1 Haziran 2017 Perşembe

Apextıp tıp merkezi, Zeynel amcayı ziyaretim...

Dün saat 13:00 civarı evden çıkıp Marmaray’ı ve Hacıosman metrosunu kullanarak Şişli Mecidiyeköy istasyonuna  gittim… Şişli'de Apextıp merkezinde sağlığına kavuşmak için tedavi gören Zeynel amcaya yarım saatlik bir ziyaretim oldu.

Marmaray ve metroyu kullanarak Şişli Mecidiyeköy metro istasyonuna ulaşmam yarım saatimi filan aldı, ama Şişli Mecidiyeköy metro istasyonundan hemen bir kilometre mesafede bulunan Abideyi Hürriyet caddesine Apextıp tıp merkezi kapısı önüne gidebilmem yarım saatten fazla sürdü.

Şişli Mecidiyeköy metro istasyonu Cevahir alışveriş merkezinin altında, istasyonu özellikle oraya kurmuşlar ki, hem Şişli ile Mecidiyeköy’ün tam ortasında hem de alışveriş yapmak isteyenler için Cevahir alışveriş merkezine kolayca ulaşım olsun.

Şişli Mecidiyeköy bölgesi de bir tekerlekli sandalyeli için sorunlu zorlu bir yer, sokakları çok dar ve kaldırımlarında ne rampa düzeni var ne de ilerlenebilecek bir genişliği var. Son derece nezih son derece oturaklı bir yer, ama o bölge biz sağlığı yerinde olmayan engellilerin sokağa çıkmama/ çıkamama nedeni olan ilçeler arasındalar.

Biraz daha dikkatli olarak biraz daha yoğunlaşarak Apextıp merkezi binasına ulaştım, adresi bir kaç defa esnafa sorarak ve akıllı telefonumdan az biraz yardım alarak çabucak buldum.
Sağlık merkezi kapısı önüne gelip içeriye kafamı uzattığımda Zeynel amcanın kızı Nurhan abla hemen iki üç metre ileride koltukta oturuyordu. Nurhan abla beni görünce şaşırdı, çünkü bölgenin zorlu sorunlu ve uzak olduğunu bildiği için hastaneye ziyarete gelmemi istemiyordu “gerek yok, biz sana uğrayacağız” diyordu.

Ben hemen Nurhan ablanın yanına gittim ve onunla sohbetimiz sırasında ise yanımıza Zeynel amca geldi. Son bir kaç yıldır kendisini bastonla idare eden Zeynel amca gördüğü tedavi sonrasında şimdi koridorda kendi başına bize doğru geliyordu.

Geldi, koltuğa hemen karşıma oturdu ve hemen sohbet etmeye başladık... Yaşının 81 oluşuna rağmen son derece sağlıklı görünse de onu tanıdığım 2002 yılındaki halinden biraz farklıydı.

Sonuçta artık yaşı 81, yaşamın getirdiği bir yorgunluğu da var, ama hala yaşamın ona getirdiği zorluk ve sorunlara karşı direniyor. Onun sağlığından ve yazılarından ve kitaplarından konuştuk, benim sağlığımdan yazdıklarımdan ve yaptıklarımdan konuştuk.

Bir ara konumuz; tedavi merkezine kadar gelmemdi, Zeynel amca “buraya kadar gelmemin gereksiz olduğunu ben sana uğrayacaktım” dedi, ben “olur mu amca ben ne zorlu sorunlu yerlere gidip geliyorum, buraya gelip gitmek benim için çocuk oyuncağı inan ki burada olduğum için çok mutluyum” dedim.

Farkında değil, ama Zeynel Kozanoğlu’nun benim hayatımdaki yeri çok çok farklı, o benim için çok önemli, onun yeri asla doldurulamaz ve hiçbir zaman unutulmaz.

Zeynel amca odama kapanmış hayata küsmüş olduğum bir dönemde Danimarka Kopenhag’dan elimi tutmuş bulunduğum çukurdan çekip çıkarmış birisidir. Benimle konuşmuş, beni önemsemiş, beni ve yaşamakta olduğum yaşamı ilk sorgulayan kişi olmuştur.

İçimde derinlerde saklı olan cevheri çıkartmam konusunda başrol oynamıştır, benim yazma kabiliyetimi ortaya çıkarmış ve kitap yazmamızı sağlamıştır. Nasıl bir yol izlemem gerektiğini, doğrunun ne olduğunu ve nasıl bir yoldan gitmem gerektiğini hep o söylemiştir.

Son dört beş yıldır onun sağlık sorunları nedeniyle aramız biraz açılsa da, onun açtığı yolda ben ilerlediğimi hiçbir zaman unutmam veya hep aklımdadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder