Son birkaç yıldır televizyon kanallarında bazı videolar yayınlanmaya başladı, bu videolar Kamu spotu adı altında ekranlarda yer alıyor.
İnsanımızı bilinçlendirme amaçlı yayınlanan bu spotlar için geç kalınmış olsa da, artık gelecek nesillere faydalı olurlar. Şu an yayınlanan bu Kamu spotları arasında, sigara alkol içmenin zararlı sonuçlarını gösteriyorlar, yaşlılara trafikte yardımcı olmayı öğretiyor, bir diğerindeyse organ bağışının faydası anlatılıyor.
Bu türden Kamu spotları arasına engellileri de almak gerek ki, insanımızın engellilere karşı bilinçlenmesine katkıda bulunabilsin. Bu spotlar sayesinde belki devletin yaptığı hataları yanlışları bile görme konusunda vatandaşımız daha duyarlı olabilir. Engellilere yönelik girişimler var, ama benim demek istediğim; insanların engelli olmaması için yapılması gerekenler, bir engelliye nasıl davranılacağı konusunda bilinç sağlayıcı bilgiler veya engellilerin eğitimi konusunda bilgiler.
Mesela bir kaza sonucunda kazazedeye yardımda bulunurken, kazazedenin karga tulumba taşınmaması konusunda bilgi bilinç sahibi olunması sağlanabilir, eğer kazazede karga tulumba taşınırsa omuriliğine zarar gelebilir ve kişi yaşamı boyunca yürüyemeyecek hale gelebileceğini öğretilmeli. Mesela zihinsel özürlü engelli çocuk sahibi olmamak için, evlilik öncesi kan testlerin yapılması konusunda, akraba evliliğinde gen konusunda, bebeğin sağlığını takip konusunda spotların yapılması gerek.
İllaki var olan sorun ve sıkıntı konusunda değil, oluşabilecek sorun ve sıkıntı konusunda spotların hazırlanıp medyada yayının sağlanması gerek. Bu spotların özellikle seyrede bilirliği olan saatlerde yayınlanması da önemli, gecenin üçünde veya sabahın köründe yayınlanması demek hiç faydası olmaması demek.
4 nisan 1976 İstanbul doğumluyum, yaşamımı halen İstanbul'da sürdürmekteyim. Yirmi yaşında Anevrizma'dan dolayı beyin kanaması geçirdim, yarım saat içinde bir acil servis doktorunun karşısında olmama rağmen ilgisizlik nedeniyle yaşamımı tekerlekli sandalyede sürdürmekteyim. Zorlukların üzerine giderek çözüme ulaşan bir kişiyim ve sağlığını kaybetmiş engelli bireyler için farkındalık yaratmaya çalışan bir aktivistim. "Biz engelli değiliz biz engelleniyoruz"
12 Şubat 2014 Çarşamba
4 Şubat 2014 Salı
Cemil Çiçek'e taahhütlü mektup
Birkaç hafta önce bir mektup hazırladım, bu mektubu
yazıcıdan çıktısını alıp, bir zarf içine koyup taahhütlü olarak Türkiye Büyük
Millet Meclisi başkanlığına göndereceğim.
Taahhütlü olarak gönderdiğim zaman elimde bir belgem
olacak ve belgemin verdiği bir güç olacak. Ben bunu internet yoluyla yaptığımda
elimde herhangi bir belge olmuyor ve bu beni rahatsız ediyor. Bu mektubumda
içeriğindeyse, sağlık kurumlarında sağlığını kaybeden vatandaşın sağlık
kurumuna dava açma hakkının beş yılla sınırlı olması nedeniyle, vatandaşın
mağdur olması dava açamaması. Bu mektubu yaklaşık bir yıl önce Türkiye Büyük
Millet Meclisi başkanlığının internet sayfasının Yeni anayasa çalışmamaları
başlığı altına yazmıştım, ama bir sonuç alamamıştım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi başkanlığına;
Sayın Meclis başkanım
Cemil Çiçek, ben Abdullah Ünal 38 yaşında anne babasıyla İstanbul
Zeytinburnu’nda yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.
1996 yılında bir
hastanenin acil servisinde doktorun müdahalesi sırasında hatalı davranışlarda
bulunması sonucu tekerlekli sandalyeli hale gelmiş bir engelliyim. Aradan 18
yıl geçmiş olmasına rağmen tedavi sürecim kendi yarattığım imkanlarla evde
devam etmektedir. Bu 18 yıl içinde, maddi ve manevi olarak, hem ben hem annem
babam defalarca yıpratıldı. Birçok defa sağlığıma kavuşma konusunda sözler
verilip maddiyat talep edildi, defalarca deneme tahtası olarak kullanıldım veya
kullanılmak istenildim.
Bunun başlıca sebebi,
yasalarımızda sağlıkla ilgili konularda var olan boşluklar. O kadar çok boşluk
var ki, sağlık sektörünü sağlıkçılar değil sağlıktan nemalanmak isteyen gruplar
yönetmekte.
Sağlık kurumlarında
vatandaşa yapılmış olan hatalara karşı, sağlığını kaybeden vatandaşın sağlık
kurumuna dava açma hakkı beş yılla sınırlı. Sağlık kurumunda yapılan hata
sonucu sağlığını kaybeden vatandaşsa bu hatanın sonucuna ömür boyu katlanmak
zorunda kalıyor.
Vatandaşın yaşam hakkını
korumakla yükümlü olan devletin, kanunda olmaması gereken ve bir an önce
değişmesi gereken bu yasanın vatandaşı mağdur etmeye devam etmemesi için sizden
bir çözüm bekliyorum.
Yeni anayasa çalışmaları
sırasında, sağlık kurumlarının hatası sonucu sağlığını kaybeden vatandaşın,
sağlık kurumlarına dava açma hakkının beş yılla sınırlı olmasını değil, dava
açma hakkının süresiz olması konusunda çalışma yapmanızı istemekteyim. Eğer
süresiz dava açma hakkı olduğu taktirde, sağlık kurumları vatandaşa daha özenle
davranacağı kanısı içindeyim.
Uygun gördüğünüz takdirde,
gereğini yapmanızı arz eder teşekkürlerimi sunarım.
Abdullah
Ünal
27.02.2014
Şubat ayı başında Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı Cemil Çiçek’e göndermiş olduğum taahhütlü mektubuma bugün “gönderiniz 14 Şubat günü kurumumuza ulaşmıştır” bilgisinin yer aldığı bir posta alındı belgesi geldi.
Şubat ayı başında Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı Cemil Çiçek’e göndermiş olduğum taahhütlü mektubuma bugün “gönderiniz 14 Şubat günü kurumumuza ulaşmıştır” bilgisinin yer aldığı bir posta alındı belgesi geldi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı Cemil Çiçek’e bir ay önce taahhütlü olarak göndermiş olduğum mektubumda; sağlık kurumlarının hatası sonucu sağlığını kaybeden vatandaşın, sağlık kurumuna dava açma hakkının beş yılla sınırlı olmasını değil, süresiz dava açma hakkının olması gerektiğini ve bunun için bir çalışma yapmalarını rica etmiştim.
Bugün gelen posta ile mektubumun ellerine ulaştığını öğrenmiş oldum. Tek başıma ilerlediğim bu yolda, engellilerin hakları için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Karşımdaki muhataplar ister beni dinlesinler ister dinlemesinler, ben yasal yollardan hakkını almaya çalışıyorum veya var olan haklarımın bana verilmesini istiyorum.