22.07.2017
Bugün Nafi Ketenci ağabey ve İhsan Efe Erdoğan ağabey ile Yedikule surlarının hemen yanı başında bulunan Fetih kafe’de çay içerek yaklaşık bir saat boyunca sohbet ettik. Beni arayıp Zeytinburnu’na geldiklerini, Fetih kafeye gideceklerini söylediler bende müsaitsem onlara katıldım.
Üç tekerlekli sandalyeli Olivium alışveriş merkezi önünde buluştuk ve yaklaşık bir kilometre boyunca Fetih kafeye yolculuk yaptık. Bu, bir kilometrelik mesafeyi pek sağlıklı bir rota üzerinden yapmadık veya yapamadık, çünkü Nafi ağabey ve İhsan ağabey yolculuklarını tekerlekli sandalyeleriyle taşıt trafiği yolundan giderek yapmayı tercih ettiler. Hemen birkaç metre yanlarından 70- 80 kilometre hızla motorlu araçların geçtiği yol üzerinde yaptılar, bense yolculuğumu kaldırım üzerinden ve yolu biraz uzatarak yaptım.
Ben motorlu taşıtların bizlere karşı tavrını tüm mecraları kullanarak eleştirirken, tekerlekli sandalyeli iki arkadaşım onların bize yaptığını hayatlarını tehlikeye atarak onlara yaptılar.
Hayatlarını tehlikeye atmanın yanı sıra herhangi bir kaza sonucunda kendilerini savunacakları bir durumları da yok, çünkü araç yolunda tekerlekli sandalyeleriyle ilerliyorlar ve yaşamları iğne ipliğine bağlı.
Arkadaşlar trafiğin akışı yolundan ilerliyorlar, ilerleyen motorlu taşıtın sağ tarafındalar, taşıtın şoförü ise sol tarafta. Şoförün onları görebilmesi biraz zor, motorlu taşıt sağdan çıkış yapmak istediğinde öndeki araç yüzünden tekerlekli sandalyede bulunan arkadaşlarımı göremeyebilir. Motorlu aracın şoförü onları son anda fark edebilir.
Fetih kafeye gidip bu durumu onlara anlattığımdaysa bana savunmaları “Apo kaldırımda rampa yok ve alternatif diğer yol dolonbaçlı, zaman kaybı oluyor” oldu, bense “Ağabey benim gibi alternatif yolu kullanın, yolu en fazla yüz metre uzatırsınız ve beş dakika kaybınız olur” dediğimdeyse, başka konuya geçtik.
İki üç yıl önceydi, o bölgeye yakın bir yerdeydim… Bir ara kaldırımdan araç yolu trafiğinin olduğu yola inmek zorunda kaldım, çünkü kaldırımda rampa yoktu. Ama ben trafiğin gidiş istikametinde değil, trafiği gelişine doğru ilerliyorum, yani trafiği görebiliyordum, kontrol hem karşıdan gelen aracın şoföründe hem de bendeydi.
Yoldan gideceğim mesafe on metre civarı olduğundan korkusuzca ilerlerken birden karşıma önündeki aracı sağdan geçmeye çalışan bir polis aracı doğruca üzerime gelmeye başladı. Bana çarpmasına beş metre filan kalmıştı ki önündeki aracın yanından beni gördü ve sola doğru kaçıp bir kaza olmasını engelledi.
Benim tekerlekli sandalyemle taşıt trafiği yolundan ilerlemem hataydı, ama onunda bir polis aracı olarak öndeki aracı sağdan geçmek istemesi hataydı.
Tekerlekli sandalyeli bu iki arkadaşıma Nafi ağabeye ve İhsan ağabeye gelecek olursam, onların yaptığı bu hareket sonrası, kendi yaşamları için çok tehlikeli ama bunun yanı sıra yolculuk sırasında yaşanacak bir kaza sonrası arkadaşlara zarar verecek motorlu aracın şoförü bakımından durumu düşünmek bile istemiyorum.
İnsanımızdaki; bu tavır, bu umursamazlık, bu düşüncesizlik artık beni de olumsuz şekilde etkilemeye başladı.
1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. His kaybı olmayan sol tarafı felç bir kişiyim. Sorunların ve zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan ve engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. BİZLER ENGELLİ DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Abdi İpekçi spor kompleksi açıldı...
Dün Zeytinburnu'nda yenilenmiş olan Abdi İpekçi Spor salonunun yeni kompleksinin açılış töreni vardı. Açılışı sayın Cumhurbaşkanı Rec...

-
BİZLER "ENGELLİ" DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ... Kaldırımlarda, Rampalarda... Caddelerde yollarda, trafik lambalarında, yay...
-
Birkaç hafta önce bir mektup hazırladım, bu mektubu yazıcıdan çıktısını alıp, bir zarf içine koyup taahhütlü olarak Türkiye Büyük Millet...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder