18 Şubat 2013 Pazartesi

TBMM elini üzerimizden çeksin artık...

Ben bir bedensel engelliyim; dengede duramadığım için sadece yürüyemeyen bir tekerlekli sandalyeli bir bireyim. 1996 yılında hasta olmuş bir birey olarak, hastalandıktan on iki yıl sonra kendi isteğimle bir devlet hastanesine başvurup sekiz dokuz uzman doktor tarafından incelenip yüzde seksen engelli olarak almış olduğum bir raporum var. 

Ayrıca raporumda refakatçisiz yaşamımı sürdüremeyeceğim belirtilmiş durumda ve çalışamayacağım da belirtilmiş durumda.  Benim raporum sağlık durumumun çok ağır olduğunu belirten bir rapor. 

Bakıma muhtaç biriyim, ama devletin bana bakmakla yükümlü anneme vermek zorunda olduğu Bakım parasını alamıyorum nedeni de ben malülen emekliyim. 

Bu emekliliğim beni bazı haklarımı almamı engelliyor. Emekli maaşım sayesinde geçimimi kendi kendimi halledebiliyorum. Devlet hallettiğimi bildiği için bakımım için anneme maaş vermez. 

Saçma ama vermez... 

Engelliler sağlık problemlerine göre ayrılmış durumda, mesela ben yüzde seksen engeliyim. Benim durumumda olan birçok arkadaşım var ve birçoğu tekerlekli sandalyede yaşamını idare ediyor ve zar zor geçiniyorlar.

Kanunlarda bu yüzdelerin karşılığı olarak biz engelliler; sağlık problemlerimizi, yolculuklarda, park bahçe müze gibi sosyal faaliyetlerde harcamalarımızı bu engel yüzde oranımız etkiliyor. 

Son yıllarda alınan kararlar sayesinde, yüzde oranları o kadar çok düşürüldü ki neredeyse tüm haklarımızın yarısı elimizden alındı. Birçok engelli muayeneye gitmekte çekinmekte, çünkü gittiği kurumlar tarafından "engelli oranınızın tekrar belirlenmesi gerekli, raporunuzu değiştirin" denilip raporun yenilenmesini istiyorlar. 

Haklarınızı geri almak için hastaneye başvurup, doktorlar tarafından muayenelere alındığınız taktirde de engel yüzde oranınız on puan yirmi puan civarı düşürülüp haklarını kaybetmenize neden olunuyor. Bu oran düşüşü ağır hastalarda pek zorluk çıkarmıyor ama derecesi sınırda olan birçok hastayı mağdur ediliyor.

Liseyi beraber okuduğum bir arkadaşım yüzde 65 olan özür durumunun, yüzde 48'e düşürüldüğünü öğrenince şok oldum. Neredeyse tüm haklarının elinden alındığını söyledi. Artık engellilerin, taşıtlarda seyahat ederken, müzelerde, park ve bahçelerde gezinirken arkadaşımın ücret ödeme zorunluluğu ortaya çıktı.

Arkadaşımın şu an engelli oranı düşürüldüğü için bu gibi sosyal faaliyetlerden faydalanamıyor. Geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olan bir engelli olarak tüm sosyal yaşamı yok olmuş durumda. Yolculuklarını para vererek yapmak zorunda kaldı. Park bahçe müze gibi birçok alana para vererek giriyor. Ben dahil birçok engelliye artık "Türkiye Büyük Millet Meclisi elini bizlerin üzerinden çeksin artık" demekten başka bir söz bırakmadılar.

Şu an ben mağdur değilim ama yarın mağdur olup olmayacağımı bilmiyorum. Arkadaşımın mağdur olması veya engelli arkadaşlarımın mağdur olması benim rencide olmama yetiyor. Sadece kendini düşünenlerden olmadığım için bu yaşananlara çok üzülüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder