13 Temmuz 2018 Cuma

Sağlıklılar hep haklıdır...

Asansörlerde yaşadığımız zorluk ve sorunları algılayamayan sağlıklılarla artık aynı asansöre binmeyeceğim...

Saat 14:00
Ayrılıkçeşmesi Marmaray istasyonunda tren durduktan beş saniye sonra asansör kabini önündeydim... Beş saniye içinde orada olduğum halde benden önce biri altmışlı yaşlarda diğerleri yirmili yaşlara kavuşmamış 5- 6 sağlıklı çoktan o bölgede yerini almıştı bile. 


Benden önce asansör önünü tıklım tıklım yapmış olduklarından, ben biraz arkada bekledikten sonra onların önüne geçtim. Bunun başlıca nedeni, arkalarına bakıp beni gördükleri halde umursamadılar. 

Ben öne geçince, içeriden çıkan sağlıklıların ve içeriye girmeye çalışan sağlıklıların asansöre girmesini engelleyecek şekilde durmuş oldum. 

Neyse, ben en öne geçtim, ama hareket edemiyorum, çünkü o altmışlı yaşlarda olan amca ve gençler çekilmiyorlar ki, bende içeriden çıkanlara yol vereyim. Bende mecbur kaldım  o sıkışık ortamda iki üç metre geri geri çıktım. 

Anlatamadığım işte bu; istasyonların güvenlik görevlilerinin de, arkadaşlarımın da bana “sen önceliklisin en öne geçmek hakkın, sen öne geç, onlar sana öncelik verir”, ama kimsesi bire bir o ortamı yaşamadığından sadece konuşuyor. 

O asansör önleri boş olacak ki, ben öne geçeceğim, içeridekilerin rahatça çıkması için boşluk bırakacağım, ama ortam öyle sıkışık ki, bana manevra alanı bile bırakmıyorlar. 

Neden mi? Sabırsızlar ve düşüncesizler… Kabin önünde bekleyip acele ediyorlar, çünkü yaşlısında da gencinde de, “ya içeride yer kalmazsa”, “ya dışarıda kalırsam” korkusu var. 

Ben asansör kapısının dibine kadar girdim ve içeriden çıkan sağlıklılara daracık yol bıraktım… Altmışlı yaşlarda olan amca hiç gereği yokken lafa girdi "acele etme içeridekiler çıksın, senin önceliğin varsa benimde var, bak bende yaşlıyım" dedi. 

Ben insanlara karşı zarif ve düşünceli davranırım, yumuşak huyluyumdur ve hep sabreden olmuşumdur, bazen hiç gereği yokken öncelik vermişimdir, ama beni zorladıklarında tavrım tam tersi olur. 

Amca öyle diyince bende agresifçe "buyurun önce siz girin" diyip geri çekildim ve asansöre girmedim. Ben geriye çıkınca asansörün kapısı kapandı ve geri gitti, bir dakika sonraysa içerisi 5-6 sağlıklıyla dolu olarak geri geldi. 

Bana baktılar, bende “sizinle o asansöre binmem” dedim, onlarda o kabine doluşup gitti… 

Amcaya: "bu asansörlerin bozulmasının nedeni; bu kadar kişinin kabine doluşması dediğim halde, oradaki kansız herkes o kabine girdi”. 

Amcanın beyni öyle yaşlı ki; kendisinin altmışlı yaşlarda olduğunun farkında, ama beraber asansöre girdiklerinin yirmili yaşlara ulaşmadığının farkında değil.

Benim yüzümden ilk asansörü kaçırdılar ya, üzülmesinler... 
Bunu; beni görünce asansörün kapısını kapatanlara saysınlar, bunu o kabinleri tıklım tıklım doldurarak bozdukları asansörlere saysınlar, bunu yolun karşısına geçmek istediğimde bir iki metre önümdeki kız grubuna durarak yol veren ama ben geçerken kornaya basana ara gazı verene saysınlar, bunu sorunu Bimer'e ilettiğimde düşüncesizce verilen "Marmaray'ı biz yapmadık, karışmayız" cevabına saysınlar, bunu kilolu iki kişiye "lütfen gelmeyin, kabine sığmayız" dediğim de yine de tekerlekli sandalyemi iterek çekerek asansöre binip ve sonra bana "sen çok huysuzsun Allah bu sandalyede kimi oturtacağını biliyor" diyene saysınlar, bunu 19-20 yaşında olup asansör dolu olduğu halde benden az bir şey daha ileri gitmemi isteyene saysınlar. Engelli tuvaletlerini, alışveriş merkezi rampalarını, yaya geçitlerini, kaldırım ve rampalarını işgal edenlere saysınlar. Ankesörlü telefonlarda, atm cihazlarında, bankolarda yaşadığım zorluklara saysınlar. Devletin yasalarında yazdığı halde bana verilmeyen haklarıma saysınlar. 


Saat 16:55 civarı ise Marmaray Kazlıçeşme'den çıktım Erey çay bahçesine doğru ilerliyorum. Kaldırım üzerinde bir kız çocuğu yere oturmuş dileniyor, hemen bir iki metre önümde olan bir bayan bir erkek durdu ve o kıza para verdi. Kız ise bu harekete karşılık olarak güldü gülümsedi, o öyle yapınca para verenler bir sevindi bir sevindiler, neredeyse havaya uçacaklar. 

İnsanımız neden böyle, farkında değiller mi; o çocuğa para verdikleri sürece anne babaları tarafından dilendirilmeye devam ettirilecek. 

Dilenen veya satış yapan çocuğa para verirseniz anne babası sevinir, bisküvi çikolata gofret verirseniz o sevinir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder