19 Şubat 2013 Salı

Digiturk'te bir belgesel, Surp pırgiç

Televizyonda seyrettiğim kanallar arasında belgesel kanalları çoğunlukta hatta ayda 10-TL karşılığı Dijiturk şirketinden özel kanallar alıyorum. Bu kanallar arasında iki tane film kanalı bir tane belgesel ve iki tane de çizgi film kanalı var. 

Ben sadece film ve belgesel kanallarını seyrederim. Dijiturk’ün verdiği bir yerli ve yabancı belgesel kanalı var ama ben seyredemiyorum bunun nedeni kullandığım apartmanımızın çanak antenin uydu olması, yoksa uydu çanak anteni yerine kendime ait küçük bir çanak antenim olsa Dijiturk’le anlaşıp bir sürü belgesel kanalına sahip olabilirim.

Seyrettiğim belgesel kanalları içinde İz tv adlı bir kanal var. Bu kanal birkaç yıl önce açıldı ve ilk Türk belgesel kanalı oldu. Çok güzel programları var. İz tv ara sıra dünyaca ünlenmiş yapımları yaşamları veriyor, ama çoğunlukla Türkiye ile ilgili yaşamları irdeliyor. Bazen kişilerin yaşamını irdeler bazen şehirlerin kasabaların köylerin tarihlerini irdeler, eserlerini irdeler, törelerini, yemeklerini irdeler. Son zamanlarda daha çok tarihi yerleri eserleri yapılarını inceliyor.
 
Konuyu getireceğim yer; akşamüstü İz tv’de bir belgesel izledim gerçi bunu daha önce seyrettim gibi. Programda Surp Pirgiç Ermeni, hastanesini irdelediler. Tarihini, verdiği sağlık hizmetlerini ve içerisinde bulunan yapıları incelediler. Belgeselin her saniyesinde hastaneyi övdüler hiç olumsuz konuşmadılar. Ülkemizin geçirdiği savaşları anlatırken bile esirlere yapılan işkenceler anlatılır. Surp Pirgiç’i anlatırken olumsuz hiçbir kelime kullanmadılar.
 
Belgeselin bir yerinde başbakan Erdoğan’ın 2005 yılında açılışını yaptığı töreni gösterdi. Erdoğan açılış sırasında konuşma ile hastaneyi övüyor da övüyor, yere göğe sığdıramıyor. Onun orada o konuşmayı, açılışı ve övünçle yapması beni üzdü. Çünkü başbakana biz engelliler gitsek bizi öyle karşılamaz. Karşılar diyen yalan söyler. 
 
Aslında bu tür belgeseller hazırlanırken; İz tv’nin yapması gerekenler arasında vatandaşın tepkilerini de alıp ekranında yer vermesi gerekliydi.

Beni üzen tarafı bardağın dolu tarafını görüp, boş tarafı umurlarında değildi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder