Bugün saat 13:30 gibi Zeyram’a tekrar gittim, “tekrar” diyorum çünkü bu kuruma dört beş yıldır gidiyorum ve dört beş yıldır da aynı sorunları yaşayıp duruyorum.
Zeyram kendini geliştirmek istemeyen bir kurum, biz uzaya gitsek onlar mağarada yaşamak için çaba gösterir. Bir engelli merkezi; neden engellilere uygun bir yapıya sahip olmak istemez, bilmiyorum. Engelli işlerinin görüldüğü bu Zeyram adlı devlet kurumunda düzgün bir rampa yok, binanın üst katına çıkmak için asansör yok, sağında solunda odalarında tümsekler basamaklar var.
Bugün Zeyram’a gidiş sebebimse; sağlıkta Damar okuma sistemine geçilmesi nedeniyle kendimi makineye tanıtmak istememdi. Özel eğitim kurumundan eğitim almaya devam edebilmem için elimin Damar okuma sistemine kaydımın yapılması için oradaydım. Ne yazık ki Damar okuma sistemine kaydım gerçekleşmedi, çünkü Damar okuyan makineyi kurum binasının üst katına koymuş olmaları.
Zeyram binasına yine birilerinin desteği ile rampasından inip çıktım. Saçma sapan rampasını aşıp bina içine girdim, bina içine girince üst kata çıkmam gerekli olduğunu öğrendim. Üst kat, çünkü çok bilen bu arkadaşlar Damar okuma sistemi makinesini ikinci kata koymuşlar. Rampası asansörü olmayan bir engelli merkezinde Damar okuma sistemi makinesini bir üst kata konuluyor.
Israrlara rağmen ben tabi ki ikinci kata çıkmadım, öyle saçma iş yapmam beni tekerlekli sandalyemle yirmi otuz basamaklı merdivenden yukarı çıkarıp beş dakikalık bir işlemden sonra o basamaklardan aşağı indirecekler. İkinci kata çıkma işimi de kendim halledecekmişim, yani birilerini bulup onlara kendimi yukarı çıkıp aşağı indirtecekmişim.
Onlar beni eller üzerinde yukarı çıkarmayı önerdikçe, ben onlara “makineyi aşağı indirmelerini” söyledim durdum. Neredeyse beş altı yıldır Zeyram’a kayıtlıyım, beş altı yıldır da o merdivenlerden beni çıkartmaya çalışıyorlar, bense hep “hayır” diyorum.
Bana diyorlar ki “biz herkesi kucağımıza alarak çıkartıp indiriyoruz”, bende “onlar küçücük çocuk, ben 65 kiloyum tekerlekli sandalyemle 130 kiloyum”. Yıllar oldu onlar bu merdivene bir çözüm bulamadı, bulmaya da niyetleri yok.
Nasıl olsa sağlıkları yerinde hiçbir şey umurlarında değil, eğer çıkarken veya inerken bir kaza yaşanırsa da anında kenara çekilirler, bunun farkındayım.
Bu sefer iyice kızdım ve “yeter artık” dedim, ilk önce Zeyram’a rampasını düzeltmesi için ve işlemlerin giriş katında yapılması için bir dilekçe vereceğim, eğer sonuç alamazsam bu kurumun bağlı bulunduğu Milli eğitim bakanlığına bir mektup yazacağım.
1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. His kaybı olmayan sol tarafı felç bir kişiyim. Sorunların ve zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan ve engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. BİZLER ENGELLİ DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Abdi İpekçi spor kompleksi açıldı...
Dün Zeytinburnu'nda yenilenmiş olan Abdi İpekçi Spor salonunun yeni kompleksinin açılış töreni vardı. Açılışı sayın Cumhurbaşkanı Rec...

-
BİZLER "ENGELLİ" DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ... Kaldırımlarda, Rampalarda... Caddelerde yollarda, trafik lambalarında, yay...
-
Birkaç hafta önce bir mektup hazırladım, bu mektubu yazıcıdan çıktısını alıp, bir zarf içine koyup taahhütlü olarak Türkiye Büyük Millet...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder