24.08.2014 14.30
Avşa’dan Tekirdağ’a dönüşümüz sırasında feribotta çok büyük bir tehlike atlattık…
Saat 13:30 gibi Avşa adasında YavuzNaz arabalı feribotu aracımızı park ettik, saat 14:00’de de feribot Marmara denizine doğru açıldı, saat 14:30 civarı da Marmara adasından yolcu almak için yanaştık. Bu feribotlar Avşa adasında bir limana uğruyor, Marmara adasında ise iki limana uğruyor.
Marmara adasında ilk limana uğradık yolcumuzu aldık, Marmara adasının ikinci limanına gitmek için yola çıktık. Marmara adasının ikinci limanı biraz sapa, yani iyi manevra yapılmak zorunda. Ben aracımızın içinde olduğundan olayı tam göremedim, ama feribotun siren sesini ve kıyıdaki insanların bağırış çığırışlarını duydum, feribotun yanından telaşlı bakışları koşuşturmaları gördüm. Feribotun motor sesinin zorlandığını da hissettim.
Gözüm bir ara dalgakıran üzerinde olan amcaya takıldı, amca yerinde duramıyor hopluyor zıplıyor elindeki şapkayı sallıyordu. Hemen saniyesinde bir gariplik olduğunu hissettim ve “anne baba bir yerlere tutunun” diye bağırdım. Ben öyle dedikten birkaç saniye sonra, feribot yavaşladı ve durdu. Devasa büyüklükte olan o feribotun durması çok zor, ama durdu.
Limanda koşuşturan o amcayı asla unutmam, eline aldığı şapkasını nasılda sallıyordu, sahilde denize girenlere nasıl bağırıyordu. Orada yaşayan insanlar deniz araçlarının nereden gelip gittiğini nasıl yanaştığını veya ne kadar hızda olması gerektiğini çok iyi bilir.
Feribotumuzun kaptanı limana yaklaşırken dümen kilitlendiği için dönüşünü tamamlayamadı ve doğruca kıyıya doğru sürüklendik, kumsalda denize girenlerin üzerine gitmeye başladık. Feribotun hızı düşmeseydi Marmara adası sahiline godoslama girecektik, hem sahilde denize girenler zarar görecekti, hem de biz feribottakiler.
Kaptan olaydan birkaç dakika sonra bu açıklamayı yapıp yolculardan özür diledi...
Ben yan taraftan kıyıya aşırı yanaştığımızı gördüm, ama kumsalda denize girenlerin üzerine gittiğimizi görmedim. Kardeşim “ağabey sahildeki insanlar çok kötü oldu, feribot kıyıya o kadar çok yaklaştı ki, karaya on metre kala filan durduk” dedi. Feribotun ağırlığı binlerce ton vardır, bunun yanında içindeki yolcuları araçların ağırlığı da yüzlerce ton vardır, yani hızımız ne kadar düşük olursa olsun, karaya dokunduğumuz an tüm feribot alt üst olurdu. Tüm araçlar birbirine girer yığın olur, yaralanan ölen olurdu. Maddi kaybı bırakın, feribotta o sırada yüzlerce de insan vardı.
Neyse ki ucuz atlattık ve sağ salim Tekirdağ’a ulaşabildik. Tekirdağ’da limana yaklaşırken bir baktık, limanda polis ambulans araçları, denizcilik bakanlığıma bağlı araçlar tepe lambalarını yakmış kaptanın ifadesini almak için bekliyordu.
1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. His kaybı olmayan sol tarafı felç bir kişiyim. Sorunların ve zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan ve engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. BİZLER ENGELLİ DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Abdi İpekçi spor kompleksi açıldı...
Dün Zeytinburnu'nda yenilenmiş olan Abdi İpekçi Spor salonunun yeni kompleksinin açılış töreni vardı. Açılışı sayın Cumhurbaşkanı Rec...

-
BİZLER "ENGELLİ" DEĞİLİZ, BİZLER ENGELLENİYORUZ... Kaldırımlarda, Rampalarda... Caddelerde yollarda, trafik lambalarında, yay...
-
Birkaç hafta önce bir mektup hazırladım, bu mektubu yazıcıdan çıktısını alıp, bir zarf içine koyup taahhütlü olarak Türkiye Büyük Millet...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder