26.02.2017
Gece 02:30 civarı anca uyuyabildim,
saat 04:10’da uyandım ve saat 06:00’ya kadar uyanık kaldım. Bugün İstanbul
Kurtköy’de Okan üniversitesinde Ahtapot gönüllüleri grubunun yapmış olduğu
dernekleşme Çalıştay’ının ikincisine katıldım.
Saat 07:30 civarı Ahtapot’tan
arkadaşlarım Ebru, Kayhan, Onur ve Ebru’nun yakın arkadaşı Arzu ile beraber
Okan üniversitesinin yerleşkesine doğru yola çıktık. Pazar sabahı olması
nedeniyle açık olan trafiğinde İstanbul’un caddelerini hızla aşarak yarım saat
kırk dakikada oradaydık.
Bir can arkadaşımızın üniversitede
sözünün geçmesiyle yerleşkede son derece güzel bir şekilde ağırlandık. Bircan,
Ahtapot grubunun hem değerli bir üyesi yapı taşı hem de Okan üniversitesinde görevli
bir arkadaş. Yaklaşık kırk kişiydik, kahvaltı ve öğle yemeği, çay kahve gibi
tüm ikramlarda tüm yük Bircan ve çalışma öğrencilerindeydi. Son derece her şey
dört dörtlüktü, hazırlıkları süperdi.
Kampüs çevresinde o kadar çok
mağazadan dükkanda satın alınıp sonra sokağa terk edilmiş köpek vardı ki, onlarcaydı yüzlerceydi. Gelen
geçen araçların peşlerinden koşup duruyorlardı, sevgi saygı gülümseme okşanma
veya bir kaç parça yiyecek bekliyorlardı. Ben o canlara "köpek"
diyorum, ama bakamayacağı bir canlıyı sahiplenip sonra da sıkıldığı için onu
uçsuz bucaksız o dağın taşın başına terk edenler asıl köpek.
Saat 10:30 civarı başlayan Çalıştay’ı,
Vedat Kürşün ve Buse adlı arkadaş sunumunu yaptı. Ahtapot’a yakın zamanda
katılmış olan Jennifer ise tüm gün boyunca her şeyin yolunda gitmesi için
koşuşturup durdu. Jennifer bir yabancı olmasına rağmen benden çok daha iyi bir Türkçe’si
vardı, onu taktir ettiğimi ise bana Çalıştay’a katıldığım için plaket
verilirken mikrofon aracılığıyla tüm katılımcılara “Jennifer bir yabancı
olmasına rağmen benden çok daha iyi bir Türkçe’si var” dedim. Jennifer ve
salonda bulunan herkes tüm güzellikleri hak ediyor, çünkü yüzlerinde gülümseme
azim ve hırs vardı.
Neredeyse tüm gün boyunca, ara sıra verilen
kısa molalarla yaklaşık yedi saat boyunca dernekleşme süreci ve sonuçları
konuşulup tartışıldı. Başta Vedat olmak üzere Buse’in Jennifer’in ve Bircan’ın
üzerilerinden bu yorgunluğu atmaları hiç kolay olmayacak, sanırım bir gün
boyunca yataktan çıkamayacaklar. Ben bile gelişmeleri takip edeceğim diye gün
boyunca bir kez ayağa kalkıp vücudumu birkaç dakikalığına dinlendirebildim. Sanırım
bu gece deliksiz bir uyku uyurum gibi.
Çok güzel bir Çalıştay oldu, her şey
noktasından virgülüne en ince ayrıntısına kadar tartışılıp irdelenip incelendi.
Ve Mayıs ayında tekrardan bir Çalıştay’da beraber olunmak üzere anlaşıldı ve
herkes akşam 18:00 civarı evlere dağıldı.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
İstanbul'un nir ucundan kalkıp gelen sen ve senin gibi gönlü güzel insanları alkışlamak getek asıl...
YanıtlaSilArkadaşım ortada bir güzellik varsa veya çaba harcanıyorsa hedefe ulaşmak için alkışlanmalı. Koşarak gelemesem de engelleri aşmak bizim işimiz.
YanıtlaSilFarkındasın ki; pes etmek kolay, zor olanı başarmaktır önemli olan.