17 Ağustos 2017 Perşembe

Olivium alışveriş merkezi kapı önü...

Saat 15:30
Olivium alışveriş merkezine giriş yapıp Garanti bankası atm cihazından para çekip daha sonra ise Zemin kattan dışarıya çıkıp Halil berbere sakal tıraşı olmaya gittim.

Artık Olivium alışveriş merkezine girmek istemiyorum, çünkü bize hitap etmiyorlar.  Sonuçta para kimden gelirse "o" derler farkındayım, ama bu kadarda olmaz.

Alışveriş merkezini Arap turistlere teslim etmiş durumdalar, kapı önlerini onları getiren otobüslere bırakmışlar, giyim mağazalarında bizlere hitap eden elbise yok, restoranlarda ise garsonlar gelip bakmıyorlar bile ve yiyeceklerin fiyatları iki katına çıktı.

Dediğim gibi Zemin katın kapısından çıkış yaptım, ama bir türlü alışveriş merkezi önündeki kaldırımdan yola inemedim çünkü bize ayrılmış iki adet rampadan ikisi de bu turist getiren otobüsler tarafından işgal altındaydı.

Baktım olacak gibi değil, işim var gideceğim, ama olmuyor, her yer işgal altında… Benim yola geçiş yapamadığımı gören bir bayan yanıma geldi ve konuyu onunla konuşmaya başladık.

Beraber hemen güvenliği yanıma çağırdık ve "bak iki rampada işgal edilmiş ve kapı çıkışının tamamı 4-5 otobüsle kapatılmış, yangın deprem kavga olsa insanların kaçacağı yer yok" dedim. Hanımefendi ise "biraz daha dikkatli olsanız" gibi söylemlerde bulunuyor, ama bu güvenlik görevlisinin umurunda değil.

Resmen boşluğa konuşuyoruz, hiç umurunda değiliz...

Güvenlik görevlisi ilk önce "ağabey ben seni kaldırımdan indireyim" dedi, ben "hayır , şurada rampa varken neden öyle tehlikeli bir şey yapalım" diyince, o da "yapabileceğim bir şey yok, bu otobüslere biz karışamıyoruz" dedi.

Dediğine göre; hem karışamıyormuş hem de alışveriş merkezi güvenliği bu işgallerden sorumlu değilmiş...

Güvenlik görevlisi kendine toz kondurmaz, şoförler kendine toz kondurmaz, o zaman burada suçlu benim.

Tam ortam biraz yumuşamışken, yanımıza bir otobüs şoförü geldi ve yorum yapmalara başladı. Baktım işgalci şoförleri korur gibi kelimeler kuruyor, hemen bende "otobüs şoförlerinin hemen hepsi bunu yapıyor, hatta sen bile dikkat etmezsin bu işgali sende yaparsın" dedim.

O otobüs şoförü arkadaş bir kabardı, üzerime gelerek sesini yükselterek "sen beni neden karıştırıyorsun ki şimdi”, “senin benimle sorunun ne”, “beni neden suçluyorsun" dedi.

Resmen içinden bir canavar çıktı, o surat ifadesi gitti kaşlar çatık bir bakış aldı. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder