30 Ekim 2013 Çarşamba

Beyne ne verirseniz onu alırsınız

Birkaç gün önce Olivium alışveriş merkezinde Özsüt’te oturmuş çay içip yazı yazıyordum ki, Özsüt’ün çalışanlarından Tamer bana bir pasta getirip masama bıraktı ve  “Apo bunu karşı masadan gönderdiler” dedi.

Birkaç dakika önce orada iki hanımefendinin oturduğunu görmüştüm, masa üzerinde bulunan bir pastanın mumlarının üflendiğini görmüştüm. Sağ olsunlar, bu pastadan bir parça da bana göndermişler. Bende bu hanımefendilere seslenerek “pasta için sağ olun, nice mutlu bugünlere” dedim, mumları üfleyen hanımefendide bana “çok teşekkürler, yaş ilerledi artık, yaşlandık” diye bir serzenişte bulunmuştu.

Bende bu söz üzerine “sakın öyle düşünmeyin, önemli olan beyin” dedim, o hemen “haklısınız” dedi.

Birkaç dakika sonra kalkıp giderlerken yanıma yaklaştıkları sırada, “benim 78- 79 yaşımda bir amcam var, kendisi Danimarka’da yaşamını sürdürüyor, internette sosyal ağlarda web sitelerinde gezen gezinen bir kişi, bir yazar olduğu için kitap çıkartmak isteyenlere yardımcı olmaya çalışan bir kişi.

Birde bizim insanımızı bakın; insanımıza çağın getirdikleri olanaksız gibi gelir, “beceremem” denilip işin içinden çıkılır. Yaşlanan beyin değildir görünüştür, doğru düzgün bilinci bilgiyi aldığınız sürece yaşlanmazsınız. Önemli olan beynin daima genç diri güncel kalmasıdır, yani önemli olan beynin çevreye ve yaşanan hayata nasıl baktığıdır, dedim.

Hanımefendiler bana “tekrar tekrar teşekkürler” der gibi gülümseyerek Özsüt’ten ayrılıp gittiler.

İnsanımız; Yaradan’ın verdiği beyni kullanıp, genç diri güncel kalmak varken, yaşlılığı seçiyor. “Vücudum çöktü” diyerek beyinde çöktürülüyor. Eğer beyin yinelenmezse, zamanın şartlarına göre adapte edilmezse, o zaman yaşlanılmış olur.

Ben her zaman “beyni yönetmek insanın kendi elindedir” derim, “beyne ne verirseniz onu alırsınız” derim, “beyin insan vücudunun tek hakimidir” derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder