18 Şubat 2013 Pazartesi

Resmi dilimiz Türkçe

Sabah belgesel kanalı İz tv’de bir Karadeniz belgeseli izledim, doğu Karadeniz yani Artvin Rize tarafları, bu belgeseli birkaç yıl önce de izlemiştim. 

O bölgenin rakımı çok yüksektir. Doğası muhteşemdir, denizi bir başka havası bir başkadır. İnsanları bambaşkadır. Köylerinde, birbirleri ile anlaşma şekilleri konuşmayla değil ıslıkladır. Kendi aralarında Türkçe değil, Lazca konuşurlar. Dağlarından kar eksik olmaz derelerinden su. Bağlarında bahçelerinde çay fındık bal yetişir yetiştirilir, denizinde teknelerinde hamsisi fink atar. Doğu Karadeniz doğasıyla Türkiye’nin değil, dünyanın bir numarasıdır. Bana göre. 

O belgeseli seyrederken şu dikkatimi çekti, köylerinde röportajlar sırasında hep Lazca konuşuldu ve bu Lazca’yı da İz tv alt yazıyla Türkçeye çevirdi. Bu alt yazıya çevirme olayını İz tv tüm dillerde yapar. İngilizceyi, Fransızcayı, Almancayı, Kürtçeyi, Lazcayı, Ermeniceyi, Arapçayı yani tüm bu anlaşılamayan dilleri seyredenleri için Türkçe alt yazıya çevirir. Okuması yazması olan herkeste bu kişilerin ne konuştuğunu bilir. 

Bana göre bu yapılan doğru; Türkiye’nin resmi dili Türkçe olduğundan ve nüfusunun büyük çoğunluğu her yerde Türkçe konuştuğundan bunun yapılması da gerekir. 

Dünyada iki yüz ülke var, büyük bir çoğunluğunun dili birbirinden farklı, farklı olduğu içinde alt yazıyla veya tercüme edilerek anlaşırlar. 

Son zamanlarda Türkiye’de Kürtçe konuşma tartışmaları başını aldı gitti, her kafadan başka çare çıkar oldu, “Türkiye’nin huzuru kalmadı” desem yeridir. Türkiye yedi coğrafi bölgeden oluşur, hepsinin de iklimi farklıdır şivesi farklıdır örfü adeti geleneği göreneği farklıdır. Hiç biri birbirine uymaz, uymak zorunda da değil.

Bir Laz ile bir Kürt vatandaşımız yolda karşılaşsa, sohbet etmek istese, birbirlerine danışacak ortak bir konu olsa nasıl anlaşacaklar Kürtçeyle mi Lazcayla mı? Bunu her iki vatandaşa da soruyorum. 

Tabi ki ortak dilimiz Türkçeyle konuşacaklar, biri Lazca biri Kürtçe konuşursa anlaşma çıkmaz, hır gür çıkar o sohbetten. Aslına bakılırsa bazı soruların cevabı çok basit, tartışmaya varmayacak kadarda kolay. 

Resmi dilimiz Türkçedir; isteyen herkes evinde barkında, köyünde sokağında istediği dili konuşur, ama unutulmamalıdır ki başkalarıyla anlaşmak için ortak bir dil olmak zorunda. Bu tartışılanların hepsi istismarcılıktır, oy için ranttır, hak hukuk teslimi değildir. 

Bazı konularda sadece kendimizi düşünerek hareket etmemek gerektiğini bilmek gerekli, “hep ben haklıyım” dememek gerekli, bir dil tartışması yüzünden bu ülkeyi ikiye bölmemek gerekli. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder