog olmalı, bana sorular
sorulmalı, bende uzmana sorular sormalıyım ve orada bulunan bilinçlenmeye gelen
insanları beraber bir paylaşımda bulunarak bilgilendirmeli.
Bilmiyorum,
belki de ben yanlış düşünüyorum, ama tek taraftan konuya bakmak biraz bencilce
ve yanlış bir yol.
Ben 41 yıldır
Zeytinburnu’dayım, burada doğdum burada büyüdüm ve yaşamımın son 21 yılımı tekerlekli
sandalyede geçirdim. Okullar okumuş eğitimini almış bir sürü Ar-ge çalışmasına
katılmış birine bir şey dediğim yok, yok ama bende 21 yıldır bu sandalyedeyim
bir tecrübem var.
Ev yaşamımı
okumuş bir insan benden daha iyi bilemez, sokakta caddelerde yolarda
kaldırımlarda binalarda yaşamımı okumuş bir insan benden daha iyi bilemez,
yaşadığım zorlukları sorunları benden daha iyi bilemez.
Var olan bu
tecrübemden neden faydalanılmıyor, neden yok sayılıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder