19 Nisan 2013 Cuma

Yaradan’ın verdiği en büyük nimet sağlıktır...



Çalar Saat Fatih Portakal’a mektup;
Fatih bey ben Abdullah Ünal 37 yaşında tekerlekli sandalyeli bir engelliyim, şu an yayın yaptığınız stüdyo ya birkaç kilometre mesafede oturmaktayım.  
 
19.04.2013 Cuma günkü programınızda fizik tedavinin öneminden bahsettiniz. Bir engelli olarak bende bir şeyler söylemek isterim;  fizik tedavi bizler için çok önemlidir, doğru düzgün düzenli yapılacak bir fizik tedavi bizlerin çabucak iyileşmemizi sağlar sosyal yaşamdan kopmamamızı sağlar, ama ülkemizde bu tedavi süreci son derece basite alınmakta ve hastalar Kaderleri ile baş başa bırakılır. Aslında bilirsiniz Kaderi biz belirleriz.
 
Ben beyin ameliyatı olduktan sonra Kaderiyle baş başa bırakılan bir kişiyim, ameliyatı yapıldıktan sonra eve taburcu edilip, “tekerlekli sandalyede yaşam süreceğim” söylendi. Ben sekiz yıl ev içinde tekerlekli sandalyede hayatımı sürdürdükten sonra 2004 yılında Bahçelievler’deki 70. Yıl fizik tedavi hastanesinde iki ay tedavi gördüm ve sonra kendi başıma azda olsa paralel barda yürümeye başladım. Ne ameliyat olduğum hastaneden ne de onlarca kez muayene olduğum kişi ve kurumlar tarafından derdimin devasının fizik tedavi olduğu söylendi, çünkü niyetleri ilaç sattırmak ve sağlık sektörünün ilerlemesini sağlamak. Şifamın fizik tedavi rehabilitasyonda olduğunu anladım ve üç yıl içinde üç defa 70. yıl fizik tedavi hastanesine yatıp tedavi gördüm.
 
Şu an tam olarak iyileşemedim, hala fizik tedavi rehabilitasyona ihtiyacım var, ama İstanbul’un göbeğinde oturup Bahçelievler’e on dakika mesafede olsam bile tam olarak iyileşmem imkansız. Çünkü koskoca İstanbul’da bir tane olan Bahçelievler’deki hastane yetersiz, hastane konumu yüzünden yavaş yavaş ranta kurban ediliyor, hastaneye kabul edilen birçok kişi çok basit rahatsızlıklar nedeniyle hastaneye tedaviye yattığında bize sıra gelmiyor, bazı doktor kılıklılar hastaya dokunmadan aylıklarını cebine koyuyor, bizim gibi hastaların doğru düzgün düzenli fizik tedavi görmesi gerek ki sağlığına kavuşsun. Türkiye’deki sağlık sektörü ranta bilinçsizliğe bilgisizliğe geri kafalılığa teslim edilmiş durumda.
 
Kimsenin vicdanı yok; sağlık sektöründe her şey para için yapılıyor, her şey kariyer için yapılıyor, her şey ilaç sektörünü doyurmak için yapılıyor, çok daha acı şeyler yazardım ama ben onlar gibi vicdansız değilim, onları değil eşlerini çocuklarını akrabalarını düşündüğümden yazamıyorum.
 
Fatih bey sizi ve ekibinizi kutluyorum, kimsenin olumsuz eleştirisini umursamayın, çünkü herkes kendi egosunu düşünür.
 
Yaradan’ın verdiği en büyük nimet sağlıktır, ne para ne pul ne huzur ne de mutluluk, çünkü olmayınca hiç birinin önemi yoktur.
 
Sağlıcakla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder